ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ateşkes ve barış müzakerelerini yürüten Rusya ve Ukrayna heyetlerinin, yarın İstanbul'da tekrar bir araya geleceğini belirterek, "Toplantı öncesi biz de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin de olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim." dedi.
Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'ndeki Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslenen Erdoğan, konuşmasına, geçen haftalarda ülkenin gündeminde iki ayrı köprüyle ilgili gelişmelerin bulunduğunu, bunlardan birisinin 1915 Çanakkale Köprüsü, diğerinin de Karadeniz'in kuzeyinde süren krizin çözüm yolunda kurmaya çalıştıkları "barış köprüsü" olduğunu söyledi.
Erdoğan, Çanakkale Deniz Zaferi'nin 107. yıl dönümünde hizmete açılan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün, Avrupa ile Asya ve Afrika'yı kara ve demir yoluyla birbirine bağlayan boğazlar üzerindeki altıncı geçiş noktası olduğunu belirtti.
Ukrayna-Rusya Savaşı'nda, 2014'ten beri devam eden krizin diyalog, uzlaşma, anlaşma yoluyla çözümü için samimi gayret gösteren neredeyse tek ülkenin Türkiye olduğuna dikkati çeken Erdoğan, şöyle devam etti:
"Herkesin tahrik peşinde koştuğu günlerde biz taraflara her fırsatta barışın tesisini telkin ettik. Bugün de her iki tarafın da hakkaniyetine, samimiyetine, dostluğuna güvendiği yegane ülke olarak barış yolunda en çok çabayı gösteren ülke durumdayız. Nitekim savaşan ülkeler arasındaki en üst düzey temas olan Dışişleri Bakanları Toplantısı Antalya'da yapıldı. Ateşkes ve barış müzakerelerini yürüten Rusya ve Ukrayna heyetleri, yarın İstanbul'da tekrar bir araya geliyor. Toplantı öncesi biz de heyetlerle bir araya gelerek kısa bir görüşme yapacağız. Sayın Putin ve Sayın Zelenskiy ile sürdürdüğümüz telefon trafiğinin de olumlu bir istikamette seyrettiğini söyleyebilirim."
Geçen hafta Brüksel'de yapılan NATO Liderler Zirvesi'nde bu yaklaşımlarını üye ülkelere tüm açıklığıyla bir kez daha anlattıklarını belirten Erdoğan, "Dünya beşten büyüktür diyerek Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi nezdinde küresel yönetim ve adalet sistemine olan itirazlarımızı dile getirirken de aynı hissiyata sahiptik. Davos'ta one minute diyerek zulme, işgale, zorbalığa karşı tavrımızı ortaya koyarken de derdimiz barıştı, huzurdu, insan hayatına saygıydı." diye konuştu.
- "En büyük hasletimiz milletimizle aramızda kurduğumuz gönül köprüleri"
Türkiye'nin 40 yıla yaklaşan terörle mücadele tarihinde yaşadığı onca acıya, maruz kaldığı onca haksızlığa, ödediği onca bedele rağmen aynı çizgiden sapmadığının altını çizen Erdoğan, şunları kaydetti:
"Balkanlar'dan Kafkasya'ya, Suriye'den Libya'ya kadar bütün bu bölgede sınır ötesi siyasi, diplomatik, güvenlik mücadelemizi de bu anlayışla yürüttük. AFAD'ımızla, TİKA'mızla , Yurtdışı Türkler Başkanlığımızla, Maarif Vakfımızla, sivil toplum kuruluşlarımızla dünyanın dört bir yanında yürüttüğümüz kalkınma ve insani yardım faaliyetlerine de hep bu zaviyeden baktık. Esasen ülkemizdeki siyaset yelpazesinde kendimizi de tarif ederken en büyük hasletimizin milletimizle aramızda kurduğumuz gönül köprüleri olduğunu söylüyoruz. Gerçi yıllarca birileri bizim bu medeniyet ve tarih misyonumuzu, insan merkezli siyasetimizi kimi zaman küçümseyerek itibarsızlaştırmaya kimi zaman iftirayla sabote etmeye kalkmıştır.
Aynı şekilde Türkiye'nin bu medeniyet ve tarih yürüyüşünü sömürge ve vahşet üzerine inşa ettikleri kendi refah ve güvenlik alanlarına tehdit olarak görenler de boş durmamıştır. Ülkemizin en haklı olduğu konularda bile yalnız bırakılmasının, hatta daha da ötesine geçilip aleyhinde kampanyalar yürütülmesinin gerisinde işte bu gerçekler vardır. Hamdolsun, biz tüm bu süreçte medeniyetimizin ve tarihimizin bize yüklediği sorumlulukların gösterdiği istikamette önümüze çıkan engelleri birer birer aşarak mücadelemizi sürdürdük. Böylece Allah'ın yardımı ve aziz milletimizin desteğiyle ülkemizi nice badirelerden kurtarmakla kalmadık, kurduğumuz güçlü demokrasi ve kalkınma altyapısıyla çok daha büyük hamleler için ihtiyacımız olan hazırlıkları tamamladık."
