TBMM (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Amaçları Seçim Kanunu'nda değişiklik yapıp milletin iradesini Meclis'e yansıtmak değil. Amaçları 'biz acaba koltuğumuzu nasıl koruruz'. Bunun için bir düzenleme yapıyorlar." dedi.
Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, bugün MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye biraz fazla takılmış olabileceğini ifade ederek, "Allah rızası için, hiç mi soru sormuyorsun ya... Türkiye Cumhuriyeti Devleti hapishanelerinde bir tane uyuşturucu baronu var mı? Yoktur. Ama garibanlar oradalar." ifadelerini kullandı.
Uyuşturucu baronları siyasetçiyi satın aldığı için cezaevine girmediğini öne süren Kılıçdaroğlu, bunun farkında olunup olunmadığını sordu.
Kılıçdaroğlu, yolsuzluk ve rüşvetin de artık sıradanlaştığını savunarak, kim rüşvet alıyorsa, tepedekilerin onları kanatlarının altına aldığını iddia etti.
AK Parti ve MHP'ye oy verenlere seslenen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Bir ülkenin İçişleri Bakanı çıkar, devletin televizyonunda konuşur 'Ayda 10 bin dolar rüşvet alan siyasetçi var' der, 84 milyon bunu bilmez. Neden? O rüşvetçiyi kim korudu, kim kanatlarının altına aldı? Hala oy vermeye devam edersen hiç kusura bakma, rüşvetçiler bir gün gelir senin de kapını çalar. Biz o rüşveti, o yolsuzluğu kamu yönetiminden tamamen arındıracağız. Rüşvet alan adamdan büyükelçi olur mu? Yine Bahçeli'ye soruyorum. Birisi zaten alışkın olduğu için ona sormuyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bayrağı, o bayrak benim de senin de bayrağın. O bayrağı arabasında taşıyan kişi, rüşvet alan kişi, rüşvetçiden büyükelçi olur mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni temsil edecek. Benim kanıma dokunuyor, benim ağrıma gidiyor. Allah nasip eder, göreceksiniz bu millet bizi iktidar yapacak, ben o rüşvetçilerin burnundan fitil fitil getireceğim."
-"Oluşturdukları gettolar kültürümüzü bozmaya başladı"
Kültürel çöküş yaşandığını ileri süren Kılıçdaroğlu, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı'nın, "Böyle giderse Hatay'da Suriyeliler çok daha fazla olacak" dediğini anımsattı.
Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
"Onların kültürü, oluşturdukları gettolar bizim kültürümüzü bozmaya başladı. Bizim kültürümüz, Ahi Evran, Yunus Emre, Mevlana'nın kültürü... Arkadaş sen bu kültürü korumak zorunda değil misin? Sen bu kültürün derinleşmesini sağlamak zorunda değil misin? Bütün demokratik değerlerimiz tahrip edildi. Gazeteler kapandı çok sayıda. Dergiler kapandı, kültür dergileri. Üniversiteler, üniversite olmaktan çıktı. Okuma yazma bilmeyenlerin, üniversite mezunlarına göre daha değerli olduğunu söyleyen üniversitelerde hocalar çıktı. Entelektüel zenginliğimiz tahrip edildi, kültürel değerlerimiz tahrip edildi."
Politik çöküş yaşandığını da öne süren Kılıçdaroğlu, 600 milletvekilinin görev yaptığı parlamentoya bakılmasını istedi. "Parlamento ne yapıyor, ne işlevi var? El kaldırıp indirme, o kadar." diyen Kılıçdaroğlu, bir gün çıkıp 600 milletvekiline, "Meclis'e ne gerek var" denilebileceğini öne sürdü.
Kılıçdaroğlu, Türkiye'nin, bölgesinde ve dünyada yaşanan politik çöküşün sonucu itibar kaybına uğradığını iddia etti.
Devleti yöneten kişinin, bir egemen gücün "bak beni kızdırma, senin yasa dışı bütün gelirlerini, mal varlığını açıklarım" dediğinde sesini çıkarmıyorsa, politik çöküşün katmerleştiğini öne süren Kılıçdaroğlu, o kişinin artık bağımsız bir iradeye sahip olmadığını, egemen gücün elinde olduğunu savundu.
Kılıçdaroğlu, devletin bir kişiye teslim edilemeyeceğini ifade ederek, tarihten ders alınması halinde bunun görüleceğini söyledi.
Yozlaşma ve çürümenin bürokrasiyi de esir aldığını, bu nedenle bürokratlara çağrıda bulunduğunu anlatan Kılıçdaroğlu, yolsuzluk dosyalarının altına imza atmayan yüzlerce, binlerce bürokratın alnından öptüğünü belirtti.
- "Yeni kadrolar, yeni kurallar, yeni kurumlar"
Kılıçdaroğlu, yaşananların düzeltilmesi için üç temel kuralın; yeni kadrolar, yeni kurallar ve yeni kurumlar olduğunu kaydetti.
