Toplumda var olmak, bende buradayım diyebilmek veya bir şekilde kendimizi kanıtlayabilmek için ne tür yollara başvuruyoruz şeklinde bir soru sorsam ne cevap verirdiniz?
Aslında bu soru için ilk akıllara gelenleri tahmin etmek zor değil ama bence asıl cevap “Farklı yüzler gardırobu.”
Biraz farklı bir tabir olabilir fakat bence tamda yerini buluyor.
Günümüzde kendini kanıtlama mücadelesinin et etkili mecrası; Sosyal Medya.
Farklı kültürleri keşfetmek, arkadaş edinmek, farklı insanlarla sohbet edebilmek gibi güzel faydaları olan medyanın yavaş yavaş bir savaş alanına dönüştüğünü fark ediyor musunuz?
Sosyal ağlardaki paylaşımlara bir bakın. Genelde herkes çok mutlu, çok zengin, aşırı güzel, çalışkan vs vs. Daha da çoğaltılabilir olan bu kusursuzluğun tam tersini paylaşan veya paylaşanlara denk gelen var mı?
Büyük bir çoğunluğun cevabı – Hayır!
Çünkü çoğumuz güzelliğin makyajla, çalışkanlığın kocaman madalyalarla, zenginliğin her zaman parayla ölçüldüğünü düşünüyor.
Sanıyor ki bu özelliklerin birine bile sahip olmazsa kimse onu önemsemeyecek, değer vermeyecek veya beğenilmeyecek.
İşte böyle acınası durumdayız.
Yine unutuyoruz makyajsız veya estetiksiz de güzel olunabileceğini, çalışkanlığın madalyayla değil çevreye ve kendine verdiğin fayda ile ölçülebileceğini. Yine umursamıyoruz asıl zenginliğin yürek ve iman olduğunu.
Kabul ediyorum her insan bulunduğu çevrede sevilmek, beğenilmek, saygı duyulmak ister. Bu çok doğal bir ihtiyaç. Aslında bu ihtiyacın her insan da farklı ölçülerde olması, toplumda var olma mücadelesinin temelini oluşturuyor.
Kaygı, nefret , değersizlik ve özgüvensizlik duygularından arınarak, tabiri caizse el üstünde tutulmayı istemek, kimi için bir yaşam gayesi haline gelmiş olsa da kimisi için ' bana dokunmayan yılan bin yaşasın.’ vaziyetinde.
Biz bu hissiyatları insan benliğinde doğal olarak karşılıyoruz fakat izlenilen yol çok yanlış.
Toplumda bende varım diyebilmek için çok güzel veya yakışıklı olmanıza gerek yok. Zengin olmanıza, çok çalışkan olmanıza da gerek yok. Kusursuz görünmeye çalışmanıza gerek yok.
Çünkü değer denilen şey boy pos endamla, üç beş madalyayla, tonlarca parayla ölçülmüyor.
Sen sen olduğun için değerlisin. Düşüncenle, aklınla, iradenle, var oluşunun verdiği özgüvenle varsın ve var olmaya devam edeceksin.
İşte bu yüzden kapansın farklı yüzler gardırobu. Sen kendin iken daha güzelsin.