ANKARA (AA) - Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendini yargıç yerine koyduğunu, bir tehdit dili kullandığını ifade ederek "Şu anda iktidar değil ama bu tehdit dilinin sahibi acaba iktidar eline geçse, Türkiye'de bugün demokratik ortam, hukuk devleti, ifade hürriyeti nasıl olur? İşin doğrusu açıklamalara bakınca endişe etmemek elde değil." dedi.
Bozdağ, yargı muhabirlerinin sorularını yanıtladı, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Van'daki konuşmasında, "Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılmasını istiyorsanız, Osman Kavala'nın serbest bırakılmasını istiyorsanız bize katılacaksınız." dediğinin hatırlatılması üzerine Bozdağ, Kılıçdaroğlu'nu anlamakta zorlandığını söyledi.
Bekir Bozdağ, "Yozgat'a gelince 'Kandil'i başlarına yıkacağız.' dedi. Van'a gidince 'Katılın bana herkesi serbest bırakacağım.' noktasında bir açıklamaya evirildi. Şimdi bir yerde söylediğiniz lafı muhataplarınıza göre başka yerde değiştirmemek lazım. Yozgat'ta başka konuştu, Van'da da başka konuştu. Bu yanlış. Doğrusu, Van'da da konuşursak, İzmir'de de Yozgat'ta da aynı üslubu konuşan siyaset başarılı olur. AK Parti'nin başarısının sebeplerinden bir tanesi, Cumhurbaşkanı'mızın ve bizim parti yetkililerimizin muhatabına göre değil, konusuna göre her yerde aynı cümlelerle konuşabilmesi ve alkış alabilmesidir." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'de yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu vurgulayan Bozdağ, hiç kimsenin yargı yetkisinin kullanılmasıyla ilgili yargı mensuplarına emir ve talimat veremeyeceğini, tavsiye ve telkinde bulunamayacağını aktardı.
- "Ağır ceza reisi mi Sayın Kılıçdaroğlu?"
"Yargı bağımsızdır bağımsız olmalıdır. Kimse yargıya karışmamalıdır." diyen Kılıçdaroğlu'nun daha sonra "Ben serbest bırakacağım." dediğini kaydeden Bozdağ, açıklamalarını şöyle sürdürdü:
"Ben şimdi merak ediyorum, ağır ceza reisi mi Sayın Kılıçdaroğlu? Yoksa istinaf daire başkanı mı? Bu davaların görüldüğü mahkemede görevi mi var? Nasıl serbest bırakacak? Onu mahkeme yapacak. Başka bir cümle kursa daha kendisine iyi olur. O zaman acaba Kılıçdaroğlu'nun aklında başka bir formül mü var? Yani onu sormak lazım. 'Bize katılın, ben şunu serbest bırakacağım.', hukuk devletine inanan kişi 'Ben şunu serbest bırakacağım, bunu tutuklayacağım.' der mi? Şimdi de başka yerlere gidiyor, memurları tehdit ediyor. Başka yerleri tehdit ediyor. 'Siz hesap vereceksiniz, şunu yapacaksınız, şunlar olacak, bunlar olacak.' diye büyük bir de tehdit dili kullanıyor. Bir yandan kendini yargıç yerine koyuyor öte yandan da bir tehdit dili kullanıyor. Şu anda iktidar değil ama bu tehdit dilinin sahibi acaba iktidar eline geçse Türkiye'de bugün demokratik ortam, hukuk devleti, ifade hürriyeti nasıl olur? İşin doğrusu açıklamalara bakınca endişe etmemek elde değil."
Kılıçdaroğlu'nun hukuk devletine inanan bir üslubu benimsemesi gerektiğine işaret eden Bozdağ, istenilen karar çıktığında "Hakim var" dendiğini, istenilmeyen karar çıktığında hakime "denilmeyen lafın bırakılmadığını" söyledi.
- "Hakim veya savcıya parmak sallamaya kimsenin hakkı yoktur"
Karara göre hakimlerin niteliği hakkında hüküm verilemeyeceğine dikkati çeken Bozdağ, yakınlık, uzaklığa göre mahkeme kararlarını değerlendirmenin yanlış olduğunu, Türkiye'nin bu yanlıştan kurtulamadığını söyledi. Bozdağ, "Kararı veren hakim veya savcıya hakaret etmeye, onları tehdit etmeye, onlara el, parmak sallamaya, 'Biz gelirsek size haddinizi bildiririz.' demeye kimsenin hakkı yoktur. Bunu tasvip etmemiz mümkün değildir." değerlendirmesinde bulundu.
İki elin parmağını geçmeyecek dava üzerinden Türkiye'yi mahkum eden sonuçlar ortaya koymanın doğru olmadığını anlatan Bozdağ, fedakarca ve zor şartlar altında görev yapan hakimlerle savcıları kutladı, herkesi hakim ve savcılar hakkında temiz bir dil kullanmaya davet etti.
- "Haksız yere suçluyorlar"
Soru üzerine Bozdağ, Avrupa Birliği'nden ve Avrupa Konseyi'nden Türkiye'yle ilgili rapor hazırlayanların bulunduğunu, bazı heyetlerin de kendilerine ziyarette bulunduğunu hatırlattı. Türkiye'de, hukuk devleti, yargı bağımsızlığı ve benzeri konular üzerindeki tartışmaların Avrupa Konseyi ve Avrupa Birliği üzerinden de bir taraftarlığı olduğunun net şekilde görüldüğünü vurgulayan Bozdağ, ikili görüşmelerde Avrupalı heyetlere objektif ve adil olmalarını söylediğini dile getirdi. FETÖ'nün, PKK'nın, DHKP-C'nin görüşlerinin Avrupa'dan gelen raporlara yansıdığına dikkati çeken Bozdağ, Türkiye hakkında adil ve objektif raporlar verilmediğini belirtti. Bakan Bozdağ, şunları kaydetti:
"Türkiye hakkında verilecek bir raporu, daha verilmeden ben size cümle söyleyebilecek hale geldiğimi söylerim çünkü hangi yerden alıyorlar o metinleri biliyoruz. Alt alta koyup kopyala, kes, yapıştır, birtakım kavramları değiştir, al sana rapor. O zaman bize karşı objektif davranmalılar. Biz hep diyoruz ki 'Bize karşı objektif davranın.' Yani terör örgütlerinin görüşlerinin altına birtakım uluslararası örgütlerin mührünü koyunca Türkiye onun kimden geldiğini bilemeyecek bir ülke değildir. Biz bunu görüyoruz ve muhataplarımıza da bunu söylüyoruz. Haksız yere suçluyorlar."
Objektif davranıldığında Türkiye'nin gereğini yerine getirdiğini söyleyen Bozdağ, terör örgütlerinin görüşlerinin altına imza konulan bir rapora kıymet vermelerinin söz konusu olamayacağını vurguladı.
(Sürecek)
Kaynak: