Dünyada vermeden almak yok. Sadece zalimler birşey vermeden almayı hedefler.
Hedefiniz ne kadar büyükse o oranda bedel ödemek de şartmış... Bu işin başka yolu da yokmuş... Uzak bir yerde cennetim veya cennet biletim var. Ona inanıyorum. Oradan bunu bekliyorum.
Ben herşeye rağmen sabahında uçmaya hazırlanırken gece babamın ayağının kırıldığı haberi geldi. Onlar için de en büyük korku buydu. Allah bizi seviyor da son anda bile olsa ben daha konya'dan ayrılmadan haber geldi de erteleme fırsatı oldu.
Şimdi de yol. Kimi kelimeleri beşer ilişkilerine hapsedince daraldı lügatler... Ama bir sevdası olmalı insanın...
İçini ısıtacak, yarınlara unut katacak... Ne bileyim ayrı bir şey.
Hep aynı yemeği yiyen, daima aynı marka araba kullanan, sürekli aynı yerde oturan bir insan için uzak ve anlamsız limanlara yelken açtığımı biliyorum.
Dün dilime eski bir ezgi takıldı. Beni yeniden ihya etti... Ailemi ve çocuklarımı bırakıp ayrılmak, babamla ameliyatlı bir halde ağlayarak vedalaşmak çok kolay olmadı. Benim gibi sulu göz birisinin gözleri bir çok şey için hazırdır.
Ama bu defa daha farklıydı. Bedava olmuyor işte...
En iyi teselliyi de şu mısralar verdi...
Sevda dedim, bilir misin,
Göze almak ölümü.
Sevda dedim, öyle değil,
Hiçe saymak bir ömrü.
Sevda dedim, terketmek,
Ana, baba, kardeşi,
Eşi, dostu, arkadaşı,
Yâri, yâreni.
Sevdamın çağırdığı, umudumun yerleşeceği ülkeye yola çıktım. Yola çıkmanın en güzel yani hüzünle kaplı bir kalbi taşıyor olmak sanırım.
Dua ederek dua bekleyerek...