İSTANBUL (AA) - Yeşilay'ın ikincisini düzenlediği Genç Savunuculuk Forumu'nda bir araya gelen uzmanlar, çevrim içi kumar ve oyun alışkanlıkları, bağımlılık, alkol ve tütünün pazarlanmasında kullanılan yöntemler gibi konuları ele aldı.
Yeşilay'dan yapılan açıklamaya göre, 2. Genç Savunuculuk Forumu, dünya genelinde 22 uzman ismin sunumları ve 50 ülkeden 300 başvuru arasından seçilen toplam 100 gencin katılımıyla gerçekleşti. Pandemi koşulları nedeniyle ikinci yılında da çevrim içi düzenlenen etkinlikte iki gün boyunca, Kovid-19 salgınıyla değişen çevrim içi kumar ve oyun alışkanlıkları, bağımlılığın önüne geçilmesinde gençlere spor gibi sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazandırma, alkol ve tütünün pazarlanmasında kullanılan yöntemler gibi çeşitli konular konuşuldu.
Yeşilay Genel Sekreter Yardımcı Yasin Erol, yaptığı konuşmada fiziksel ve ruhsal sağlığın sürdürülmesi için bağımlılıkların önlenmesinin altını çizdi.
Erol, Yeşilay olarak bağımlılıklarla mücadele çalışmalarına büyük önem verdiklerini anlatarak, "Bu kapsamda gençlerin de bağımlılıklarla ilgili konularda bilinçlenmeleri ve mücadelede sorumluluk üstlenmeleri büyük önem taşıyor. Bağımlılıkların engellemesinde ve halk sağlığı konularında genç nesiller, inisiyatif alarak önleme çalışmalarında aktif rol üstlenmeli." ifadelerini kullandı.
Yeşilay'ın bağımlılıklar konusundaki önleyici ve rehabilite edici çalışmalara öncülük ettiğini kaydeden Türkiye'nin Birleşmiş Milletler (BM) Viyana Ofisi Nezdinde Daimi Temsilcisi Büyükelçi Ahmet Muhtar Gün de Türkiye'nin de uyuşturucu madde kullanımı ve ticaretinin önlenmesi için gerekli önlemleri aldığını vurguladı.
- "Bağımlılıklarla mücadelede gençler fark yaratabilir"
Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi Önleme Tedavi ve Rehabilitasyon Biriminden Elizabeth Mattfeld, gençlerin her alanda fark yaratabilecek potansiyele sahip olmasından hareketle daha fazla aksiyon almaları gerektiğini belirtti.
Mattfeld, şu değerlendirmelerde bulundu:
"İmkanlar oldukça fazla. Kanun koyucular dışında gençler de bir araya gelerek fikirlerini tartışmalı, sağlıklı bir toplum oluşturmak için sorumluluk almalı. Sağlıklı bir toplum oluşturmak ya da bağımlılıkların önüne geçmek için tek bir yol yok. Bilime dayalı yöntemler kullanarak gençler farkındalık yaratabilir."
Japonya'daki Uyuşturucu Önleme Merkezinden örnekler veren Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi Uyuşturucu Önleme ve Sağlık Bölümünden Su Hong ise "Gençlerin bağımlılıklarla mücadelede yer alması için şu üç adım çok önemli. Konuyla ilgili bilgi sahibi olmak, bağımlılıkları önleme çalışmalarına dahil olmak, bilimsel ve kanıta dayalı yöntemlerle bu çalışmalarda fark yaratmak." ifadelerini kullandı.
Harvard Üniversitesinden Dr. John Kelly, özellikle alkol ve uyuşturucu madde bağımlılarıyla iletişim kurarken kullanılan dilin bireylerin yalnız kalmasına ve bağımlılık davranışının sürmesine sebep olduğuna değinerek, şu değerlendirmede bulundu:
"Damgalayıcı bir dil kullanmak bireysel ve kamusal alanda farklı sonuçlara sebep oluyor. Bağımlı birey kişisel olarak utanç, düşük öz güven gibi duygular hissediyor. Ayrıca yardım almayı erteliyor ya da doğrudan reddediyor. Birey kamusal alanda ise eğitim, spor, istihdam gibi alanlara girmeyi tercih etmiyor."
Kaynak: