Şap hastalığının özelliklerine değinilen açıklamada, “Şap hastalığı ülkeler arası canlı hayvan ve hayvansal ürün ticaretini olumsuz yönde etkileyen, büyük ekonomik kayıplara neden olan, çift tırnaklı hayvanların akut ve çok bulaşıcı viral bir hastalığıdır. Şap hastalığına karşı sığır, koyun, keçi, domuz gibi evcil hayvanlarla vahşi ruminantlar hassastır. Hastalığın çok bulaşıcı olması nedeniyle geniş hayvan popülasyonları etkilenir. Ekonomik kayıplar süt veriminde azalma, hayvanların gelişmesinde gerileme, gebe hayvanlarda yavru atma, buzağı, kuzu ve oğlaklarda ölümlerden ileri gelir. İlave olarak hayvan ve et, süt tozu, sakatat gibi hayvansal ürünlerin ticaretinin engellenmesi nedeniyle kayıplarda meydana gelir. Şap virüsü, antijenik olarak değişkenlik gösteren virüslerden biridir ve doğal şartlarda yüksek mutasyon oranına sahiptir. Bu çeşitlilik, hastalıkla mücadelede aşı kullanımını güçleştiren bir etmendir. Aşının etkinliği, hastalığı kontrol yeteneği, sahada bulunan suş ile aşı suşunun antijenik yakınlığı ile de ilişkilidir.”
Şap Enstitüsü Müdürlüğü sahada seyreden suşlara karşı hızla yeni aşı üretilme aşamasında olduğu belirtilen açıklamada, “Hedef üretilen aşı ile popülasyonun şap hastalığına karşı aşılanarak yeterli korumanın sağlanabilmesi amacıyla yılda iki dönem şeklinde yoğun koruyucu aşılama kampanyaları ile sürü bağışıklığını sağlamaktadır. Şap hastalığı ile mücadelede aşılamanın yanında hastalığın bulaşma yollarım bilmek ve gerekli tedbirleri almak büyük önem arz etmektedir. Direk temas, enfekte ve duyarlı hayvanlar arasında en yaygın bulaşma formudur. Bu bulaşma şeklinde genellikle hayvan hareketleri ve hayvan pazarlarının önemli rolü olduğu düşünülmektedir” ifadelerine yer verildi.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.
