İSTANBUL (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin daha önce hiç olmadığı kadar zengin, dinamik ve özgür bir kültürel iklime de kavuştuğunu belirterek, "Ancak gazetecilik ve köşe yazarlığı gibi bilgi, birikim, tecrübe yanında mangal gibi yürek de gerektiren mesleklerde Hasan kardeşimizin eksikliği gün geçtikçe daha fazla hissediliyor." dedi.
Erdoğan, Haliç Kongre Merkezi'nde "Vefatının 6. Yıl Dönümünde Hasan Karakaya'yı Anma Programı"nda yaptığı konuşmada, Karakaya'nın Türkiye'nin son 40 yılındaki iniş ve çıkışlara tanıklık ettiğini, AK Parti ile başlayan yeni dönemin anlamını da gayet iyi bildiğini, millet ve memleket sevdalısı biri olarak bunu da yazılarında dile getirdiğini ifade etti.
Karakaya'nın zaman zaman hükümet politikalarını kendi üslubunca eleştirdiğini, karar alıcıları zorladığı dönemler de olduğunu aktaran Erdoğan, Hasan Karakaya'nın gözünü budaktan sözünü muhatabından esirgemeyen, mert bir gazeteci olarak tüm bunları yaparken dahi hep Anadolu insanının hissiyatına, halkın beklentilerine tercüman olmaya çalışan bir gazeteci olduğunu söyledi.
Karakaya'nın her dönem milletin mücadelesine destek verdiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Cumhuriyet mitinglerinden meşhur Gezi olaylarına, 17-25 Aralık girişiminden çukur terörüne kadar Türk demokrasisine yönelik tüm saldırılarda cesur duruşlu kalemiyle milletin mücadelesine koşulsuz destek verdi. Aynı şekilde Türkiye'nin önünü açacak, milli iradeyi güçlendirip vesayeti geriletecek, ekonomik bakımdan ülkemizi hak ettiği seviyelere taşıyacak her türlü adıma sahip çıktı. Her türlü hamleyi teşvik ve takdir etti, özellikle az önce izledik, Başkanlık sistemiyle ilgili söyledikleri Hasan Karakaya'nın siyasi ufkunu ve vizyonunu göstermesi açısından son derece mühimdir. Hani şu anda muhalefet var ya ana muhalefet, onların hepsi Hasan kardeşimin arkasından nal toplar, nal. Hasan Karakaya, dobra bir kalem olmanın yanı sıra gazeteci kılıklı terör sevicilerine ve tetikçilere de eyvallah etmeyen bir polemik ustasıydı. Sanat ve yayın hayatımıza musallat olan yıllarca bu alanı kendi tapulu malı gibi gören zorbaların maskesini düşüren gerçek bir muharrir."
Karakaya'nın 23 yıl boyunca yazdığı Akit Gazetesi'ndeki yazılarına bakıldığında milli iradeyi savunan, milletinin yanında saf tutan, vesayete karşı sesini yükselten, Anadolu insanına göğsünü siper eden, milletin inancına, kültürüne, tarihine sahip çıkan bir gazeteci olduğunu belirten Erdoğan, Karakaya'nın Hakk'ın hatırını her şeyin üstünde tutan, millet ve memleket düşmanına hadlerini bildiren, inandığı yolda yürümekten asla çekinmeyen, dirayetli bir gazeteci, dürüst bir köşe yazarı ve samimi bir dava adamı olduğunu kaydetti.
Erdoğan, "Karakaya'nın hayatına bakıldığında, katsayı engelinin kaldırılmasından başörtüsüne serbestlik getirilmesine, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden Ayasofya'nın yeniden ibadete açılmasına kadar son 20 yılda diktiğimiz zafer anıtlarının bir çoğunda Hasan Karakaya'nın emeğini, katkısını, gayretini görürsünüz. Hani Üstat diyor ya, 'Ayasofya açılacak. Ayasofya açılacak, bir gün Ayasofya açılacak. 'Elhamdülillah açıldı. Üstat bunu Beyazıt Meydanı'nda da söylemişti, Sultanahmet Meydanı'nda da söylemişti ve hamdolsun bizlere nasip oldu. Peygamber Efendimiz, 'Ademoğlu ölünce amel defteri kapanır, ancak 3 kişinin amel defteri kapanmaz.' buyuruyor. Efendimiz bunların da geride sadakayı cariye bırakan, hayırlı bir evlat bırakan ve arkasında faydalanılacak bir ilim bırakan kimseler olduğunu müjdeliyor. Son nefesine kadar kalemiyle verdiği mücadele hasebiyle Hasan kardeşimizin amel defterinin de inşallah kapanmayacağına inanıyorum." diye konuştu.
Medine-i Münevvere'de 6 sene önce vefat eden Hasan Karakaya'yı hayırla yad ettiklerini dile getiren Erdoğan, gazetesi ve meslektaşlarının Karakaya'nın hatırasına ve geride bıraktığı mirasa sahip çıkmayı sürdürdüğünü söyledi.
