Son Dakika Haberler
Türkiye’de öyle bir kesim var ki Suriye’de yaşananlara ilişkin muhaliflere yönelik “rahatlık battı” anlamında cümleler kuruyor. Suriye’de savaş öncesi çok iyi durumdayken muhaliflerin sokaklar çıkmasına şimdilerde ise elinde silah savaşmasına da terör olarak ifade edebiliyor. Türkiye’nin bölgede ki pozisyonunu eleştirip “Türkiye’nin ne işi var” diyebiliyor. Konya, Türkiye’de en çok mültecinin olduğu illerden. Suriye ile sınırı olan iller haricinde en çok mülteciyi misafir eden illerin başında geliyor. Dolayısıyla bu meseleyi damdan düşenlerle konuştum. Yaşı 60 yaşlarında olan mülteci, iş savaş öncesi Suriye’yi bakın nasıl anlatıyor.
“Halepliyim. Biz Hafız Esed döneminde çok acılar çektik. Her yer hafilerle doluydu. En küçük eleştiri bile yapsanız karakola alıkonulur günlerce işkence görürdünüz. Amcamın oğlunu yolda giderken aldılar. Haftalarca tuttular. 1,5 ayın sonunda cenazesini aldık. Şikayet edemezsiniz. Kimi kime şikayet edeceksiniz ki zaten. Adalet yok, hak aramak yok. İnsanca muamele hiç görmedik.”
Suriye güzellemesi yapanların bu durumları araştırmasını, Suriyelilerle görüşmesini beklemiyorum. Suriye’de bulunan Kürtlerin nüfus kağıtlarının bile olmadığını biliyoruz. Olayların ilk çıktığı dönemleri hatırlayalım. Önüne gelene işkence yapanlar hala hafızalarımızda. Öldürülen siviller, tecavüze uğrayan kadınlar, işkence görenler… Tüm bunlara rağmen muhalifleri suçlamak akıl işi değil.
Beşşar Esad babasının yolundan gitmeyip daha kucaklayıcı bir idare gösterseydi bugün Halep’in, Humus’un , İdlip’in çocukları bombalar altında değil, oyunlarla büyüyecekti yada yaşayacaklardı.
Şuan muhalif grupların Şam’ı ele geçirip Esad’ı düşürmeleri bekleniyor. Tabi asıl süreç bundan sonra başlayacak. Muhalif güçler ülkede adaleti sağlayıp barışı tesis edebilecek mi? Bölünüp parçalanmadan ve ülke içinde ki yabancı unsurları dışarı atabilecek mi? Mesela Suriye’de PKK/PYD varlığının da sona erdirilmesi gerekiyor. ABD’nin suskunluğunun sebebi muhaliflerin şimdilik Rusya’nın desteklediği rejime yönelik yürüyüş gerçekleştirmesi. Peki PKK/PYD unsurlarına karşı yapılacak bir saldırıya karşı ABD sessizliğini sürdürecek mi? ABD yıllardır beslediği terör örgütünün imha edilmesine göz yumacağını çok düşünmüyorum.
Türkiye açısından en hassas konu bu. Evet bugün muhalifler Esad rejimi ile çatışıyor ancak PKK/YPG terör örgütünün orada bir devletçik kurma ihtimali de yok değil. Muhalifler bu unsurlara karşı harekete geçmediği takdirde bununla yüzleşecek olan biziz. Türkiye buna müsaade etmeyecektir. Her zaman olduğu gibi kendi göbek bağımızı yine kendimiz kesmek zorunda olacağız. Eyvallah…
Yorumlar