Aslında uzun zaman önce futbol üzerine yazı yazmama kararı almıştım, nedeni ise; futbolun artık güzel oyun olmaktan çıkıp tüm değer yargılarımızı tüketmeye başlamasıydı. Zaten bu yazıda bir futbol yazısı değil, bu bataklıkta elmas gibi parlayan bir futbolcunun vefatından sonra gönlümüzde nasıl izler bıraktığını dilimiz döndüğünce anlatıp, bu samimiyetsizlik ve riyakârlık deryasında bizlere hâlâ güzel ahlak kavramını hatırlattığı, bazı değerlere sımsıkı sarılmamız gerektiğini yeniden öğrettiği için bir şükran yazısı. Evet, Ahmet Çalık kardeşimiz salı sabahı hepimizi derinden yaralayan bir şekilde Rahmet-i Rahman’a kavuştu. Vefat haberinin ardından öncelikle ailesi, Konyaspor camiası ve futbol ile ilgili ilgisiz ülkedeki milyonlarca insan yasa boğuldu. Ahmet kardeşimizin ünlü bir futbolcu olmasının yanında, örnek bir insan olması ve genç yaşta üstelik evlilik arifesinde dünyaya veda etmesi hepimizin yüreğini sızlattı. Çoğumuz, Ahmet' i kendi evladımız, kendi kardeşimiz yerine koyduk. Ateş düştüğü yeri yaksa da geniş kitleler bu acıyı yüreğinde çok derin hissetti. Vefatından sonra onu tanıyan herkes nasıl güzel bir insan olduğundan bahsediyor, ahlâkı ve şahsiyetiyle ile yâd ediyordu. Onu yakından tanımayanlar bile yaşadığımız çağ ve bu futbol ikliminde böylesine örnek bir insanı kaybettiği ve yaşarken belki de bunun farkına varamadığı için duygularını çok daha yoğun yaşıyordu. Evet, Ahmet'imiz belki bu dünyadan ayrıldı fakat giderken bize çok büyük mesajlarda verdi. Gönüllerde yer edinmenin şan, şöhret ve para ile mümkün olamayacağını, güzel ahlâk ve örnek bir şahsiyetin insanlar için hâlâ önemli bir erdem olduğunu bizlere tekrar öğreterek gitti. Belki de odasında açık şekilde bulunan seccade de son namazını kılarken Allah’a; tüm insanlığa bu hasletleri nasip etmesi için dua etmişti, kim bilir... İnsan, doğar, yaşar ve ölür, bu yaratılışın doğal döngüsüdür, her nefis bunu mutlaka bir gün tadacaktır. Önemli olanın, şu gök kubbede hoş bir seda bırakarak gitmek, geride kalanların zihninde iyi bir insan olarak kalıp fıtratımıza uygun yaşamak olduğunu Ahmet hepimize yeniden hatırlattı. Vedasıyla bizleri derinden üzmüş olsa da 27 yıllık yaşamından sunduğu örnekle giderken bize; “iyi yaşarsanız iyi hatırlanırsınız” demeyi de unutmadı. Biz onun vedasından büyük dersler, o ise dünya imtihanında gösterdiği duruşla, sonsuz yaşantısındaki mükâfatını alacak inşallah. Mekânı cennet olsun, Allah ailesine ve tüm sevenlerine sabırlar versin, başımız sağ olsun.