​Mehmet Emin Parlaktürk Hocaefendi

Geçmiş yazılarımızdan birinde yaşayan âlimlerimizden, ayaklı kütüphanelerimizden bahsedeceğimizi duyurmuştuk. Tâ ki âlimlerimizin kadr-ü kıymetini bilelim diye.

İlk yazımızda Dr.Ahmed BALTACI Hoca efendiyi tanıtmıştık.

Aslında bu tanıtım işi şahsım için zor bir mesele. Çünkü âlimlerimiz, hizmetlerini Rızâen Lillâh yaptıklarını belirtip böyle bir tanıtıma karşı çıkmaktalar. Biz de ısrarla peşlerine düşünce nihayet kıramamakta olup yazmamıza müsaâde etmekteler. Bütün âlimlerimizden Allâh râzı olsun. Ebedî âleme hicret edenlere ganî ganî rahmet eylesin. Hayatta olanlara da âfiyet ve sâlih amellerle dolu uzun ömürler ihsan eylesin.

Pek Muhterem Hocamız M.Emin Parlaktürk, Yüce Rabbimizin Kur’ân’da bahsetmiş olduğu “HAŞYET” sahibi âlimlerden biridir.

Haşyet sahibi âlimleri Kur’ân-ı Azîm’üş- ŞÂN şöyle fermân buyuruyor: “İnsanlardan, (yeryüzünde) hareket eden (diğer) canlılardan ve hayvanlardan yine böyle çeşitli renklerde olanlar vardır. Allâh’a karşı ancak; kulları içinden âlim olanlar derin saygı duyarlar…” (Fâtır, 35/28)

Eşya içersinde altın, elmas ve mücevherlerin değeri ne ise, insanlar içersinde de âlimlerin değeri odur. Burada bir inceliğe dikkat etmek gerekir. Her ilim sahibi dünyevi kazanımlar açısından değerli olmakla beraber, ilim ehlini iki cihanda da değerli kılan özellik kalplerinde taşıdıkları Allâh korkusudur.

Kalplerinde Haşyetullâh’ın yer ettiği âlimler, Allâh rızasının dışına çıkmamaya azâmî gayret sarfettikleri için gönüllerde taht kurmuşlardır. Daha doğrusu Allâh (CC) onları hep gönüllerde yaşatmış ve kıyamete kadar da yaşatacaktır.

M.Emin PARLAKTÜRK Hocamız da bu değerlerden birisidir.

Gerek resmî ve gerekse emeklilik hayatında Kur’ân ve sünnet çizgisinden aslâ şaşmamıştır. En sıkıntılı dönemlerde bile hak ve hakikati tebliğden geri durmayan gerçek bir peygamber varisi olduğunu göstemiştir.

28 Şubat döneminde özellikle âlimlerin özellikle de resmî görevde olanların sıkı bir tâkîbâta uğradıkları dönemde, hiçbir gerekçe gösterilmeden bu değerli hocamız da sürgüne gönderilmiştir. Bu sürgünü tam bir teslimiyetle karşılayan hocamız, emekli olup evinde rahat döşeğinde yatabilirdi. Ancak o kendisinden bekleneni yaptı ve hizmete devam dedi. Bir tv. proğramında konuşurken ben kendisinden bizzat şunu duydum: “Bizim için vatanımızın her yeri birdir. Orada bulunan kardeşlerimizin de hizmete ihtiyaçları vardır.”

Hocamız bu teslimiyet ve tevekkülü ile sanki şu İlâhî fermânı hatırlatıyordu: “Kim Allâ yolunda hicret ederse, yeryüzünde gidecek çok yer de bulur, genişlik de (bulur)..." (Nisâ, 4/100)

Muhterem Hocamız 1951 yılında Konya’da doğdu.

Yüksek İslam Enstitüsü’nü 1976’da bitirdikten sonra, Sinop Türkeli İlçesine Müftü oldu. Sırasıyla Afyon Çay, İzmir Kınık ve Konya Ereğli ilçelerinde Müftülük yaptı. Kısa süreli Hollanda, Almanya ve Avusturya’da, Uzun süreli de Avustralya Melbourn’da din görevlisi olarak çalıştı. Yurtdışı dönüşü Konya Merkez Vaizliği’ne, ardından da Konya Müftü Yardımcılığı’na atandı.

2001 yılında Karaman Müftülüğü’nden emekli oldu.

Öğrencilik yıllarında gazete muhabirliği ve fahri imamlık yapan  Parlaktürk Hoca efendi, Babasından Arapça ve Fıkıh, Ağazade Osman efendiden de Kur’an-ı Kerim talim etti. Neyzen Arif Biçer’ den özel mûsikî dersi aldı.

Muhterem hocamız görev yaptığı sürece, pek çok sosyal ve kültürel faaliyetin içinde yer aldı. “Türkeli Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği”, “Avustralya Türk Eğitim ve Kültür Cemiyeti”, “Kimsesiz Çocukları Eğitim Vakfı”, “Mezarlıklar Vakfı”, “Trafik Kazalarını Önleme Derneği”, “TİMAV Türkiye İmam Hatipliler Vakfı”, “Türkiye Din Görevlileri Vakfı”, “Türkiye Gönüllü Teşekküller Vakfı”.. gibi sivil toplum kuruluşunda, kurucu başkan ve yönetim kurulu üyesi oldu.

Öğrenciliğinde “İslam’ın İlk Emri OKU” Mecmuasında çalıştı, Görev yaparken Sinop’ta “Türkeli’nin Sesi” Gazetesini, Melbourn’da da “İyiye, Doğruya, Güzele ÇAĞRI” dergisini çıkardı.

Avustralya SBS televizyonu ile 3-ZZZ Radyosu’nda dini sohbetler, bazı radyo ve televizyonlarda dini programlar yaptı.

S.Ü.Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde Fıkıh dalında Yüksek Lisans’ını tamamlayan Parlaktürk, başladığı doktora çalışmasını yoğun faaliyetleri sebebiyle yarıda bıraktı. Henüz yayınlanmamış dört kitabı, Çeşitli dergi ve gazetelerde 1968’den bu yana yayınlanan yüzlerce makalesi bulunmaktadır.

Halen, Özel Konya Başak Koleji’nde Din Öğretimi ve Değerler Eğitimi Koordinatörü olarak görev yapmaktadır. Evli ve 3 çocuk babasıdır.

Hayatına bakıldığı zaman Parlaktürk Hoca efendi, çalışmalarıyla genç ilim adamlarına güzel bir nümûne-i imtisâl teşkil etmektedir.

Muhterem hocamıza hassaten sâlih amel ve başarılı çalışmalarla dolu uzun ömürler diliyoruz. Allâh (CC) sayılarını artırsın.