Son Dakika Haberler
Türkiye cumhuriyeti Merkez bankası yönetimi döviz rezervleri artığında ya da döviz rezervleri azaldığı durumlarda ekonomik gidişata göre rasyonel çözümler üreterek proaktif adımlar atmaktan çekinmiyor. Bu kararlı duruş ekonomik özgüven açısından hem iç piyasalarda hem de dış piyasalarda merkez bankasının bağımsızlığıyla ilgili bakış açısının giderek güçlenmesine katkı sağlıyor.
Son zamanlarda bu rasyonel yaklaşımların bir gereği olarak; döviz kurlarındaki istikralı sürece bağlı olarak genişleyen yabancı para kredi kullanımına getirilen sınırlamalar ileri yönde atılmış doğru adımlardır. Tarife krizinden önce alınan bu kararlar muhtemel döviz kaynaklı riskleri minimize edeceği gibi dezenflasyon sürecine de olumlu yönde katkıda bulanacaktır.
Ayrıca küresel ticari krizden sonra merkez bankasının enflasyon ve kur tahminlerini yukarı yönlü güncellemesi yaklaşmakta olan ekonomik problemlere karşı ölü taklidi yapmadığının bir göstergesidir. Yani banka yönetimi krizin farkındayım ve bunu yönetebilecek kapasiteye sahibim diyerek doğru karalar almakta tereddüt göstermiyor.
Yine Merkez bankasının en doğru yaptığı işlerden birisi de kur korumalı mevduat hesaplarının tasfiye sürecidir. Finansal bir tasarımla bu hesaplardan çıkan paraların büyük çoğunluğunun döviz mevduat hesaplarına yönlenmemiş olması iktisadi bir zekâ ürünüdür.
Son ve en önemli yönetim becerilerinden birisi ise; uluslararası rezerv politikalarını çağdaş merkez bankacılığının gerektirdiği ilkeler doğrultusunda yöneterek kurlardaki stabilizasyonun sağlanmasına öncülük etmiştir. Bu uygulamalar neticesinde net rezerve geçişle birlikte spekülatif kur atakları önlenmiş ve buna bağlı olarak makro finansal istikrar sağlanmıştır.
Merkez bankasının faiz artış kararlarına zinhar katılmasam da ;banka yönetiminin yukardaki akılcı uygulamalarda dahil olmak üzere son iki yıldır aldığı kararlar güven veriyor.
Yorumlar