Son Dakika Haberler

Cemil Paslı

Cemil Paslı

​Selçukya’da okur-yazar olmak (Kitap fuarına dair)

01 Monday 2021
Selçukya, Anadolu Selçuklu Devleti’ne 211 yıl başkentlik yapan Konya’ya en yakışan isimlerden birisi, Selçuklu yurdu demek.
Gaziyan-ı Rum, Baciyan-ı Rum, Ahiyan-ı Rum, Dervişan-ı Rum ve Abdalan-ı Rum gibi isimlerle andığımız gönül taşıyan, gönüller fetheden “gönüllü teşekküller”in asırları aşan çalışmaları sonucunda Anadolu kollarını bizlere sonuna kadar açmıştı.
1071’de Malazgirt’ten kapısını sonuna kadar açık bırakarak girdiğimiz Anadolu’ya, 1176 yılında kazandığımız Miryokefalon zaferiyle bağdaş kurup oturduk.
“Bağdaş kurup oturmak” biz buralıyız, burası da bizden demek.
1923 ve 2016’da yapılan kalk uyarılarına “biz buralıyız, burdayız, bir yere gitmiyoruz” dedik.
“Bir başkent daima başkenttir.”
Konya, Çatalhöyük’ten getirdiği on bir asrı geçen tecrübe ve derinliğini artırarak, yayarak devam ettiriyor.
“Yeni Marmara” olma yolunda emin adımlarla ilerleyerek önce İstanbul sonra Ankara ile paylaştığı tarihin yüklediği misyonda kardeşlerine daha çok destek veriyor, onlardan daha çok yük almaya gayret ediyor.
Bu değerli ve zor yürüyüşte en büyük desteği tabii ki okuyan-yazan, üreten beyin takımından alıyor.
Beyin takımı gerçekten çok zengin Konya’nın.
Tarihin derinliklerinden gelen zenginliğin kuşattığı kültürün tesiriyle mütevazı ve mahviyetle hareket eden bu beyin takımı Konya’yı derinliğine düşünüldüğünde dünyanın en değerli coğrafi bölgelerinden birisi haline getiriyor.
Kısa vadede yaşayacağımız gelişmeler bu cümlelerde ne kadar haklı olduğumu gösterecek.
7. yüzyılda başlayan İslam Ümran’ı 13. Yüzyılda zirveye çıktı.
Zirvenin merkezinde Konya, batısında Kurtuba, doğusunda Semerkant vardı.
Konya 13. Yüzyılda; Maturidi ve Hoca Ahmet Yesevi gibi zatların Emevilerin tazyikinden kuzeye hicret eden ehli beytten alıp yoğurdukları İslam anlayışını Belh'ten Mevlana Celaleddin Rumi, Tebriz'den Şems-i Tebriz'i, Tiflis'ten Hubeyş et-Tiflîsî, Semerkant'tan Şemşeddin Semerkandi, Sührevend'den Ebû Hafs Ömer Sühreverdî, Şiraz'dan Kutbuddîn Şîrâzî, Musul'dan Esîrüddîn el-Ebherî, Azerbaycan'dan gelen Siraceddin Urmevi ve Ekmeleddin Nahçevani, Malatya'dan gelen Sadreddin Konevi ile; Endülüs birikimini ise Muhyiddin'i Arabi ile birleştirmişti.
Batı son üç yüz yılda elde ettiği maddi üstünlüğü manevi değerlerle destekleyemediği için kendine ve dünyaya özellikle iki dünya savaşıyla çok acı tecrübeler yaşattı ve geri çekilmeye başladı.
Bu sebeple dünya her zamandan daha çok manevi değerlere, huzura ve mutluluğa muhtaç.
Huzurun, manevi değerin ve mutluluğun kodları ve kök hücrelerini merkez şehir Konya aynen muhafaza ediyor.
Bu önemli değeri geçmişte kitap medeniyeti ile oluşturduğu gibi; bugün de kitaba, bilgiye yaslanarak yapıyor.
Şehrinin en güzel ve merkezi yerine diktiği ve yenisini ilave edeceği Türkiye’nin en aktif kütüphaneleri ile bu misyonun ne kadar farkında olduğunu gösterdi, gösteriyor.
Büyük İskender’in kurduğu 13 İskenderiye’nin kalbinde hep kütüphane oldu.
Dünya tarihinde hangi devletin medeniyetin zirvesinde olduğuna kütüphanelerinde bulundurduğu kitap sayıları işaret etti.
Emeviler döneminde Şam(Dımaşk), Abbasilerde Bağdat, Anadolu Selçuklu’da Konya, Osmanlı’da İstanbul, 19. Yüzyılda Londra, 21. Yüzyılda Washington’daki kütüphaneler kitap sayısı itibari ile en zengin kütüphanelerdi.
Konya, mahalle ve camilerde oluşturduğu kütüphane ve bilgehaneler yanında özel yapım tırlarla mobil hale getirilmiş bilgehane ve kütüphanelerle kitabı en ücra noktalara taşımayı başardı.
Oku! İlk emir.
Yaz! İkinci emir ve kaleme yemin edilerek desteklenen okuma-yazma ibadeti Müslüman’ın en birinci vasfı.
Ailede Huzur İçin 9 S’den 6. S: Sayfa Birliği: 3 Oku+1 Yaz.
Okumadan yazamaz, yazmadan okumaya devam edemezsin.
Kitap fuarı bu tespitlerimizi destekleyen bir güneş gibiydi. 
Türkiye’nin en büyüğü oldu!
802.104 ziyaretçi ile Türkiye’deki Kitap Fuarı ziyaretçisi rekoru artık Konya’nın…
1 milyon kitap, 500 etkinlik, 250 yayınevi ile…
Gönüllere kitap, okuma, yazma tohumları atıldı.
Biz de kitap şölenini başından sonuna doya doya yaşadık.
Ümrana yönelik dev bir adım attığımız bu mükemmel şölende emeği olan Büyükşehir Belediyesi’nden Uğur İbrahim ALTAY, Selim Yücel GÜLEÇ ve tüm ekibe; Türkiye Yazarlar Birliği Konya Şubesi’nden Ahmet KÖSEOĞLU, Mustafa GÜDEN ve tüm ekibe; Selçukya’dan Fatma Şeref POLAT, Tayyar YILDIRIM, Devriş Ahmet ŞAHİN, Adnan ARI ve tüm ekibe; Çim-ke’den Ahmet AKA, Mustafa Ergün ŞENCAN ve tüm ekibe, Selçuklu Kongre Merkezi’nden Recep ALTINOK, Fatih KOCAGÜZEL ve tüm ekibe yürekten teşekkür ederim.

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English