Her insan doğar, büyür ve ölmeden önce bir aile kurmak ister. Aile kavramının içinde her zaman huzurlu, mutlu, refah bir hayat hayalleri dönüp dururken, bir yandan da çocuk sahibi olmayı ve onlar ile dünyasını çok daha güzelleştirmek ister.
Ne masum ne de kulağa hoş geliyor değil mi?
Evet, bir gün hayalini kurduğun kadar mükemmel olmasa da bir evlilik gerçekleşecek veya gerçekleşti. Minik neşeli çocuklara bir gün sahip olacaksın veya oldun..
Ama bunların hiç biri gerçek aile olmaya yetmez.
Tıpkı bir çocuk dünyaya getirmenin Anne- Baba olmaya yetmediği gibi.
Ben henüz bir anne değilim. Bir anne neler hisseder bilemem ama emin olduğum bir şey var. O da dünyaya yetiştirmek için bir fidan bırakıyorsan eğer, onun can suyunun ‘Sevgi’ olduğudur.
Emin olduğum bir başka şey ise baba olmanın sadece temel ihtiyaçları karşılamak demek olmadığıdır.
Bir psikoloji kitabından edindiğim bilgiye göre, her insanın bebeklikten yetişkinliğe kadar geçen sürede ailesi tarafından doldurulması gereken depoları mevcuttur. Bunlar;
Sevgi, saygı ve güven deposudur.
Herhangi birinin dolmaması veya eksik dolması durumunda çocuğun karakterini olumsuz etkileyeceğini, geleceğinde kuracağı her türlü ilişkinin önüne büyük engeller koyacağını, psikolojik anlamda travma yaşayacağını bununla birlikte insan ilişkilerinde ve sosyal hayatta pasif kalabileceğini anlatıyor.
Çocukların psikolojik çöküntü içine sürüklenmesine vesile olanlara gerçek hayatta bile Anne-Baba diyemiyorken, psikoloji dalı bu tür sözde anne babaları “Zehirli ebeveynler” olarak tanımlıyor.
Ne yerinde bir tabir.
Dünyaya getirilen çocuklar sadece bir amaca hizmet etmek için getirilmiş gibi yetiştiriliyor ve iç dünyası ile hiç ilgilenilmiyor ise o çocuktan da başarı, merhamet, saygı veya ileride sevgi bekleyemezsin.
Gerçekler bu kadar netken, maalesef ki toplumumuzda bu denli psikolojik bir hassasiyet söz konusu değil.
Çocuk sahibi olduğunda fizyolojik ihtiyaçlarının yanı sıra;
Çocuğumun hayallerine destek olayım
Başarısında gurur duyayım ve bunu dile getireyim
Seveyim ve belli edeyim
Elalem anneliğimebabalığıma özensin veya takdir etsin diye değil, benim çocuğum olduğu için değer vereyim
Onu ileride hiçbir canlının canını yakmayan, özür dilemesini ve affetmesini bilen bir birey olarak yönlendireyim diyemiyorsan eğer;
Bu dünyaya çocuk getirme kardeşim!
Çünkü yukarıda saydığım maddelerin aksine bir çocuk yetiştirirsen, en başta hayalini kurduğun yuvan hiçbir zaman olmayacak. Son olarak;
Bir fidanın asırlık çınar olabilmesi için, suyunun ve güneşinin nizami verilmesi gerekir. Ortamı elverişli olan fidan büyür ve kök salar gerisi kuruyup yok olacaktır.
Kalın sağlıcakla...