DOLAR : 42,58₺
EURO : 49,57₺
STERLİN : 56,85₺
GRAM : 5.807,99₺
ÇEYREK : 9.553,33₺
CUMHURİYET : 37.902,77₺
Güncel

Cevdet Yılmaz: 2026 bütçesi istikrar ve refah bütçesidir

Eklenme: 08.12.2025 - 16:14

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, tam anlamıyla bir istikrar ve refah bütçesidir" dedi.

Cevdet Yılmaz: 2026 bütçesi istikrar ve refah bütçesidir
Reklam alanı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, TBMM Genel Kurulunda görüşmelerine başlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ile 2024 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin sunuş konuşmasını yaptı.

Bütçenin, AK Parti Hükümetlerinin hazırladığı 24'üncü, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin ise 8'inci bütçesi olduğunu hatırlatarak, 2026 yılı bütçesinin, aynı zamanda, Türkiye Yüzyılı hedefleri doğrultusunda hazırlanan 3'üncü bütçe olduğunu söyledi.

"İstikrarın sürdürüldüğü bir ortamda, vatandaş ve hizmet odaklı bir yaklaşımla hazırlanan 2026 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi, tam anlamıyla bir 'istikrar ve refah' bütçesidir." diyen Yılmaz, uluslararası gelişmişlik sınıflandırmasında alt-orta gelir grubundan üst-orta gelir grubuna kalıcı şekilde yükselen bir Türkiye inşa ettiklerini belirtti.

Türkiye'nin artık "yüksek gelirli ülkeler ligi"ne girmeye hazırlanan bir ülke olduğunu, bu yürüyüşün sadece rakamsal bir geçişin değil, niteliksel bir değişimin, yeni bir kalkınma hamlesinin başlangıcı olduğunu vurgulayan Yılmaz, şunları kaydetti: "Bu yolculuk, Türkiye Yüzyılı rotasında büyük bir dönüşüm hamlesidir. Bu kapsamda 2026 yılı, Orta Vadeli Programımızın en kritik yılıdır. Çünkü 2026, hem attığımız adımların sonuçlarının görünür hale geleceği hem de reformlarımızın meyve vereceği eşik bir yıl olacaktır. Bütçemiz tam da bu anlayışla hazırlanmıştır. 2026 bütçesi, yapısal dönüşümü hızlandıracak, yüksek gelir hedefini destekleyecek bir anlayışla huzurlarınıza getirilmiştir. Yeşil ve dijital ekonomiye geçişte teknolojik dönüşümü hızlandıracak adımlar, gıda ve enerjide arz güvenliğini artıracak politikalar ve yeni bir sosyal konut hamlesi başlatmaya yönelik çalışmalar bütçemizde net bir şekilde karşılık bulmuştur."

Yılmaz, "asrın felaketi" olarak nitelendirilen Kahramanmaraş merkezli depremlerin yaralarını tamamen sarmanın, şehirleri daha dirençli hale getirmenin ve yeni bir yaşam güvenliği standardı oluşturmanın, bu bütçe döneminde de öncelik olmaya devam edeceğine dikkati çekerek, "Bütçemiz, istikrar içinde ekonomik büyümenin devam ettiği ve enflasyon oranının düştüğü bir ortamda, kalıcı sosyal refah artışı hedeflemektedir. Kalkınma Planımız ve Orta Vadeli Programımız doğrultusunda fiziki altyapıyı güçlendirmek, beşeri sermayeyi geliştirmek ve üretim kapasitemizi artırmak bütçemizin ana eksenini oluşturmaktadır." diye konuştu.

"Savunma ve güvenlik alanında caydırıcı kapasitemizi geliştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz"
Türkiye'nin bölgesel ve küresel barışa, istikrara ve adalete katkı sunan güvenilir bir aktör konumunda olduğunun altını çizen Yılmaz, "Dış politikada, milli hak ve menfaatlerimizi merkeze almaya, Türkiye'nin küresel etkinliğini daha da artırmaya, savunma ve güvenlik alanında caydırıcı kapasitemizi geliştirmeye kararlılıkla devam edeceğiz." değerlendirmesinde bulundu.