- "Basın yayın camiamızda darbeci zihniyetle samimi bir hesaplaşma yapılamadı"
Yetenekli genç kalemlerin, merhum Hasan Karakaya'dan devraldıkları mücadele sancağını daha da yükseltmek için gayret gösterdiğini ifade eden Erdoğan, şunları kaydetti:
"Tüm bu çabaların neticesinde, Türkiye daha önce hiç olmadığı kadar zengin, dinamik ve özgür bir kültürel iklime de kavuşuyor. Ancak gazetecilik ve köşe yazarlığı gibi bilgi, birikim, tecrübe yanında mangal gibi yürek de gerektiren mesleklerde Hasan kardeşimizin eksikliği gün geçtikçe daha fazla hissediliyor. Bakınız burada sizlerle acı da olsa bir hakikati paylaşmak istiyorum. 2002'den itibaren Türkiye'de gerçekten tarihi bir dönüşüme imza attık. Tek parti zihniyetinin her 10 yılda bir tekrarlanan darbeler vasıtasıyla milletin iradesine vurduğu prangaları tek tek parçaladık. 28 Şubat müdahalesinin ürünü olan antidemokratik düzenlemelere ve uygulamalara, muhalefete rağmen hamdolsun son verdik. On yıllardır Demokles'in kılıcı misali milletin tepesinde duran ne varsa milletimizle birlikte hepsini tarihin çöp sepetine attık. Bunların yanı sıra siyaset müessesesinin eski Türkiye bakiyesi vesayet kurumlarıyla ve darbeci gelenekle hesaplaşmasını da sağladık. Millete parmak sallayanlar vardı ya, millete parmak sallayanlar, milli iradeyi yok sayanlar, milletin vermediği yetkiyi kullanmaya heveslenenler bizim dönemimizde önce milletimizin vicdanında, sonra da bağımsız Türk mahkemelerinde mahkum oldular."
Demokrasiye karşı darbecilerin yanında saf tutanların da olduğunu ve bunların gayretleri ve milletin desteğiyle siyasetten tasfiye edildiğini aktaran Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Her ne kadar zaman zaman CHP içinde 27 Mayıs'ı övenler, 28 Şubat'ı savunanlar, darbecilere alkış tutanlar, iktidarı sandık yerine yabancı güç odaklarına şirinlik yapmakta arayanlar, milletin inancıyla ve değerleriyle kavga edenler çıksa da artık bunların hiçbir hükmü kalmamıştır. Kardeşlerim milletimiz bu kifayetsiz muhterislere gücün, yetkinin ve egemenliğin bilakayduşart kendi uhdesinde olduğunu son 20 yıldaki 15 seçimin her birinde açıkça göstermiştir. 15 Temmuz ise milletin iradesini gasbetmeye kalkanlara karşı neleri göze alabileceğini göstermesi açısından tarihi bir dönüm noktasıdır.
Öte yandan, siyaset ve toplum tarafından tüm bu gelişmeler yaşanırken, üzülerek ifade etmek isterim ki basın yayın camiamızda darbeci zihniyetle samimi bir hesaplaşma yapılamadı. O günlerde gazete manşetlerinden darbeciler adına siyasete ihtar çekenler, korundu kollandı, hiçbir şey olmamış gibi pişkince köşe başlarını işgal etmeyi sürdürdü. Dahası bu kalemşörler cumhuriyet mitinglerinden Gezi olaylarına, 17-25 Aralık'tan 15 Temmuz darbe teşebbüsüne kadar demokrasimize yönelik tüm girişimlerde tetikçilik yapmaktan geri durmadı. Gün oldu çapulcuları savundular. Gün oldu teröristlere sözcülük ettiler. Gün oldu Türkiye'yi karaladılar. Gün oldu yabancı güçlere, ülkemize müdahale çağrısı yaptılar. Ama her seferinde gizlemeye çalıştıkları faşist karakterlerini ellerine geçirdikleri ilk fırsatta ortaya dökmekten çekinmediler. 2023'e giden süreçte medyamızın bu iç hesaplaşmayı da yapacağına, bu habis zihniyetten kendisini bir an önce kurtaracağına inanıyorum. Ülkemiz, milletimiz ve demokrasimiz adına bunu içten bir temenni olarak burada özellikle ifade ediyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, konuşmasının ardından, Yeni Akit Gazetesi yöneticilerine, Karakaya'nın çalışma arkadaşlarına ve ailesine plaket verdi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Akit Gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Karahasanoğlu ve Akit Gazetesi Ankara Temsilcisi Hacı Yakışıklı'nın da konuşma yaptığı programa İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, eski TBMM Başkanı İsmail Kahraman da katıldı.
Programda, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş dua ederken, Fatih Camisi İmam Hatibi Metin Çakar, Kur'an-ı Kerim okudu.
Hasan Karakaya'nın hayatından kesitlerin anlatıldığı videonun izlettirildiği program aile fotoğrafı çektirilmesiyle sona erdi.
(Bitti)
Kaynak: