​Derdi Olan Uyuyamaz

Tabiat boşluk kabul etmez. Bizim boş zannettiğimiz yerleri birisi hemen dolduruverir. Yeterki orada bir boşluk olduğunu farketsin.  Şu da bir gerçek ki kimse uyumuyor. Herkesin bir davası var. Bu davasına kenisini ve varlığını adamış durmadan da bunun için çırpınıyor. Hiçbir davası olmayan boş- beleş yaşadığını sandığımız insanlar bile kendilerini böyle bir hayata vakfetmiş. Biz dünyaya halife olarak yaratıldığımıza inanırız. Hz. Ömer’in (RA) deyimiyle “Kenarı Dicle’de bir kurt aşırsa bir koyunu, gelir de adli -ilahi sorar Ömer’den onu...”  Biz tüm olaylardan kendimize bir sorumluluk hissi taşırız. Her koyunun kendi bacağından asılacağı, gemisini kurtaranın kaptan sayılacağı bir yaklaşım biz Müslümanlar için değildir. 

Burkina Faso, çok farklı din ve kültürü içinde barındıran bir ülkedir. Halk arasında bir ayırım ve çatışma yoktur. Ama bu hiç bir rekabetin ve köşe kapmaca oyununun sahnelenmediği anlamına da gelmez. Bölgede Misyonerlerin yoğun ilgisini görmek, her zaman mümkündür. Bizde islamı anlatan veya dini eğitim veren tüm kurum ve kuruluşlar; ya bireyseldir ya da küçük vakıf / dernek desteğiyle yürütülürler. Ancak misyonerlik faaliyetleri öyle değildir. Arkasında büyük devletler ve kilise oluşumları vardır. Girdikleri yerde başarıyı sağlamak için paraya ihtiyaç varsa kesenin ağzını açmaktan çekinmezler. İnsan kaynağı lazımsa da öyle... Zira kilise her yıl binlerce öğrenciye burs verir. Onlara verilen bursun karşılığı da Afrika veya başka yerlerde belirli süre görev yapmaktır.
 
Elbette bu misyonerlik faaliyetleri sadece bir dini organize de değildir. Hemen arkasından sömürü çarkları da işlemeye başlayacaktır. Bu nedenle de batı dünyasının gözünde misyonerlik faaliyetleri; kiliselerin eline bırakılmayacak ve unutulmayacak kadar önemli bir çalışmadır. 
Geçen yıl bir öğretmen arkadaşım Avrupa birliği projesiyle Makedonya’ya gitmişti. Orada bir okulda gönüllü olarak çalışan ve İngilizce eğitimi veren Amerikalı birisinden bahsetmişti. Ona göre son derece gönüllü ve sevimli bir işti bu... İşin gerçek yüzünden bahsedince o da şaşırdı bu yapıya... 

Görevim nedeniyle bulunduğum Burkina Faso’da da benzeri faaliyetler hızla devam ediyor. Şimdi de bir Hristiyan Okulu broşür bastırmış ve kampanya yapıyor. Ne var bu kampanyada? Başarılı 100 Müslüman kız öğrenciye eğitim bursu verecekler ve onları okutacaklar. Hem de broşürde kullanılan resimler, başka bir Müslüman okula ait. Gel de çık işin içinden... Burada kime kızmalı? 

Sizleri bilmem ama ben, kendilerine yem olacak öğrenciler için ağ kuran bu misyoner gruplara kızmadım. Onlar işini yapıyor. Bu işle görevlendirilmişler. Buna göre kendilerine para verilmiş. Biz ne yaptık? Bunu sormak lazım... Dünyada bu işler için özel proje üreten bir devlet yok maalesef... Türkiye’de şartlar belli. Kendi iç çekişmelerimizden buna fırsat bulamadık. Şeytan taşlamaktan besmele çekmeye bile vakit kalmıyor. Türkiye’nin birçok şehrinde değişik grup ve oluşumlara ait kültür merkezleri, binaları var. Oraların ısıtılması, aydınlatılması için büyük faturalar ödenir. Sadece bir grup gönüldaş, belirli zamanlarda toplanıp sohbet yapar... Oysaki evler bile müsait bu işi için. Ama buradaki müslüman kızlar, misyonerlerin pençesine terk edilir. Sonrada misyonerlere kızalım(!).

Bazılarının; “Bundan bir şey olmaz. Onlar dinlerine sahip çıkar ve orada güzel örnek olurlar…” gibi cümleleri kurmaya başladıklarını duyar gibiyim. Gelin de ben size bunun onlarca acı örneğini göstereyim. Çok güvenen varsa kendi çocuklarını emanet edebilir. 
Fakirlik ve ihtiyacın yüksek olduğu yerlerde müslümanlar büyük bir kıskaç içinde. İmanı olan herkesin bu konuda bir fikri ve planı olmalı. Suyu akışına bırakmak, geçerli ve uygulanabilir bir öneri değildir. 

Önce böyle bir dert olmalı içinde...

Sonra da buna akıllı ve kalıcı çözümler aranmalı... 

Hepsi bu kadar... Kimseye, “Gelin burada misyonerleri kovalayın. Onlarla savaş yapın…” demiyoruz. İçinizde bir dert olsun. Eğer derdiniz olursa bu dert sizi uyutmayacaktır. Derdi olmayan adamın horultusu sesinden çok çıkar. Sahaya destek olun yeter. Her yıl daha fazla
öğrenciye ulaşılmasına yardımcı olabilirsiniz.    

Çözemediğimiz düğümler sonra boğazımızda düğümlenecektir.