Yüksek Enflasyon Helalleşme Ahlakını Mahvetti. Tüketicileri korumak için sayısız hukuki metinler çıkarılmış ama bir türlü; ticari ve toplumsal hayattaki dolandırıcılıkların önüne geçilememiştir. Her ne kadar satılan ürünler hukuki metinlerle garanti kapsamına alınsa da dava süreçlerinin uzaması tüketicilerin canına od tıkamaya devam etmektedir. Ve maalesef kanuni düzenleme ya da denetlemeler de ticari hayattaki bu sorunların çözümüne yeterince katkı sağlayamamaktadır. Çünkü kazancın kaynağıyla ilgili Allaha hesap verme bilinci kapital faşizm tarafından yerle yeksan edilmiştir. Değer odaklı ekonomi yerine ikame edilen çıkar odaklı ekonomi anlayışı ticari ahlakı iflas ettirmiştir. İnsanların içindeki “Haram, Helal ve Allah korkusu” gibi kavramlar öldürülerek kar ve kariyer peşinde koşan çıkarcı bir bireyler rol model insanlar haline getirilmiştir. Kul hakkının öncelenmediği böyle bir ekonomik düzenden de vicdani yaklaşım beklemek safdillik olur. Aslında bu durumu büyüklerimiz “kork Allahtan korkmazdan” diyerek veciz bir sözle çok güzel ifade etmişlerdir. Bizim kadim geleneğimizde ayıplı mal “satıcıları için” bir utanç kaynağı olarak görülür kimse kendi kazancına haram bulaştırmak istemezdi. Herkes evine götüreceği ekmeğin helal olmasına özen gösterirdi. Müşterilerin hakkını kanunlar değil helalleşme ahlakı korurdu. Alıcıyla satıcı arasındaki ticari ilişkiyi ahlak kuralları belirlerdi. Maalesef Yüksek enflasyon illeti ve kul hakkı korkusunu kaybetmiş tacirler İslamiyet’in bu kadim geleneğini mahvettiler. Ticaret erbabının mihenk taşı helalleşme olmalıdır. Çünkü “Ticareti kalite büyütür, güven derinleştirir, ahlak uzun ömürlü yapar.