​Mali müşavirlik mesleğindeki algı ve imaj sorunları

Meslek Yasamız 13.06.1989 tarihinde yürürlüğe girmiş olmasına rağmen ülkemizde  1-7 Mart arası muhasebe haftası olarak kutlanmaktadır. Sürekli değişen mevzuatlar, uygulamalar gibi iş yükünün artmasının yanında, rekabet ve sorumlulukların da bu iş yüküne paralel olarak artması meslek mensuplarının iş stresini de artırarak güncel hayatlarındaki performanslarını da olumsuz etkilemektedir. Tüm iş hayatında yaşanan stres özellikle bizim mesleğimizde zirve şeklinde yapmaktadır. 

Mesleğimizin ihmal edilen konulardan birisi  icra ettiğimiz işin önemini, iş ağırlığını ve her geçen gün artan iş yükünün mükellefler tarafından takdir edilmemesi ve bizim bunu müşterilerimize aksettiremememizdir. Toplumdaki  mali müşavirlik anlayışı defter tutmak ve  beyanname gönderme  işinden öteye gitmemektedir. Burada ciddi anlamda bir imaj ve PR eksikliğimizin olduğu ortaya çıkmaktadır. Meslek hayatımızdaki  risklerimizi ve  sorumluluklarımızı  mükelleflerimize anlatamıyoruz.

Ülkemizdeki handikaplardan biri de mesleğimiz üzerine diziler, filmler, sosyal medya üzerinden ve basın üzerinde yapılan saldırılardır. En çok izlenen dizilerde örnek olarak belirtirsek; Kardeş Payı dizisinde Oğuzhan karakterindeki bir  mali müşavir su masrafı olmasın diye sokak çeşmesinde duş alan, cimriliğinden evinde hareketli sensör kullanan  ve günde 3 leblebi ile beslenen, paranın kokusunu aldığı zaman bayılan biri olarak işlenmiş ve meslektaşlarımıza yönelik  toplumun gözünde paragöz ve cimri algısı oluşturmaktadır. Ayrıca yine çok izlenen Şevket Yerimdar dizisinde de dizinin ana karakteri senaryo gereği zimmetine para geçiren bir  mali müşavirin ofise gidip sözde mali müşavirin kaçtığı izlenimi verilmiş ve bu meslektaşın sadece ana karakteri değil tüm mükelleflerini dolandırıp kaçtığı vurgusu yapılmıştır. Yine aynı dizide “ eski mali müşavirin ofisine dinleme cihazı koyup dinlediğinin ve bunu yapmak gerekir”  demek suretiyle  meslektaşların güvenilmez sahtekar olduğu fikri subliminal olarak bilinçaltına işlenmektedir. Son olarak Çakallarla Dans filminde de Muhasebeci Servet karakteri ile yine meslek mensupları açık bir şekilde dolandırıcı ve sahtekar olarak işlenmiştir. Ayrıca ülkece tanınan bazı ünlü oyuncularında mali müşavirler ile ilgili olumsuz olayları basına yansımış ve bu konuda da meslektaşlarımızı onurunu zedeleyici haberler sürekli gündeme gelmiştir.

Dişini tırnağına takarak gecesini gündüzüne katan mal müşavirlerin  bu şekilde resmedilmesi ve insanlarda bu şekilde bir algı oluşturulması  elbette ki kabul edilebilir bir durum değildir.Bireysel olarak biz mali müşavirlere de bu konuda belirli görevler  düşmektedir.Mesleğin gerektirdiği özen,mesleki hizmetleri yerine getirilmesinde dikkatli ,derinlemesine ve zaman esasına göre hareket etmemiz gerekmektedir.Ayrıca TÜRMOB’a ve odalara da  büyük işler düşmektedir. Özellikle muhasebe haftası sebebiyle kamu kurumları ile yapılan görüşmelerde mesleğimizin sorunlarını sıklıkla dile getirilmelidir.İşveren ile kamu kurumları arasında kalan mali müşavirlerin  mükellefleri ile olan ilişkilerini  zarar verdiği ifade edilmelidir.Kamu kurumlarında gerek kanun ve tebliğler hazırlanırken,gerek yazılımsal  ve teknolojik değişiklikler yapılırken sahada bulunan meslek mensuplarının görüşleri alınması konusunda fikir birliği oluşturulmalıdır.

Sonuç olarak bu düzenlemeleri uygulayacak olan kişiler bu mesleğin mensuplarıdır. Yapılabilecek işlemler içinde Türkiye’nin marka isimleri ile kısa metrajlı tanıtım filmleri ile mesleğimizin tanıtımları yapmak, Türkiye’de en çok izlenen dizilerin yapımcı ve senaristleri ile görüşüp meslekteki fedakarlıkları ve özveriyi işleyerek aslında bu mesleği icra eden meslek mensuplarının sıkıntılarını da dile getirebilmek gibi bir çok proje de yapılabilir. Gerek ulusal gerekse yerel basında daha çok meslektaşımızın sıkıntılarını, dertlerini, problemlerini  dile getirmelerine imkan tanınmalıdır. Bir gün hak ettiği değeri bulacağına ümit ettiğim  tüm meslektaşlarımın Muhasebe Haftasını tebrik ediyorum.

Kalın Sağlıcakla