Türk şiirinin üstadlarından Yahyâ Kemal Beyatlı, bir gün Topkapı Sarayı’na gider. Revan Köşkü’nü ziyâret eder. Uzaktan gelen Kur’an sesi dikkatini çeker. “Bu ses nereden geliyor?” diye sorunca rehberi, “Hırkâ-i Saâdet Dâiresi’nden geliyor” cevabını verir.
Üstad, Peygamberimizin -sallallahu aleyhi ve sellem- hırkasının saklandığı cennet gibi yeşil bir odanın Türkkârî penceresinin önünde durur. İçeride iki hâfız vardır. Biri ellerini kavuşturmuş, gözlerini yummuş oturuyor, diğeri ise diz çökmüş, müsterih ve yüksek bir sesle Kur’an okuyor. Yahyâ Kemal, “Hırkâ-i Saâdet önünde Kur’an ne zaman okunur?” diye rehberine sorunca, “Dört asırdan beri her saat! Geceli gündüzlü!” cevâbını alır.
Yavuz’un Hırkâ-i Saâdet’i Mısır’dan getirip bu odadaki yerine koyduğu günden beri kırk hâfız nöbetle Kur’ân-ı Kerîm okuyor. Türk târihinde bir dakika bile buradaki Kur’an sesi kesilmiyor. İşte bu gezinti esnâsında, gördüğü manzaradan çok etkilenen Yahyâ Kemal Bey, hüküm cümlesi olarak şunları söyler:
“Gezintilerimde bir hakikat keşfettim. Bu devletin iki mânevî temeli vardır: Fâtih’in Ayasofya minaresinden okuttuğu ezan ki hâlâ okunuyor. Selim’in Hırkâ-i Saâdet önünde okuttuğu Kur’an ki, hâlâ okunuyor! Eskişehir’in, Afyonkarahisar’ın, Kars’ın genç askerleri siz, bu kadar güzel iki şey için döğüştünüz!”
Yahya Kemal ne güzel ifade etmiş, ne güzel özetlemiş.
Mehmet Akif Ersoy’un 'Bu ezanlar-ki şahadetleri dinin temeli- Ebedi yurdumun üstünde benim inlemeli.' Dizeleriyle aynı ruhu taşıyor.
“Ayasofya'yı, artık önüne geçilmez bu sel açacak...Bekleyin gençler!.. Biraz daha rahmet yağsın... Sel yakındır.”
Bu sözleri Necip Fazıl Kısakürek, 1965 yılında yazmış ve söylemişti. Usta şairlerimize rahmet diliyorum. Eminim onların ruhları da şad olmuştur.
Çok şükür. Rahmet damlaya damlaya insan seline dönüştü. Tarih 24 Temmuz 2020 mahşeri bir kalabalıkla kılınan cuma namazıyla Ayasofya yeniden cami kimliğine kavuştu.
O gün Ayasofya’nın bayramıydı. Ezanlar bir başka güzel okundu. Kur’an-ı Kerim okuyan hafızlar bir başka güzellikte şakıdılar.
‘Anlatılmaz yaşanır’ sözü o gün için bile yetersiz kalır. Eminönü’nden Aksaray’a kadar mahşeri bir kalabalık. Ülkenin her yerinden sırf o gün orada bulunmak için gelenler vardı. Ülkemizde bulunan çok sayıda yabancı Müslüman kardeşlerimiz de oradaydı. Caddeler sokaklar biranda mescide dönüşüverdi. O kavurucu sıcakta saatlerce beklemek, kimseye ağır gelmedi. Yediden yetmiş yediye herkesin elinde seccade. Gözler yaşlı, dudaklar duada, kalpler zikirde. Cuma vaktinde ilk ezan, ilk kamet, ilk tekbir, ilk rüku, ilk secde...
Bunları kelimelere dökmek çok zor çok. Seccadeler ıslandı gözyaşından.
