​Camii'ler Haftası ve Rotasyon

(Yaklaşık iki aylık bir aradan sonra tekrar merhaba!)

Ülkemizde ve dünyada önemine binaen günler, haftalar ve hatta yıllar tertip edilmektedir. Bu tertiplerin gayesi, bilinmesi gereken Tarihî kişileri, olayları ve kuruluşları tanıtmak ve onlara sahip çıkılmasını sağlamaktır.

Camii’ler Haftası olarak 1986 yılından bu tarafa her Ekim ayının ilk haftası kutlanmaktadır. Son birkaç yıldır bir isim değişikliği yapılarak “Camii’ler ve Din Görevlileri Haftası” ihdas edilmiştir.

Her kurum ve kuruluşta olduğu gibi, bu haftada da konu ile ilgili problemler gündeme getirilmekte, masaya yatırılmaktadır. Hizmetlerin daha kaliteli ve verimliliğin artırılabilmesi için bilgilendirme toplantıları yapılmaktadır. Bu maksatla konferanslar tertip edilmektedir. Yenilikler varsa tanıtılmaktadır. Güncel olaylara, camii merkezli çözümler aranmaktadır. Aslında genel gaye din gönüllülerinin problemlerinin gündeme getirilmesi ve çözüm yollarının aranmasıdır.

Bilim ve Tekniğin, Keşif ve Îcatların gelişmesi nisbetinde halkın bilgi seviyesi de artmaktadır. Bu durum, din gönüllülerinin şahsiyet ve bilgi yönünden daha donanımlı olmalarını zorunlu kılmaktadır.

70’li, 80’li yıllarda din hizmetini yürüten zevat genelde ilkokul mezunu iken, günümüzde en az İHL ve üstü bir ilim tahsilinden sonra hizmete talip olmaktadır. Daha öncelerini zikretmeye gerek yok.

Camii merkezli din hizmetlerini daha verimli ve kalıcı hale getirmek için, Diyanet İşleri Başkanlığımız birtakım çalışmalar yapmaktadır. Personelin bilgi ve görgüsünü artırmak için hizmet içi kurslarının düzenlenmesi, yüz yüze vaaz kursları, camiilerin gün boyu açık bulundurulması, hatimle teravih kıldıran personele başarı belgesi, teşvik ödülü verilmesi gibi…

2014 Yılı Camii’ler ve Din Gönüllüleri Haftası’nın belki de en önemli konusu, merkezi ezan ve vaaz sisteminin kaldırılmış olmasıdır. Böylece bilgilerini doğrudan cemaati ile paylaşma aşk ve şevkiyle dolu olan hocalarımız bundan sonra bizzat cemaatlerini ilim ve irfan ile tenvir edecekler.

Buraya kadar yazdıklarımız mevcut durumu hatırlatmaktan ibaret idi. Bir diğer ifade ile Malum’un Îlâmı.

Bundan sonrasına bir de bu hizmetleri yürüten, sahadaki din gönüllülerinin penceresinden bakmakta fayda olduğunu düşünüyorum.

Geçen ay muhtelif vilayetlerde bulundum. Hayatın akışı içindeki hizmetlerde problem yok. Herkes elinden geldiği kadar gayret sarfettiğini söylüyor. Özellikle son yıllarda nereden çıktı ise bu rotasyon konusu hakkında mutlaka görüşlerinin yazılmasını ve paylaşılmasını rica ettikleri için aynen aktarıyorum.

Camiiler ve Din Gönüllüleri Haftası kutlamalarında, sahadaki din gönüllülerinin problem ve çözüm yolları hiç gündeme gelmediği gibi, sadece eleştiriliyoruz.

Her şeyden önce din hizmetleri sınıfındaki personel, hizmetlerinin niteliği açısından hiçbir şekilde diğer memuriyet sınıflarıyla kıyaslanamaz. 7/24 hizmet alanında olup yediden yetmişe her vatandaşa hizmet verilmektedir. Kederinde ve sevincinde cemaat ile sürekli paylaşımda bulunulmaktadır.

Bir din gönüllüsünün arkasında en aliminden en cahiline kadar her seviyeden insan bulunmakta ve bunlar aynı zamanda hizmet erlerinin denetleyicisi durumundadırlar. Diğer memuriyetlerde böyle bir durum söz konusu değildir. Onlarda her hizmet belirli bir mesai içersinde yapılırken din hizmetlerinde böyle bir durum yoktur.

Çoğu din gönüllüsü zaten bir şekilde soruşturma geçirip, haklı bile olsa mahallinde rahatsız edileceği gerekçesiyle yer değiştirmektedir.

Uzun yıllar bir yerde görev yapmak kolay bir iş değildir. Büyük bir başarıdır. Kendisinin cemaati üzerinde etkin ve saygın oluşunun bir ispatıdır. Bu itibarla, bir önceki Diyanet İşleri Başkanımız Sayın Prof.Dr. Ali BARDAKOĞLU Hocaefendi: “Din gönüllüleri, bölgelerinde kanaat önderi olmalıdırlar.” Tezini savunmuştu ki; çok isabetli bir tespit idi.

Bir camii’de uzun yıllar hizmet etmiş, orada saygınlık kazanmış, bir dediği iki edilmeyen, üstelik orada sadece kendi gayretleriyle camii’ye bir de lojman kazandırmış, bunun için birçok sıkıntılara katlanmış din gönüllüsünü, tam huzur bulup rahat edeceği ve de daha kaliteli bir hizmet sunacağı zaman haydi biraz da başka camii’de performansını göster demek, tam manasıyla en hafif ifadeyle alay etmektir.

Bu görüşü savunan din gönüllüleri tam bir yıkılmışlık içersinde olup, bırakın performansı, mevcut moral bozukluğuyla ancak camii’yi açıp kapatabileceklerini, eskilerin tabiriyle namaz kıldırma memurluğu yapabileceklerini dile getiriyorlar. Hatta bizzat tanıdığım iri-yarı bayağı kilolu bir hoca efendi bu rotasyon meselesi gündeme geldiğinde öyle zayıflamış ki zaman içinde bir deri bir kemik kalmış. Adeta tükenmiş bir vaziyette olup konuuşmaya bile mecali yoktu. Hemen emekli olacağım fakat çocuklar daha okullarını yeni bitirdiler. Bundan sonra ancak kendime geleceğim derken, rotasyonla yıkıldığını söylüyordu. Aslında bu hoca efendi kendisi gibi bir çok meslektaşının duygularına tercüman oluyordu. Zira aynı dertleri çok kişiden dinledim. Bu rotasyon işi performans artırmak şöyle dursun, tam tersine mevcut performansı da düşürmektedir.

Din gönüllülerinin bir sitemi de sendikalara ait. Devletin verdiği haklara hemen sahip çıkarak, bu hakları biz kazandırdık diye nutuk atarlarken, asıl kendilerinin üyelerini ilgilendiren rotasyon konusunda hiçbir şey yapamamaları, aciz ve sessiz kalmaları kendi üyelerini aldatılmışlık duygusuna itmekte olup, öfkeleri artırmaktadır…

Dertler daha çok.

Mesele odur ki; din gönüllülerinin bu rotasyon vesilesiyle gönülleri kırılmıştır. İlgililer dikkate alır mı bilinmez.