DOLAR : 42,58₺
EURO : 49,56₺
STERLİN : 56,83₺
GRAM : 5.805,32₺
ÇEYREK : 9.548,95₺
CUMHURİYET : 37.885,35₺
Haşim Akın

Haşim Akın

Yazarlara git

Coronadan Korunmak

23 Mart 2020
Hafta başında bir köye gitmemiz gerekmişti. Corona haberi bizden önce ulaşmış köye. Bu güne kadar gelen misafirle tokalaşmak için sıraya dizilen ve bunu defalarca yaparak abartan köylüleri bilirim. Hele de bu misafir beyazsa iyice mübalağa sanatı kullanılırdı. Ama bugün kimseyle tokalaşmadık. Daha doğrusu kimse bu işi için yanımıza bile gelmedi. Hepsi de ellerini başının üzerinde birleştirerek uzaktan selam verdi.

Onlar da korkuyor bu şehirden gelen beyaz adamdan… Ama bu sadece böyle bir korunma. Caminin yanında çocuklar için sınıf gibi yapılmış küçük bir mekân var. Bir metre yüksekliğinde kerpiçten bir davar ve üstü de hasırla gölgelik olmuş. Bu sınıfın ününde topraktan yapılma minik bir küp var. İçine su doldurulmuş. Ağzında bir tabakla kapak yapılmış. Üzerinde de küçük plastik bir maşrapası var. Su içmek isteyen her öğrenci kapağı kaldırıyor, maşrapayı önce kaba daldırıyor, sonra da kafaya dikiyor… Bitince de elhamdülillah… Burada corona yayılır mı? Ona siz kara verin…
Ya şehirde hayat…

Artık işin olmadığı dönemdeyiz. Sadece evde karantina uygulamaları var. Nasıl uyulacak o da zor bir soru… Yüksek öğrenci yurdunda gideceğiz. Saat 13.00 de orada randevumuz var. Personeli nöbete koyacağız. Her gün bir kişi bekleyecek yurdu

Ekip hazır. Öğle namazını beraberce kıldık. Mısır’a ait olacağını tahmin ettiğimiz bir video var. Camide namaz kılıyorlar. Ama insanlar hepsi diğerinden beşer metre uzağa durmuş. İlginç bir cemaat tarzı olmuş. Dünyada Müslümanların bile yan yana gelmekten korktuğu bir hal… Allah’ım sen muhafaza et.

Burada işimiz bitince çarşıdaki birkaç işimizi halledeceğiz. Önce bilgisayar ve telefon gibi elektronik malzemelerin satıldığı emsallerine göre lüks ve üst kalite bir mağazaya girdik. İçeride müşteri yok gibi. Girişte bize el dezenfektanı sundular. “Alır mısınız?” teklifi değildi. “Almalısın” gibi bir üslupla… Burada da korunma tedbirleri başlamış. Çalışanların bazısında maske var. Aradığımız malzeme onlarda yokmuş. Karşıdaki petrol istasyonunun marketinde varmış. Hava sıcak bu nedenle hızlıca oraya geçiyoruz.

İçerisi aynı zamanda bir cafe gibi… Giriş kapısının yanında çay, kahve ve basit yiyecekler var. Bir grup burada ayaküstü ellerindekini yiyip içmekle meşgul... Biz (iki beyaz adam) içeri girince birden açılıp yol verdiler. Bu yol açma işinin sebebi hikmeti o an dikkatimizi çekmedi. Aradığımız pil kasanın yanındaymış. Hızlıca oraya ulaştık. İşte bizi şoke eden olay burada oldu. Kasadaki bayanlardan birisi “Beyazlar geliyor. Maskelerinizi takın” diye diğerlerini uyardı. Boyunlarındaki maskeleri hızlıca takıverdiler. Tam olarak aradığımızı bulamadık. O konuda iş göreceğini umduğumuz pili aldık. Parayı uzattım. Ama benim masaya bırakmamı beklediler. Sonra da para üstünü bize uzatmak yerine masaya koydu ve “Ben parayı masaya bırakacağım. Ben bıraktıktan sonra da siz alın” dedi

Sami, onlara gülerek bir şey söylemek istedi. Ama hiç buna fırsat vermeden bay-bay deyip bize kapıyı gösterdiler. Bizim için hayatın şokuydu bu… Zira beyaz olmanın bir dizi zararlarını ve benden uzaklaşmalarını görmüştüm bu güne kadar... Ama ilk kez dışlandım ve tehlike merkezi gibi görüldüğümü fark ettim. Onlar da haklıydı. Zira buraya her bela beyaz adamın eliyle gelmişti. Sömürü öyle oldu… Altın madenlerini alıp giden ve onları açlığa mahkûm edenler de bu beyaz adamlardı.

Şimdi de corona virüsü geçen hafta Fransa’dan dönen bir papazla gelmişti ülkeye. Hem de adam 10 gün sonra fark etmişti hasta olduğunu… Bu süre içinde yüzlerce kişiyle görüşmüştü. Yani gene beyaz adamın yerinden geldi bela… Alnımda Türk yazmıyor ya… Yazsa bile kim neyi anlayacak..

Burkina Faso’da coronadan korunma tedbirleri böyle…

Burada hayat daha da zorlaşacak gibi görünce memlekete dönüverdik. Şimdi 15 günlük oda hapsimi / nimetimi tamamlayacağım. İlk gün bir kitabı bitirdim. Bu iş hoşuma da gitti hani…

Allah hepimizi muhafaza etsin…