Aradan günler geçmesine rağmen Büyük Ayasofya Camii önü hâlâ kalabalık. Hâlâ ilk günün heyecanı yaşanıyor. Hâlâ gözyaşından seccadeler ıslak.
Mazlum Coğrafyalarda Ayasofya için şükür kurbanları kesildi
İnsan ve Medeniyet Hareketi ve İnsan Vakfı, Ayasofya'nın 86 yıl aradan sonra tekrar ibadete açılması vesilesiyle Endonezya Jakarta ve Açe, Moritanya, Mozambik, Kaçboçya, Tayland Patani ülkelerinde şükür kurbanları kesti.
Fatih Belediyesi ‘Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü’ Kurdu
Medeniyetlere ev sahipliği yapan, Roma ve Bizans İmparatorlukları ile Osmanlı Devleti'ne başkentlik yapmış ve 10 binin üzerinde tescilli kültür varlığı ile İstanbul’un tescilli eserlerinin üçte birine sahip olan, ayrıca Unesco tarafından Dünya Miras Alanı olarak ilan edilen dört bölgeyi de sınırları içerisinde bulunduran Fatih Belediyesi, bünyesinde bu eşsiz hazineye sahip çıkmak ve gelecek nesillere aktarabilmek için ‘Kültürel Miras Koruma Müdürlüğü’ kuruldu.
TRT’den “Saraybosna Film Festivali” Çıkarması
Doğu Avrupa ve Balkanlar’ın en büyük film festivallerinden biri olan ve çeyrek asırlık tarihi boyunca dünyaca ünlü birçok ismi ağırlayan Saraybosna Film Festivali’ne (SFF) bu yıl TRT’nin 3 filmi damga vuracak.
Bosna Hersek'te 1992-1995'te yaşanan savaşın izlerini silmek ve başkent Saraybosna'yı yeniden kültür-sanat merkezi haline getirmek amacıyla organize edilen Saraybosna Film Festivali’nin bu yıl 26’ncısı 14-21 Ağustos tarihleri arasında düzenlenecek. Bu yılki festivalde TRT’nin yapımcılığını üstlendiği 1, ortak yapımcısı olduğu 2 film yer alacak.
Okuyamıyorsan Dinle
Kitapçı raflarında eskisi gibi zaman geçiremediğimiz bu günlerde sayısız kitaba daha kolay ulaşmanın yeni bir yolu var: Dinlebi. Yerli bir girişim olarak kurulan Dinlebi yayın hayatına başlıyor.
Kitap dinleme deneyimini değiştirme hedefiyle yola çıkan ‘dinlebi’ dünya standartlarında ses kalitesi ve getirdiği yenilikçi fikirleriyle kitabı sadece okumayı değil dinlemeyi de tercih eden okurlar için yepyeni bir platform ve yeni bir kitap okuma yolu.
Tiyatrocular Destek Bekliyor
Tüm dünyayı etkileyen Covid-19 sebebi ile ülke genelinde perde kapatan özel tiyatrolar zor günler yaşıyor. Corona salgınıyla bütün gelirleri kesilen ve zor günler geçiren özel tiyatrolar bakanlık ve yerel yönetimlerden destek bekliyor.
39. İstanbul Film Festivali
İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı desteğiyle düzenlenen 39. İstanbul Film Festivali’nin Ulusal Yarışma ve Ulusal Kısa Film Yarışması ödülleri, 28 Temmuz Salı akşamı Sakıp Sabancı Müzesi’nde gerçekleştirilen törenle sahiplerini buldu. Yarışmalara 11 uzun metrajlı ve 12 kısa film katıldı. Festival kapsamında 11 gün boyunca gösterimler hem Sakıp Sabancı Müzesi’nin boğaz manzaralı terasında hem de filmonline.iksv.org üzerinde çevrimiçi yapıldı.
Ödül alanları tebrik ediyorum
