Son Dakika Haberler

Mehmet Portakal

Mehmet Portakal

​Ramazan'da su tüketiminin önemi

11 Thursday 2013

Oruç sayesinde doğumdan itibaren sürekli çalışan pek çok organımız ve özellikle sindirim sistemimiz dinlenme imkanı bulmaktadır. Karaciğer vücudumuzu temizleyen organ olduğundan özellikle karaciğer üzerine binen yük oldukça fazladır. Bu nedenle uygun beslenme programıyla tutulan oruçta bütün yıl yorulan karaciğer dinlenmekte ve kendini yenilemektedir. Oruç tutmak, karaciğer dışında mide için de hücrelerini yenilemesi ve dinlenmesi için mükemmel bir süreçtir. Özellikle yaz aylarında açlık süresi uzadığından dinlenme süresi de artmaktadır. Karaciğer ve mide dışında bağırsaklar,  sindirim enzimlerimizin salgılandığı safra kesesi, pankreas gibi organlarımız hatta kalbimiz de dinlenme ve kendini yenileme şansı bulmaktadır.  Ayrıca sindirim sistemi boşalacağından vücuttan toksinler yani zararlı maddeler de atılacaktır.  Bütün bunlara ilave olarak kolesterol  ve trigliserit miktarları da düşecektir.
Aslında oruç tutmak sağlığımıza pek çok fayda sağlamaktadır. Ancak bu faydaları sağlığımıza kazandırabilmek için bazı konulara çok dikkat edilmelidir. Bunlar iftarda ve sahurda az yemek; yediklerimizi çok iyi çiğnemek; yavaş yemek; iftardan sonra hareket etmek; karaciğeri ve mideyi yoracak, sindirimi zorlaştıracak ağır besinleri tüketmemek ve bol su içmek olmalıdır.

Kavurucu sıcaklara denk gelen bu Ramazan ayında, 15 -16 saati bulan oruçtan sonra, günlük ihtiyacı karşılayacak seviyede su içilmemesi, kas ve iskelet sistemimizde de çeşitli sorunlara neden olabilir. Vazgeçilmez içeceğimiz olan suyun kas ve iskelet sistemimiz için ayrı bir önemi var. Vücudumuzun yüzde 60-70’ini oluşturan ana madde olan su toksinleri atar, besin öğelerini hücrelere taşır, tansiyonu dengeler, vücut ısımızı kontrol altında tutar, eklemleri ve organları korur.

Yapılan araştırmalar, suyun, kas ve iskelet sistemi hastalıkları da dahil olmak üzere birçok hastalığın ortaya çıkmasını ya da gelişmesini önleyebildiğini ve iyileşmesini kolaylaştırdığını gösteriyor.

Artrit - Eklem romatizması: Yeteri kadar su içilmediğinde kan vizkozitesi yoğunlaşır, hücreler sorun yaşamaya başlar, eklemler susuz kalarak kurur. Su içmeyi arttırarak bölgesel dehidratasyona engel olabilirsiniz.

Sırt Ağrısı: Yeterli miktarda su içerek ve düzenli egzersiz yaparak mafsalları ve omurgalardaki diskleri sağlıklı tutabiliriz. Omur eklemlerindeki su, sadece temas noktalarını yağlamakla kalmaz, aynı zamanda disk merkezini bedenin üst kısmının verdiği basınç ve ağırlıktan korur. Bolca su içilmesi, sırt bölgesindeki adaleler arasında birikmiş olan laktik asitlerin dağılmasını sağlayarak adale ağrılarının kısmen rahatlamasını sağlayabilir.

Dolaşım Sorunları: Yeteri kadar su içilmezse kan yoğunlaşır ve yapışkanlık gücü artarak kan basıncını yükseltir. Kalp sorunları, damar dolaşımında bulunan kanın akışkanlık yeteneğinin azalmasına bağlı olarak gelişir. Tansiyon yükselir. Dolaşımın zorlanması yorgunluk hissini getirir. Kronik yorgunluk sendromunun en güzel ve pratik tedavilerinden biri günde en az 3-4 litre su içmektir.

Stres: Vücuttaki sıvıların yeterli düzeyde olmaması, elektrolit düzeyinin bozulması ve bu nedenle stres oluşmasına neden olur. Su içerdiği minerallerle vücut sıvısının elektrolit düzeyinin dengede kalmasını sağlayarak strese engel olabilir. Stresin ve depresyonun bedendeki su azlığı ile yakından ilişkisi vardır.

Sağlıklı bir insan 1,5 litresi idrar yoluyla, 1 litresi de nefes, terleme ve eklem hareketleri ile olmak üzere toplam 2,5 litreye yakın sıvı kaybeder. Susama hissi ve koyu renk idrar, su tüketiminizin yetersiz olduğunun ve vücudunuzun susuz kalmaya başladığının göstergesidir. Dolayısıyla susama hissi oluşmadan su içmiş olmalısınız. Özellikle yaşlandıkça vücudun susuzluğu algılama kapasitesi azalır ve beyne daha az uyarı gönderir. Böylece susama isteği çok geç oluşur. Yaşlı hastalarımız, su tüketimlerine bu sebeple özen göstermeli.

Gün içinde ağır fiziksel aktivite yapılıyorsa, ortamın ısısı ve nemi sebebiyle normalden fazla su kaybı yaşanıyorsa, Ramazan ayı boyunca, iftardan sahura kadar geçen sürede su tüketimini arttırmak gerekir. Ayrıca suya ek olarak mineral içeriği zengin sıvıların da alınması şarttır. Çünkü, terlerken bazı mineralleri de kaybediyoruz. Mesela sodyum. Aşırı terleyen biri, su içerek sodyumu yerine koyamaz. Fazla sodyum kaybetmek de ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir.
 

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English