Erdoğan, salgının tetiklediği sağlık ve ekonomik krizler Rusya-Ukrayna savaşıyla derinleşirken Türkiye'nin yatırım, istihdam, üretim, ihracat, cari fazla yoluyla büyüme stratejisinden taviz vermeden yolunda ilerlediğini bildirdi.
Ülke ve millet olarak bu mücadeleyi verip, pek çok badireyi atlatırken bedeller de ödendiğini dile getiren Erdoğan, terör örgütleriyle huzura, 15 Temmuz'da istiklale, sosyal medya tehditleri üzerinden ekonomiye saldıranların ülkedeki herkesi bunun yıkıcı sonuçları altında bırakmayı planladığını ifade etti.
Akdeniz'deki güç kavgasında gerilimi sürekli yükseltenlerin niyetinin, bugünle birlikte geleceği de ipotek altına almak olduğunu vurgulayan Erdoğan, şunları söyledi:
"Salgında gelişmiş ülkeler bile çaresizce sağa sola savrulurken Türkiye'nin sağlık hizmetlerini ve tedarik kanallarını ayakta tutması karşısında birilerinin midelerine kramplar giriyordu. Son olarak Rusya-Ukrayna krizinde ülkemizi savaşın tarafı yapmak için var güçleriyle çalışanların bizim kurduğumuz 'barış köprüsü'nü yürekleri daralarak izlediğini biliyoruz. Aynı çevrelerin ülkemizin son 20 yılda ortaya koyduğu büyük kalkınma hamlesinin sembollerinden biri olan 1915 Çanakkale Köprüsü'nün o görkemli görüntüsü altında ezildiklerinin de farkındayız.
Buradan bizim nezdimizde ülkemizi ve milletimizi hedef alanlara mesajımızı altını çizerek bir kez daha tekrarlıyorum. Unutmayın orta açıklıkta daha önce Japonya bir numara iken, şu anda bu köprümüz dünyanın bir numarası olmuştur. Bundan dolayı herhangi bir takdirinizi beklemiyoruz. Ama takdir etmeniz sizi küçültmez tam aksine büyütür. Büyük ve güçlü Türkiye'nin inşasını engellemeyi başaramayacaksınız. Türkiye'nin adil ve samimi duruşuyla bölgesinde ve dünyada barışın, huzurun, güvenin köprüsü haline dönüşmesini engelleyemeyeceksiniz."
- "Son söz milletimizindir"
Türkiye'nin en büyük on ekonomi arasına girerek kendisi ve tüm dostları için yeni bir dünya inşası gayretlerinin de baltalanamayacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"Nice zorlu mücadeleleri beraberce yürüttüğümüz, nice hayati imtihanları birlikte geçtiğimiz, nice mümkün değil denilenleri birlikte başardığımız milletimizin 2023'te bu kutlu yürüyüşe bir kez daha güç vermesine mani olamayacaksınız. Bugüne kadar ülkemize kazandırdığımız eser ve hizmetler elbette önemli ama asıl bundan sonra yapacaklarımızla Türkiye'yi dünyanın en üst ligine çıkartacağız.
Geçmişte ülkemizin benzer fırsatları değerlendirmesinin önüne darbelerle, cuntalarla, vesayet oyunlarıyla defalarca geçmişler. Bu defa onlara aynı keyfi yaşatmayacağız. Zorluklarımız yok mu, sıkıntılarımız yok mu, eksiklerimiz yok mu, önümüze döşenen mayınlar, ayağımıza dolanan ipler, işimizi zorlaştıran tuzaklar yok mu? Hepsi de var. Ama bunların tamamının üzerinde bizim ülkemizi güçlü, milletimizi müreffeh yapma inancımız, irademiz, hazırlığımız, birikimimiz, imkanımız, kararlılığımız var. Herkesin bir hesabı, bir planı olabilir. Fakat en büyük hesap ve en büyük plan sahibi Allah'tır. Herkesin içinden geçen niyetler, kalbinde yatan aslanlar olabilir fakat son söz milletimizindir. Biz bugüne kadar Rabb'imizden gelen takdire, milletimizin verdiği her karara ram olduk, teslim olduk. İnşallah 2023'e kadar gece gündüz çalışarak, güçlü taraflarımızı tahkim, zayıf taraflarımızı takviye ederek milletimizle aramızdaki gönül köprülerini daha da sağlamlaştıracağız."
(Sürecek)
Kaynak: