Emine Erdoğan, İstanbul'da kılıçlı saldırı sonucu hayatını kaybeden Başak Cengiz'e Allah'tan rahmet dileyerek şunları söyledi:
"Cumhurbaşkanımızla beraber aileyi evlerinde ziyaret ettik. Bu yaşanan öyle büyük bir acı ki hiçbir kelime hislerimi tarif etmeye yetmiyor. Ondan geriye maalesef, kalplerindeki ateşin hiç sönmeyeceği bir aile kaldı. Gidilemeyecek bir düğün, hasreti dinmeyecek bir nişanlı ve arkadaşları kaldı. Geleceğe dair planların, kurulan hayallerin ilelebet yarım kalacağını bilmek inanın içimizi çok acıtıyor.
Çok sevdiği kedisi ve sokakta beslediği birçok can da bu büyük hasretten payını alıyor. İşte, kalbi böyle iyilik ve sevgiyle dolu bir genç kızımız hayattan kopartıldı. Bizi en çok dehşete düşüren, vicdanlarımızda hazmedemediğimiz şeylerden biri de katilin, kadınları savunmasız bulduğu için onu seçmiş olmasıydı. Başak kızımız hepimizin evladı, hepimizin kardeşidir. Onu ve yitirdiğimiz diğer canları unutmayacağız ve kadınlara kalkan elleri asla affetmeyeceğiz."
"Dünyanın dört bir yanını saran şiddet yangınından bahsediyoruz"
Kadına yönelik şiddetin coğrafi sınırları aşan, tüm toplumların ortak sorunu olduğunu belirten Erdoğan, dolayısıyla verilen her mücadelenin, sağlanan her iyileşmenin tüm dünya kadınlarının hayrına olduğunu ifade etti.
Emine Erdoğan, küresel rakamlara bakıldığında, raporlardaki istatistiklerin hala aynı şeyi söylediğine dikkati çekerek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünya Sağlık Örgütü ve birçok uluslararası kuruluşun rakamlarına göre, dünyada her üç kadından biri hayatlarının bir döneminde şiddete maruz kalıyor. Yine, 15-49 yaş aralığındaki kadınların yüzde 27'si yani neredeyse üçte biri eşi ya da bir yakınından şiddet görüyor. Bu rakamlar, coğrafi bölgelere ve ülkeden ülkeye çok az farklılık gösteriyor. Dolayısıyla, dünyanın dört bir yanını saran bir şiddet yangınından bahsediyoruz. Büyük medeniyetlerin doğduğu, topraklarında irfanın kök tuttuğu güzel ülkemizin de bu yangından nasibini almış olması bizi elbette derinden üzüyor."
"Şiddetin kökünü kurutmak hepimizin el birliğiyle yürüteceği çalışmalara bağlıdır"
Bu mücadelenin tek bir cepheden verilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu: "Şiddeti toplumumuzun damarlarından temizlemek için yalnızca bir alana yoğunlaşmak kalıcı bir çözüm getirmez. Şiddetin kökünü kurutmak hepimizin el birliğiyle yürüteceği çalışmalara bağlıdır. Aile Bakanlığımızın koordinasyonunda hazırlanan Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem Planı da tam olarak bu kapsayıcılıktadır. El ele verdiğimizde, sadece kadınlara yönelik değil her türlü şiddeti önlenebilir hale getirebiliriz. İçişleri Bakanlığımız konuya sıfır tolerans ilkesiyle yaklaşıyor. Ben de İçişleri Bakanlığı ailesine ve tüm kolluk kuvvetlerimize bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."
Her ülkenin kadına şiddet konusunda kendine has çözümler geliştirmek zorunda olduğunu belirten Erdoğan, her toplumun kendi dinamikleri olduğunu, bu noktada İçişleri Bakanlığının mücadele metotlarının da takdire şayan olduğunu söyledi.
"KADES uygulaması üzerinden 242 bin 473 ihbar alınmış"
Emine Erdoğan, Kadın Acil Destek Uygulaması'nın (KADES), İtalya'da gerçekleşen 2021 Akdeniz Parlamenter Asamblesi'nde ödüle layık görüldüğünü hatırlatarak, 15 Kasım 2021 itibarıyla bu uygulamayı 2 milyon 758 bin 120 kişinin telefonuna indirdiğini belirtti. Bu uygulama üzerinden 242 bin 473 ihbar alındığını söyleyen Erdoğan, "Diğer yandan, Elektronik Kelepçe Uygulaması da şiddet mağduru kadınların korunması için etkin bir mücadele yöntemi olarak kullanılıyor. 81 ilde, Emniyet Genel Müdürlüğümüz ve Jandarma Genel Komutanlığımız bünyesinde 1102 Aile İçi ve Kadına Şiddetle Mücadele Birimi kuruldu." diye konuştu.
