Son Dakika Haberler
“Eğer hala kızıyorsan, kendinle olan kavgan bitmemiş demektir” der Şems-i Tebrizi.
İnsanın dış dünya ile uyumu kendi iç dünyası ile doğrudan bağlantılı.
Dış etkenlere kızıyor gibi görünse de; insanın öfkesi aslında kendinedir.
Hani şarkıda der ya!
“Var bir yaşanmamışlık içimde ukde (düğüm) kalan”
İnsanın yaşanmamışlıktan ya da yaşanmışlıktan kaynaklanan ukdeler (düğümler) bir kulunç gibi insanı daraltıyor.
İnsan sakin ve öfkeden uzak bir hayat istiyorsa; önce kendi iç dünyasına yönelmeli ve oradaki düğümleri çözmeli.
Mutluluğun asıl kaynağı olan iç uyumu/iç huzuru yakalamayan insan dünyaya sahip olsa faydası yok.
Günümüz insanının içinde kaybettiği huzuru yakalamak için uzaklara daha çok uzaklara hareket etmesi onu daha mutsuz bir hale taşımaktan başka bir işe yaramıyor.
Daha uzaklar, daha çok eşya, daha çok para, daha yüksek makamlar, daha büyük makamlar, daha, daha, daha…
Tekasür suresinde ifade edildiği gibi kendi içindeki cevhere nefsini delerek ulaşamayan insan; çözümü dışarısında bağlantılı olduğu fani/geçici şeyleri çoğaltmakla bulmaya çalışıyor.
Sınırsız güç/Sınırsız huzur her insanın sadece ona özel olarak kendi içinde nefsinin kapağının altına gizlenmiştir.
Kendine, kendi iç dünyasından kaçarak dışarıya doğru kaçan her insan daha mutsuz, daha öfkeli, daha huysuz olacaktır.
“Şah damarımızdan daha yakın” (Kaf, 50/16) olan Rabbimizle hem dem olmanın tek yolu da iç dünyamıza yönelmekten geçiyor.
“Kendini bilen Rabbini bilir” ilkesi bizi iç dünyamıza yolculuğa çağırıyor.
“Bir saat tefekkür bir sene nafile ibadetten değerlidir” Hadis-i Şerif’i bir “bal arısı” gibi kitap ve insanlardan topladığınız nektar/usare/öz leri en az %51 kovanınıza çekilerek işleyin ve kendi balınızı yapın tavsiyesinde bulunuyor.
Tefekkür/Tedebbür/Tezekkür/Taaakkul/Halvet/İnziva/İtikaf gibi kelimeler insanın iç dünyasına yolculuğa işaret ettiği için en kıymetli kelimeler değil mi?
Yorumlar
10 Şubat 2025
03 Şubat 2025
27 Ocak 2025
20 Ocak 2025
13 Ocak 2025