LYS ve Hata
LYS oturumları geçtiğimiz hafta sonu yapıldı. LYS-4 ve LYS-5’te her hangi farklı bir durum yaşanmadı. Ama özellikle LYS-1 dediğimiz oturum, çok tartışılacağa benziyor. Matematik ve geometriden oluşan bu oturum geçtiğimiz yıllara oranla daha zordu. Özellikle öğrencilerin çoğu zamanın yetişmemesinden ve soruların zorluğundan dolayı birçok soruyu boş bıraktılar.
“Sınav, genel anlamda lise müfredatını içeren sorulardan oluşmaktaydı,” gibi yapılan sıradan yorumlar amacının dışında ve farkında olmadan yapılan yorumlardır. Müfredattan sorulmayacak da nereden sorulacak? Sınavla ilgili yapılması gereken analiz bu değildir. Sınav zordu ve devlet okullarında bu soruları öğrencinin çözebilmesi için yapılan bir çalışma yoktur. Üzerinde durulması gereken nokta budur. Okullar ayrı bir havada, ÖSYM ayrı bir havada. Bu sınavlar, dershaneye gidebilen ve ailesinin imkanlarıyla iyi bir şekilde hazırlanan öğrencilerin üstesinden gelebileceği sınavdır.
Adayların zorlandığı ve zaman alıcı sorulara sahip bir sınavı geride bıraktık. Bu durum, adayların katılacakları diğer LYS oturumları öncesinde konsantrasyonlarının azalmasına ve bu yüzden diğer oturumlara bakışlarının olumsuz olmasına sebep olacaktır. Adayların bu olumsuzluktan kurtulmaları, kendilerini diğer oturumlara hazır hale getirmeleri yararlarına olacaktır. ÖSYM testlerin dengesini oturtmakta zorlanmaktadır.
Soruları hızlı ve doğru okuyan, temel kavramları doğru kullanan, matematiksel ilişkilendirme yeteneği gelişmiş, okuduğunu çabuk anlayan ve 9.10.11. ve 12.sınıf matematik müfredatını iyi bilen ve yıllarını bu işe ayırmış öğrencilerin çözebileceği bir sınavdır.
Şu ana kadar yapılan sınavların en zoru ve bu yönüyle de, en seçici ve en eleyici olanıydı. Genel olarak öğrencilerin hiç de ummadığı bir zorluk derecesine sahipti.
Matematik-Geometri sınavında önceki yıllara göre daha zor sorular seçilmiş, işlem ve yorum yaparak çözülebilen soru miktarı arttırılmıştır. Öğrencilerin bu sınavda başarılı olabilmesi için matematik ve geometriyi teorik olarak ve çizim yaparak öğrenmesi gerekmektedir. Konuya hakim olmadan test çözerek üstesinden gelinebilecek bir sınav değildir. Bu nedenle öğrencilerin bu sınavlarda zorlanmaması için okullarda konuların çok ayrıntılı olarak anlatılması gerekmektedir.
Sınavın can sıkan en önemli tarafı da yine hatalı soruların gündeme gelmesidir. Yılda bir defa sınav yapacaksınız ve her defasında yanlışlar olacak. Bu kadar insanı germenin bir mantığı yok. ÖSYM, soru hazırlayan kurullarını bir an önce gözden geçirmelidir. “Bir hatalı soru vardı ve onu iptal ettik,” gibi basit bir açıklama yeterli olamaz. Meseleye bir de öğrenci gözünden bakmak gerekir. Ya öğrenci sınav anında bu hatalı soruyla uğraşıp, boş yere vakit kaybettiyse ve bu hatalı soruyu çözemediği için motivasyonunu yitirdiyse; bunun hesabını kim verecek?
Bu soruların içinde 12. “işlem” sorusunda birim eleman olarak birden fazla değer çıktığı söylenmekte ve birim eleman tek olduğu yönünde matematikçiler açıklama yapmaktadır. Bu nedenle bu sorunun hatalı olduğu söylenmektedir
18. Soruda kalan ax+b biçiminde olup şıklarda sabit fonksiyon verilmiştir. Bu nedenle bu soru da hatalıdır. Bu soruların iptal edilerek değerlendirme yapılması gerekmektedir.
Kolayca bu sorular iptal edilsin diyebiliyoruz. Peki, soruların hatalı olmasına rağmen bu sorular üzerinde zaman harcayıp, bir şekilde bu soruları doğru yapan ve bu sorular üzerinde zaman kaybettiği için diğer soruları yetiştiremeyen öğrencilerin hakkı ne olacak? Hiç bu hatalı sorulara dokunmayan, sorudan hiçbir şey anlamadığı için kafadan atan veya yanlış yapan öğrencilere ek bir puan olanağı sağlanırken, tüm bu olumsuzluklara rağmen bunu doğru cevaplayan öğrencilerin kaybı ne olacak? Bu yönünü kimse düşünmüyor. Olay geçiştirilerek çözüldü varsayılıyor.
Geometride pek bir sürpriz yoktu. Sadece geçen yıllara oranla biraz zordu. Geometri sorularının orijinalliği iki veya daha fazla bilgi alanını kapsayan sorulardan oluşmasıdır. Konu dağılımında geçen seneye göre paralellik göstermiş olsa da sorular daha nitelikli ve zor sorulardan oluşmuştur. Tanım ve açıklayıcı metin vererek şeklinin öğrenciden beklendiği soru tiplerinde artış vardır.
Sözün kısası; Türkiye’de yapılan matematik eğitimi ile öğrencilerimizin bu sınavda başarılı olmaları mümkün değildir.