Dünyada savaşların göç hareketliliğini tetiklediğini, kadınların da gerek savaş ve çatışmalarda gerekse doğal afet ve iklim değişikliği gibi haller karşısında en kırılgan grubu oluşturduğunu söyleyen Erdoğan, dolayısıyla sığınmacı kadınların tüm dünyada şiddete daha açık hale geldiğinin bilindiğini ifade etti.
Erdoğan, bu noktada İl Göç İdaresi müdürlüklerinin yabancı kadın mağdurlara yönelik de hizmet verdiğini hatırlatarak "İnsanı dil, din, ırk gibi unsurlara ayırmadan, insan haklarını her koşulda korumak şuuruyla sergilediğimiz bu yaklaşımın da büyük bir örneklik olduğuna inanıyorum." dedi.
"Zihnimizi ve kalplerimizi filtrelerle donatmamız gerekiyor"
Küreselleşme ve teknolojik dönüşümün kültürler arası etkileşimi hızla artırdığını vurgulayan Erdoğan, bilhassa gençlerin küresel bir havuzdan beslendiğini, sinema ve müzik gibi araçların beraberinde şiddet unsurlarını da taşıdığını ifade etti. Emine Erdoğan, şöyle devam etti:
"Hatta şiddetin kutlanan, şiddet gösteren karakterlerin alkışlanan modellere dönüştüğünü görüyoruz. Şarkılarda, kadınların haysiyetine büyük saldırı saydığımız sözlerin adeta tekerlemeye döndüğünü görmek son derece acı. Bununla beraber, sosyal medyada kadınlara yöneltilen şiddet dili ise işin mutlaka ele alınması gereken diğer bir safhası. Aslında tüm bunlar, çok önemli bir gerçeğe işaret ediyor. O da zihnimizi ve kalplerimizi filtrelerle donatmamız gerekliliğidir. Peki, biz bu filtreleri nereden bulacağız? Elbette kendi kültür havuzumuzdan ve manevi dünyamızdan. Kadına saygının öz değer olduğu Anadolu medeniyeti, sayfalarını tekrar tekrar okumamız gereken büyük bir kitaptır.
Toplumumuzun çekirdeği olan aile, tüm gücümüzle korumamız gereken en önemli değerimizdir. Her şiddet vakasından sonra 'bu son olsun' diyoruz ancak bu sonu, birbirimize kenetlendiğimiz ölçüde getirebiliriz. Kadınların televizyon haberlerinde çaresizce maruz kaldığı şiddet sahnelerine daha fazla şahit olmamalı, çocukların bu vahşetin içinde yer aldığını görmemeliyiz. Uzmanlar, şiddeti görerek büyüyen çocuklara yine şiddetin miras kaldığını söylüyor."
Şiddetin karşısında kadınıyla erkeğiyle, genciyle yaşlısıyla tek yürek olunması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan şunları kaydetti: "Kadınlarımız, tarihimiz boyunca Anadolu'da sosyal ve ekonomik hayatın içinde aktif aktörler olarak yer aldı. Onlar, bugün de siyasetten iş dünyasına, bilimden sanata kadar birçok alanda dünyada isminden bahsettiren medarıiftiharlarımızdır. Kadınların güçlenmesi, şiddetin önlenmesi için de son derece önemlidir. Böylece, kadının savunmasız olmadığı görülecektir. Hiçbir kadının şiddet görmediği, ruha habis bir ur gibi yapışan şiddetin olmadığı bir dünya diliyorum."
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık'ın da katıldığı programda, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanı Tuğgeneral Murat Bulut da bir konuşma yaptı.
Programın sonunda, İçişleri Bakanı Soylu ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Yanık, Kadın Kooperatiflerinde Emel Terzioğlu tarafından hazırlanan hediyelik eşyalardan Piri Reis Haritasını Emine Erdoğan'a takdim etti.
Daha sonra Erdoğan, Soylu ve Yanık, katılımcılarla hatıra fotoğrafı çektirdi.
Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'ne ziyaret
Emine Erdoğan, programın ardından İçişleri Bakanlığı Güvenlik ve Acil Durumlar Koordinasyon Merkezi'ni ziyaret ederek Elektronik Kelepçe Merkezi ve KADES Programı kapsamında yapılan çalışmalar hakkında bilgi
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.