Yılmaz, dünyanın, tarihi bir dönüşüm sürecinden geçtiğine, ekonomiden ticarete, teknolojiden jeopolitiğe kadar her alanın, köklü bir değişim süreci yaşadığına işaret ederek, geleneksel ezberlerin çalışmadığı, rekabetin çok daha sert olduğu, teknolojik ilerlemelerin kalkınmanın tamamlayıcı unsuru değil, artık doğrudan belirleyicisi olduğu bir döneme girildiğini söyledi.

Türkiye'nin, güçlü liderlik ve istikrarlı yönetim yapısıyla bu küresel dönüşümü doğru okuduğunu, buna uygun yol haritasını kararlılıkla uyguladığını dile getiren Yılmaz, "Dünyanın bu yeni şartlarında 2026 yılı bütçemiz, güven ve istikrarı pekiştiren, ekonominin dış şoklara karşı dayanıklılığını artıran temel politika araçlarından biri olarak öne çıkmaktadır." dedi.

Yılmaz, küresel enflasyonda gerileme gözlenmekle birlikte henüz arzu edilen seviyelere gelinemediğini belirterek, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF) tahminlerine göre dünya ekonomisinin 2025 ve 2026'da yıllık sırasıyla yüzde 3,2 ve yüzde 3,1 oranında büyümesinin öngörüldüğünü kaydetti.

IMF tahminlerine göre, 2025 yılında küresel enflasyonun yüzde 4,2'ye, 2026 yılında ise yüzde 3,7'ye gerilemesinin beklendiğini aktaran Yılmaz, "2026 yılında dış koşulların bir önceki yıla göre daha destekleyici bir görünüm sergileyeceğini, dezenflasyon sürecimize ve aynı zamanda yatırım, istihdam, üretim ve ihracat hedeflerimize nispi olarak daha fazla katkı sağlayacağını değerlendirmekteyiz." şeklinde konuştu.

"Avrupa'nın 4'üncü büyük ekonomisi olmayı bekliyoruz"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2020-2024 döneminde, 5 yıllık süreçte dünya ekonomisi yüzde 15,1 oranında büyürken, Türkiye ekonomisinin aynı dönemde yüzde 30,3'lük bir büyüme gösterdiğini, bu süreçte ortalama yıllık büyüme hızının dünya genelinde yüzde 2,9 düzeyinde gerçekleşirken, Türkiye ekonomisinin yıllık ortalama yüzde 5,4'lük oranla dünya ortalamasının iki katı kadar büyüdüğünü söyledi.

Milli gelirin, 2023 itibarıyla ilk defa 1 trilyon dolar eşiğini aşarak 1 trilyon 130 milyar dolara ulaştığını, kişi başına düşen milli gelirin ise 13 bin dolar olarak gerçekleştiğini anımsatan Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü: "2024 yılında kişi başına düşen milli gelirimiz 15 bin doları aşmıştır. 2025 yılı üçüncü çeyreği itibarıyla Gayri Safi Yurt İçi Hasıla'nın (GSYH) dolar cinsinden yıllıklandırılmış büyüklüğü 1 trilyon 538 milyar dolar düzeyine yükselmiştir. Aynı dönemde yıllıklandırılmış kişi başına milli gelirin ise yaklaşık 17 bin dolar seviyesine çıktığı görülmektedir. Yıl sonu tahminimiz ise kişi başına gelirde 17 bin 748 dolardır. 2025 yılı itibarıyla kişi başına düşen milli gelirimizin bu seviyelere ulaşmasıyla ülkemizin Dünya Bankasının Atlas Yöntemi ile belirlediği eşik değerleri ilk defa aşarak yüksek gelir grubu ülkeler arasında yer alması öngörülmektedir. Ülkemizin küresel ekonomiyle bütünleşmesi ve gelişmiş ekonomilere yakınsama iradesi kararlılıkla sürdürülmektedir. 2024 yılı itibarıyla nominal dolar bazında Türkiye 17'nci büyük ekonomi, Satın Alma Gücü Paritesinde ise 12'nci büyük ekonomi konumundadır. 2025 yılına ilişkin tahminlerin gerçekleşmesi halinde nominal dolar bazında Türkiye ekonomisi, dünyanın 16'ncısı, Satın Alma Gücü Paritesine göreyse 11'inci büyük ekonomisi olacaktır. Böylece İtalya'nın ekonomik hacmini geçerek Avrupa'nın da 4'üncü büyük ekonomisi olmayı bekliyoruz."

Yılmaz, Türkiye ekonomisinde 2025 yılının üçüncü çeyreğinde yıllık bazda yüzde 3,7 oranında büyüme gerçekleştiğine dikkati çekerek, "Küresel ve bölgesel olumsuz konjonktüre rağmen, siyasi istikrar ortamı ve öngörülebilir politikalar çerçevesinde büyüme performansımız 21 çeyrektir kesintisiz bir şekilde devam etmektedir." diye konuştu.

"2027 yılından itibaren enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere düşürülmesini hedefliyoruz"
Ekim ayında mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik oranının yüzde 8,5 düzeyinde gerçekleştiğini ve son 30 aydır tek haneli seviyelerdeki seyrini sürdürdüğünü belirten Yılmaz, "2025 yılı işsizlik oranının Orta Vadeli Program'da öngörülen yüzde 8,5 düzeyinin bir miktar altında gerçekleşebileceği değerlendirilmektedir." dedi.

Yılmaz, bir yandan işsizlik oranını düşürmeye çalışırken, diğer yandan atıl işgücünü üretime katma yönünde çok yönlü bir politika setini uygulamayı planladıklarını dile getirerek, "Bu doğrultuda, Orta Vadeli Program'da öngörülen büyüme patikasına paralel olarak istihdamın, önümüzdeki yıllarda yıllık ortalama 842 bin kişi artması, işsizlik oranının ise 2028 yılına kadar kademeli biçimde düşerek yüzde 7,8 seviyesine gerilemesi beklenmektedir." değerlendirmesinde bulundu.

Dezenflasyon sürecinin program takvimine uyumlu şekilde ilerlemesinin, yılın ikinci yarısında çok daha somut biçimde hissedildiğini anlatan Yılmaz, şöyle konuştu: "Kasım 2025 itibarıyla yıllık tüketici enflasyonu yüzde 31,1 düzeyine kadar gerilemiştir. Temel mal enflasyonunda çok daha belirgin bir düşüşle bu oran yüzde 18,6 olmuştur. Aralık ayına yönelik enflasyon görünümü de olumlu seyretmektedir. Önceliğimiz açık ve nettir. Bütüncül bir yaklaşımla para, maliye, gelirler politikaları ve yapısal dönüşüm adımlarıyla dezenflasyonu kararlılıkla sürdüreceğiz. 2026 yılında enflasyonun yüzde 20'nin altındaki bir seviyeye inmesini, fiyatlama davranışlarında yapışkanlığın kalıcı olarak kırılmasını ve 2027 yılından itibaren enflasyonun tekrar tek haneli seviyelere düşürülmesini hedefliyoruz."

Yılmaz, sosyal konut ve gıda başta olmak üzere arz yönlü politikalarla da enflasyonla mücadeleyi bütüncül bir çerçevede sürdüreceklerini ifade ederek, "Enflasyonla mücadele elbette yalnızca makro göstergeleri düzeltmek anlamına gelmemektedir. Enflasyonun düşmesi ile artan öngörülebilirlik, yatırım ortamını iyileştirmek suretiyle sürdürülebilir büyümemize de güç katacaktır. Tüm bu çabalarımızın nihai ve esas gayesi ise vatandaşlarımızın satın alma gücünü ve refahını kalıcı bir şekilde yükseltmektir." dedi.

"Merkez Bankası rezervleri 28 Kasım itibarıyla 183,2 milyar dolara ulaştı"
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bu yılın Ocak-Kasım döneminde bir önceki yılın aynı dönemine göre ihracat gelirlerinin 247,2 milyar dolara ulaştığını, kasım ayı itibarıyla yıllıklandırılmış mal ihracatının 270,6 milyar dolar olduğunu belirterek, toplam mal ve hizmet ihracatının bu yıl 390 milyar doların üzerinde gerçekleşeceğini, mal ihracatını gelecek yıl 282 milyar dolar düzeyine yükseltmeyi hedeflediklerini söyledi.

2025 yılında cari işlemler açığının milli gelire oranının OVP'deki tahminlere paralel olarak yaklaşık yüzde 1,4 düzeyinde gerçekleşmesinin öngörüldüğünü aktaran Yılmaz, uluslararası doğrudan yatırımların, bu yılın Ocak-Eylül döneminde bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yaklaşık yüzde 46 artışla 11,4 milyar dolar olduğunu, eylül itibarıyla yıllıklandırılmış doğrudan yabancı yatırımların ise 15,3 milyar dolar seviyesine ulaştığını ifade etti.

Yılmaz, Kur Korumalı Mevduat'ın (KKM) toplam mevduattaki payının yüzde 0,1'e kadar gerilediğini bildirerek, enflasyondaki düşüşün Türk lirasına güveni pekiştirdiğini, Türk lirası mevduatın toplam mevduat içindeki payının yüzde 62,1'e yükseldiğini kaydetti.

Merkez Bankası rezervlerinin 28 Kasım itibarıyla 183,2 milyar dolara ulaştığını kaydeden Yılmaz, geçen yıla göre 25,5 milyar dolarlık artış gerçekleştiğine dikkati çekti.

"Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 16 trilyon 266 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz"
Bu yıl merkezi yönetim bütçe giderlerinin 14 trilyon 674 milyar lira, merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 12 trilyon 466 milyar lira, bütçe açığının 2 trilyon 208 milyar lira, faiz dışı açığın 156 milyar lira olarak gerçekleşeceğini tahmin ettiklerini anlatan Yılmaz, "2025 yılında vergi gelirlerinin 10 trilyon 734 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise 1 trilyon 732 milyar lira olacağını öngörüyoruz." dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 2026 yılı bütçesi kapsamında 228 kamu idaresinin bütçesinin bulunduğunu, bütçe giderlerinin 18 trilyon 979 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 16 trilyon 266 milyar lira olacağını öngördüklerini, 2026 yılı bütçesinde, büyük oranda deprem harcamaları bağlantılı geçici yükselişe rağmen, faiz giderlerinin milli gelire oranının yüzde 3,5 seviyesinde olmasını beklediklerini, 2026 yılı bütçesinin 29 milyar lira faiz dışı fazla vermesini hedeflediklerini söyledi.

Son 3 yılda merkezi yönetim bütçesinden, bu yılın fiyatlarıyla 90 milyar dolar tutarındaki önemli bir kaynağı depremin yaralarının sarılması için kullandıklarını bildiren Yılmaz, "2026 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 2025 yılı gerçekleşme tahminlerine göre yüzde 30,5 artışla 16 trilyon 266 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise yüzde 28,9 oranında artarak 13 trilyon 833 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz." şeklinde konuştu.


Kaynak: AA

Reklam alanı

Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Kanala Katıl

Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.

Abone Ol
Yasal Uyarı: Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.'ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

⚡ BU HABERE EMOJİYLE TEPKİ VER!

👏 0
❤️ 0
😊 0
😡 0
👎 0
😂 0
😢 0
😲 0
Toplam 0 tepki

Yorum Yap