“Konya futbolunda 9 Eylül milat olacak” denildi. Taraftar gruplarının liderleriyle Torku Konyaspor’un kulüp yöneticileri bir araya geldi… Birçok söz verildi. Mevlana hoşgörüsüne yakışır bir taraftar olunacağı söylendi… Diliyorum geçtiğimiz sezon gibi artık her maç ceza almaz Konyaspor…

 

Bir yanda borçlarla boğuşarak iyi bir takım oluşturmak isteyen yönetim, diğer yanda ise yeşil beyazlı takıma destek vermek için 90 dakika boyunca susmayan taraftar grupları… Tamam, iyi, herşey güzel ama; küfür ve şiddet olayın içine girince zarar görüyor bu camia…

 

Seyircisiz oynama cezaları; taraftarı çok sevdiği takımdan, futbol aşkından uzaklaştırıyor bir süreliğine. Yalnızca bununla kalmıyor. Kulüp de para cezası alıyor, ayrıca taraftarsız maçlarda da gelir azalıyor… Yani küfür hem seyirciye hem de kulübe zarar veriyor... Ulusal medyada yazılan, çizilenler de cabası… Konyaspor taraftarı ceza aldığında Türkiye’de kötü bir izlenim oluşuyor kentle ilgili…

 

Diğer takımların taraftarları küfür etmiyor mu? Elbette ediyor. Hatta daha fazlasını… Ama her yapılanı yapmamak lazım… Kötü örnekleri hayata geçirmemek gerek... 

 

Bugüne kadar Konya; Türkiye ve dünyada hoşgörü şehri olarak akıllarda kaldı… Neden tribünde de bu hoşgörü olmasın? Neden sporda da örnek bir şehir olmayalım? Geçmişte bazı takımlarla taraftarın arasında husumet olmuş olabilir. Bırakın futbolcular maçı sahada kazansın. Biz de tribünden gereken desteğimizi verelim…

 

Artık tribünlere birçok kişi ailesiyle gelmek istiyor… Zaten edilen küfürler de futbol izlemeye gelen birçok kişiyi spor karşılaşmalarından soğutuyor… Düşünün çocuklar küfrün ne anlama geldiğini dahi bilmiyor…  Tribünde yanında oturan babasına sorduğunda ise babası açıklayamıyor. Ne desin? “Oğlum, kızım destek o destek hatta tezahürat mı?” Koreografilerle rakibe baskı kuralım, sesimizle bastıralım konuk ekibi… Ama “Stadyumları ringe çevirmeyelim!”.