Bazen sadece tefekkür ederken bile yaşamımızdaki sahip olduklarımıza ne kadar az şükrettiğinizi fark ederiz.
Sizin yaşadığınız hayatın başkalarının hayali olabileceğini anımsamak şuan bile şükretmek için güzel bir sebep.
Bu yıl, başımıza gelmedik olay kaldı mı bilmiyorum. Sel, savaş, virüs, ölüm, deprem, yangın.. Hepsini gördük ve yaşadık.
Bunların sebebini oturup düşünüyor musunuz hiç?
Acaba kaçımız “Neden bunları yaşıyoruz?” diye soruyor kendine. Aramızdan kaç kişi şükürsüz ve isyankar olmanın bedelini ödediğimizin farkında!
İnsan, imtihanlar üzerine yaşayan bir varlıktır. Bu imtihanlar iman ile karşılandığında mükâfata, isyan ile karşılandığında ise musibete yol açar.
Evet, biliyoruz ki insan beşerdir. Bazen şaşar, azar, yoldan çıkar veya yolunu kaybeder. Bu fenalıklara şahsi imtihanlar verildiği gibi, saydığımız fenalıkların toplum genelinde çoğalması toplu imtihanlara sebebiyet verebilir.
Bildiğimiz büyük afetlerin temelini oluşturan küçük afetcikler vardır. Önüne geçilmediği takdirde şu anki sonuçları doğuran ve çok can yakan afetcikler. Mesela;
Zenginliğin afeti, açgözlülük ve bencilliktir.
Güzellik, kendini beğenmek ve üstün görmekle afete dönüşür.
Başarının afeti, gözün hep yukarıda olması ve memnuniyetsizliktir.
Akıl ve ilim sahipleri başkalarını küçümsemek ile küçülür.
Daha bir çok madde sayabileceğimiz, günümüzde var olan bu güzelliklerin kendine ait afetleri her ne kadar küçük sonuçlar doğuruyor gibi görünse de, bunların toplumda yaygınlaşması ile doğal afetlerin yaşanması arasında doğrudan bağlantı söz konusudur.
Şöyle bir tefekkür edince bu yaşananlar bize , “ Doğal afetlerin yaşanması doğalmış” dedirtiyor maalesef.
Müslüman toplumumuzun ‘ Gerçek İnananları’ birazdan hatırlatacağım doğal afet reçetesini uygulamaya özen gösterirse , toplumun yaralarının gün geçtikçe iyileşeceğine inanıyorum. İlk olarak;
Yaşanan virüsün şifasını, bulunan bir karışlık aşıdan beklemeyi bırakın. Şifayı verecek olan Allah'tır. Bulunan aşı, ancak o dilerse şifaya vesile olabilir.
2-Yangın, çığ, deprem gibi afetlerin sebebini taşın toprağın çürüklüğünde aramayın. Temeli sağlam olmayan tek şey binalar, taşlar veya topraklar değil, İnsanlık!
3-Savaşların, atışmaların veya tehditlerin üstesinden silahlarla, büyük ordularla veyahut hile yoluyla gelebileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Unutun! Bünyenizde bulunan güç de, yüreğinizde ki zafer inancı da İslam'a ait olmadıkça zaferin bir anlamı olmayacaktır.
4-"Sizden herkes, ihtiyaçlarının tamamını Rabbinden istesin, hatta kopan ayakkabı bağına varıncaya kadar istesin." Hadisine kulak verin..
Yaşadığımız toplu afetlerin sebebi biziz. Şükürsüzlük yaptığımız için, canımızın bize emanet olduğunu ve asıl sahibini unuttuğumuz için bu haldeyiz.
Yazılan bu reçeteyi, günde 5 vaktinizi ayırarak hayata geçirebilirsiniz.
Kalın sağlıcakla..