DOLAR : 42,79₺
EURO : 50,06₺
STERLİN : 57,34₺
GRAM : 5.971,67₺
ÇEYREK : 9.820,66₺
CUMHURİYET : 38.965,58₺
Mustafa Yalçın

Mustafa Yalçın

Yazarlara git

Kuşaklar arası çatışma

14 Mayıs 2013

Kuşakların birbirine karşıtlığı her çağda var olan bir olgu olmuştur. Ama günümüz anlayışına sahip gençlerle, kendi geçmişinin yetiştirme tarzına alışmış anne babaların hayata bakış tarzları örtüşememekte bu da bizim için en değerli olan aile kurumunun bile dağılmasına ve anne-baba, çocuk çatışmasına sebep olmaktadır. Özellikle kuşaklar arası çatışma gençlerin ergenlik yani fizyolojik ve psikolojik olarak en hızlı dönemlerine denk geldiği için genç kendisince doğru olan her şeyi yapma isteğinde bulunur. Ama aile bunların yanlış olduğunu bildiği için karşı çıkar ve engellemeye çalışır.
Çocuk yetiştirmek, en az üç farklı kuşağın etkileşim ve iletişimini içeren dinamik bir süreçtir. Aile, içinde yaşadığı kültürü yetiştirdiği kuşağa aktaran bir yapıdır. İlişki dinamikleri, aynı ortamda yaşayan insanların hem birbirlerinden, hem de koşullardan etkilenmeleriyle oluşur.
Anne ve babalar çocuklarını yetiştirmede iki temel etki altındadır. Birincisi, içinde yetiştiği aile geleneğidir. İkincisiyse, çocuğunun geleceği ile ilgili kaygılarıdır. Hem geleneklere bağlılık hem de çağdaş yaşama uyum, anne babalar için bir ikilem oluşturur.
Kuşaklar arası çatışma öncelikle ebeveynin içsel olarak yaşadığı çatışmadır. Bu çatışma hem dile hem de davranışlara yansır. Ebeveynde ortaya çıkan duygu ve düşünce çatışmaları evdeki genç kuşak tarafından hissedilir, algılanır, fakat tam ve bilinçli olarak tanımlanamaz. Çocuk, anlayamadığı bir tutarsızlık ve gerginlik yaşar. İzinler, yasaklar, evetler, hayırlar birbirine karışmaktadır. Tutarsız, çelişkili tavırlar, kararlar çocuğun ebeveyne ve kendine duyacağı güven açısından tehlikelidir. Tutarsızlığı gören genç, bunu dışa vurur, ifade eder. İfade etme yolu isyankar, saldırgan, öfkeli olacaktır.
Anne babalar, bu durumla baş etmede hayli güçlük çekerler. Otorite kaygıları, özgürlük anlayışında farklılıklar, sınırların belirsizliği bu güçlükleri besler. Kültürel değişimin hızlı olduğu ülkemizde kuşaklar arası çatışma çok daha karmaşık bir işleyiş göstermektedir. Benimsenen değerler, hızla değişmektedir.
Değişim ne yönde olursa olsun sonuçlarından etkilenilir. Yetişkin kuşak değişen değerlerin tartışma ve değerlendirmesini yaparken çocukları ilişkilere yansıyacak tutarsızlığa karşı korumak zorundadır.

Ergenin karşılaşabileceği olumsuz durumlardan biri, anne ile baba arasındaki anlaşmazlıklara tanık olması, diğeri ise kendisinin anne ve babasıyla anlaşmazlık yaşamasıdır.

Geçimsizlikleri, kavga ve tartışmaları seyretmek ergen için yaralayıcıdır. Anne babanın bu eylemi karşısında eleştirici bir tutumu olan ergen onların tartışmalarını tüm yetişkinlere özgü bir durum olarak kabul edebilir ve bu iletişim şeklini model alır. Bazen de anne baba anlaşmazlığı, çocuklar üzerinde otorite boşluğuna neden olabilir. Çünkü anne babaların ergen karşısındaki davranışlarında kararsızlık vardır. Bu durumda ergen, yetişkinlerin davranışlarında akılcı bir ilke olmadığını düşünür ve onları tutarsızlıkla damgalar.

Ergenler geleceğin yetişkinleri olarak bir takım haklara sahiptirler. Oysa anne baba ya da çevredeki yetişkinlerin çoğu, ergenin kişiliğini yetişkin otoritesinin uygulandığı bir nesne olarak görür. Oysa ergeni toplumun tanıdığı uygarlık haklarından yararlanması gereken bir kişilik olarak tanımak gerekir. Anne babalar genellikle çocukların olgunlaşmasına karşı koyar. Bu nedenle ergenin toplumla ilişkiye girmesi onları rahatsız eder. Aile dışındaki yaşam ergene olumsuzluklar yumağı gibi sunulur. Böylece onu kendilerine bağımlı kılmaya çalışırlar.

Aileler ergen hakkında yargıya varırken genellikle kendi ön yargılarını devreye sokarlar. Onları anlamak yerine, yargılamayı ve yanlış olduklarını söylemeyi tercih ederler. İşte bu, genç ve ebeveyn arasında ciddi çatışmalara yol açar.

Ailenin, ergenlik sırasında çocukta meydana gelen değişimlere karşı çıkmasının altında yatan en önemli neden, bu değişimlerin çocuk ile aile arasındaki kopmanın başlangıcı olmasıdır. Anne baba bunu kabullenemez. Oysa bu yaşanması gereken bir süreçtir ve yaşanmak zorundadır. Baskı, psikolojik savaş, küskünlük vb. yöntemler bu sürecin kalıcı izler bırakmasına sebep olur. Anne baba ergenin davranışlarını ne kadar çok eleştirir ve engellerse karşılığında o kadar öfke kazanır.

Kuşaklar arası çatışmaları sorunsuz çözebilmek için anne babalara bazı öneriler:

Çocuğun kendini ifade etmesine izin verin.
Onu, sözünü kesmeden dinleyin ve anlamaya çalışın.
Tartışma yöntemini öğrenebilmesi sizin tutumlarınıza bağlıdır, unutmayın.
Farklı düşünüyorsanız bunu açık, net, ama sakince belirtin.
Kendi gençlik çağınızla kıyaslamaya girmeyiniz.
Öfkenizi kontrol edin!
Gençlere ailede ve toplumda bazı sorumluluklar vermek ve imkanlar tanımak, çatışmaların şiddetini azaltır. Çünkü gençler, genellikle yetişkin yaşamına katılmak, yetişkinlerin sahip oldukları haklardan yararlanmak istemektedir.

Bu yazdıklarımız bağlamında aile ve gençler arasında sıkı bağlar kurulmalı ve yarınlar için daha sağlıklı çözüm önerileri sunmalıyız yoksa gençlerimizi toplumdan soyutlamakla bir yere varamayız.


E-mail: pedagogyalcin@hotmail.com
Twitter: www.twitter.com/mustafayalcin72
 

.