Son Dakika Haberler

Haşim Akın

Haşim Akın

​Hazım Problemi

01 Nisan 2020
İnsanın içinde veya dışında olanları hazmedememesi önemli bir sorundur. Bu durum çok ciddi sıkıntı ve hastalıkları beraberinde getirir. Ülkemiz şimdi böyle bir Hazım problemi yaşıyor… 
Türkiye'yle beraber dünyada birçok ülkenin ortak olarak yaşadı bir sağlık sorunu var. Buna karşı elbette çok ciddiye sıhhi tedbirler alınmalıdır. Hastaneler olmalı, ilaçlar temin edilmeli, korunabilmek için her türlü tavsiye edilen yöntem denenmeli… En kısa sürede aşısı bulunmalı.  Zehrinin panzehri ortaya koyulmalı… Bu konuda da bir problemimiz yok.
Tüm bu sağlık ve bilimsel tedbirlerin yanında biz bir Müslüman olarak dünyada hiçbir yaprağın Allah'ın izni olmadıkça kıpırdamayacağını biliriz ve buna iman ederiz. Bu nedenle de içinde yaşadığımız bu bela için Allah'a dua ederiz. Ben bir Müslüman olarak Rabbime dua ederim. Bir başkası kiliseye girip dua edebilir. Böyle bir durumda adını duymadığım bir dine inanan bir insan da kendi Tanrısı ve kutsalına dua ederse bu da onun inancıdır. Ben böyle bir şirki asla kabul etmesem bile onun inancı, tanrısı ve duasıyla alay etmem. Allah bana böyle bir şeyi yasaklar.
Son zamanda biz Türkiye'de nüfus cüzdanında Müslüman yazan, sorulunca kendini Müslüman olarak tanımlayan ve cenazesi için de en son olarak camiye getirilecek insanların; ezanla, sala ile veya dualarla ilgili büyük bir hazım problemi yaşadıklarını görüyoruz. 
Ben halkı bizim kadar Müslüman olmayan değişik toplamları gördüm. Örneğin uzun süre kaldığım Burkina Faso’da halkın %50- 60'a kadarı Müslümandır. Geri kalanı da Hristiyan veya putperestlerden oluşur. Tam bir sayısal veri olmasa da başkentte camiler kadar kiliseler de vardır. Küçüklü - büyüklü insanların hem Mescidi hem de Kilisesi var. Burada ezanlar hoparlörle okunur. Hatta bize göre çok gariptir ama tüm namazlar dış hoparlörde bütün mahalleye canlı olarak verilir. Özellikle sabah namazı gibi ortamın daha sessiz olduğu yerlerde çok rahat duyulur. Ben evimin çevresinde 5-6 kadar camiden sabah namazını canlı olarak dinlemişimdir. Ama namazdan kısa bir süre sonra yakındaki başka bir kilisenin çan sesin duydum.
Orada ne Müslümanlar, kiliseyi taşladılar ne de Hristiyanlar, Müslümanların hoparlörünü kesme ihtiyacı hissetti. Geçen yıl Ramazan ayında yine bir proje için Uganda'da bulunmuştum. Oradaki teravih namazı 20 değil 8 rekât olarak kılınıyor. Ama 8 rekâtlı teravih namazı yaklaşık bir veya bir buçuk saate yakın sürüyor ve tüm camilerin dış hoparlörlerinden canlı olarak veriliyordu. Oysaki burada Müslümanların oranı % 20-30 kadar tahmin ediliyor. 
Müslümanların azınlık olduğu ve diğer dinlerin daha çoğunluk olarak bulunduğu ülkede bile insanlar birbirlerine böylesine tahammül edebiliyor…  Yüzyıllardır İslam'a hamilik yapmış, annesi babası Müslüman olan, sorduğunuzda kendisini de İslam'ın dışındaki bir din ile tanımlamayan bu insanların hali gerçekten ilginç. Namaza, Kur'an-ı Kerim’e, ezan ve duaya karşı bu kadar hazımsızlığını anlamak gerçekten çok zor. Bunlar kendilerini farklı bir din ile tanımlamış olsalar ve bu dinlerinin gerek ve ihtiyaçlarıyla yaşasalar çok da garip karşılamayacağım.
İtalya'da bu salgını önlemek için helikopterde şehri kutsayan papazları gördük. Oradaki Hristiyan halkın alaya aldığını ve bununla dalga geçtiğini sanmıyoruz ve böyle bir olayı da bilmiyoruz. Bu topraklarda İslam’a ait değerleri yok etmek için çalışan o güçler, nasıl bir çalışma yapmışlarsa insanların yönlerini İslam’dan çevirmekle kalmamış içlerinde büyük bir kin büyütmüşler. 
Bu virüs nedeniyle birçok yeniliği konuşurken bu hale gelmiş nesli nasıl yetiştirdiğimiz de konuşmalıyız. Hatalarımızı bulmalı ve acilen çözüm üretmeliyiz. Kutsalı olmayan ve hiçbir kutsala da saygısı olmayan toplum; ancak “belhüm edal” olacaktır… 
Bunu kim mi yapacak? Bu konuda en alttan en üste kadar hepimizin görevi olacaktır. 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English