Devlette liyakat olmazsa adalet değil, çürüme olacağını dile getiren Kılıçdaroğlu, yeni kadrolardan; devletin bütün kurumlarında, tepe noktalarından başlayarak aşağıya kadar liyakat sahip kişilerin atanmasını kastettiğini söyledi.
Kılıçdaroğlu, "Sizin kadrolarınız var mı?" diye sorulduğunu ifade ederek, "Bu ülkenin devlet kadrolarının içinde namuslu, haram yemeyen, rüşvet almayan, yolsuzluk yapmayan, beytülmale el uzatmayan, devletin hazinesine sahip çıkan 10 binlerce namuslu bürokrat var ve onların tamamı bizim kadrolarımız. Biz gelince onları atayacağız. Niçin? Yolsuzluğu kim yaparsa burnundan getireceğiz." diye konuştu.
İşi ehline teslim edeceklerini belirten Kılıçdaroğlu, devlette liyakat sistemini ahlaklı, erdemli, bilgili, birikimli politikacıların oluşturabileceğini anlattı.
Devlet yönetilirken belli kurallar olması gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, "Devlet yönetiminde şeffaflık olacak, gizli kapaklı iş olmayacak." dedi.
-"Güçlü bir sosyal devleti oluşturacağız"
Kılıçdaroğlu, vaatte bulunan siyasetçinin millete de hesap vermesi gerektiğini dile getirerek, bunun için Kesin Hesap Komisyonu kuracaklarını bildirdi.
Siyasi Ahlak Kanunu çıkaracaklarını da anlatan Kılıçdaroğlu, iş-ihale takipçisinin, rüşvet alanın Meclis'te yeri olmadığını söyledi. Kılıçdaroğlu, "Bu çatının altına gelecek olan milletvekilleri hangi partiden olursa olsun ahlaklı, erdemli, bilgili, birikimli olacak, iradesini satmayacak." ifadelerini kullandı.
Yeni kurumlara da gerek duyulduğunu belirten Kılıçdaroğlu, ilk yapacakları işin Stratejik Planlama Teşkilatı kurmak olacağını bildirdi. Kılıçdaroğlu, Türkiye'de bir planlama olmadığını, teşkilatın, her kuruşun hesabını soracağını söyledi.
Ayrıca mevcut kurumları da düzelteceklerini belirten Kılıçdaroğlu, "Merkez Bankasının başkanı düzgün, ahlaklı adam olacak, Türkiye'yi düşünecek, fiyat istikrarından sorumlu olacak. Şimdi fiyat istikrarından sorumlu bir kişi var, sarayda oturuyor. Onun da fiyatlarla ilgisi yok, yediği her şey bedava." diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, Gelir İdaresi Başkanlığını bağımsız yapacaklarını, Kamu İhale Kurumu ve uygulamalarını değiştireceklerini, Ekonomik Sosyal Konseyin yeniden toplanacağını anlattı.
Bu kadroların, kurumların stratejiyle çalışması gerektiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, "Orada da 4 ayaklı bir stratejimiz var. Önce demokrasiyi inşa edeceğiz. Sonra üreten Türkiye diyeceğiz. Herkes üretecek. Çiftçiye nasıl elektriği ücretsiz veriyorsak, sanayiciyi teşvik edeceğiz. Katma değeri yüksek ürünler üreten sanayicilere özel teşvikler getireceğiz. Sonra güçlü bir sosyal devleti oluşturacağız. Bu topraklarda hiçbir çocuk yatağa aç girmeyecek, hiçbir anne evladını yatağa aç yatırmayacak." ifadesini kullandı.
-"İster sizin hakim olsun, ister senin yandaşın olsun..."
Seçim Kanunu değişikliğini de değerlendiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
"Gideceklerini çok iyi biliyorlar. Amaçları Seçim Kanunu'nda değişiklik yapıp milletin iradesini Meclis'e yansıtmak değil. Amaçları 'biz acaba koltuğumuzu nasıl koruruz'. Bunun için bir düzenleme yapıyorlar. Kardeşim sen milletin sesini bilmiyor musun? Millet artık kararını vermiş. Seni yolcu edecek. Seçim Kanunu'nu ister sabah değiştir, ister öğle değiştir, ister akşam değiştir. Biz seni yolcu edeceğiz kardeşim."
Kılıçdaroğlu, milli iradenin Meclis'e yansımasını ve seçim barajının yüzde 3 olmasını istediklerini anımsattı.
Kılıçdaroğlu, koltuk için değil ülkenin geleceği, refahı, huzuru için siyaset yapılması gerektiğini vurgulayarak, "Hiç meraklanma seni oradan paşa paşa göndereceğiz. Bugüne kadar en kıdemli hakim sandık başkanıydı. 'En kıdemli hakim olmasın da bizim hakim olsun'. İster sizin hakim olsun, ister Anayasa Mahkemesine atadığın şaibeli başkan olsun, ister senin yandaşın olsun... Seni bu milletin elinden kimse kurtaramaz kardeşim. Sen sandığı getireceksin, demokratik yollarla seni paşa paşa göndereceğiz."
(Bitti)
Kaynak: