TBMM (AA) - AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Avrupa Birliği Komisyonu'nun 2021 Türkiye raporuna ilişkin "AB'ye üye olmak için uzun süreden beri samimi bir mücadele sürdürüyoruz ama bu, çifte standart içeren, tek taraflı, eşitlikçi olmayan, Türkiye'yi ötekileştiren ve ayrımcılığa tabi tutan davranışları kabul etmemiz anlamına da gelmiyor." dedi.
TBMM Genel Kurulu'nda grup başkanvekilleri yerlerinden söz alarak, değerlendirmelerde bulundu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Müsavat Dervişoğlu, geçim sıkıntısı nedeniyle kredilere yönelen vatandaşların, geri ödemede zorluk yaşadığını söyledi.
Konut kredisi kullananların en düşük faizler için bile yüksek tutarlar ödemek zorunda kaldığını belirten Dervişoğlu, geliri düşük olan vatandaşın taksitleri ödeyememesi yüzünden bu tutarların daha da arttığını, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi nedeniyle ekonominin kötüye gittiğini ileri sürdü.
"TÜGVA'nın, kamu kurumlarına yüzlerce kişiyi yerleştirdiği ve sicil kaydı tuttuğu" iddialarını da aktaran Dervişoğlu, bu konuda hükümete yönelttikleri sorulara cevap beklediklerini kaydetti.
MHP Grup Başkanvekili Muhammed Levent Bülbül, 20 Ekim 1992'de Bingöl'de PKK terör örgütünün bir köy minibüsünü durdurarak 19 vatandaşı şehit ettiğini hatırlatarak, hain terör örgütünün, bugüne kadar çoğunluğu Kürt kökenli 6 binin üzerinde sivil vatandaşı katlettiğine dikkati çekti. Terör örgütünün saldırılarını lanetleyen Bülbül, söz konusu saldırıda şehit olanlara Allah'tan rahmet, yaralananlara sağlıklı ve uzun yaşam temennisinde bulundu.
Yunanistan'ın Türkiye'nin iç işlerine karışma cüretini kendinde görmeye başladığını ifade eden Bülbül, "Doğu Akdeniz'de Türkiye ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'nin dahil olmadığı hiçbir girişimin başarıya ulaşamayacağı bilinmelidir." dedi.
Doğu Akdeniz'deki gerginliğin esas kaynağının, Rum-Yunan ikilisinin gayri meşru ve gayri hukuki deniz sınırı iddiaları ile Kıbrıs Türkü'nün hak ve menfaatlerini yok saymaları olduğunu vurgulayan Bülbül, "Bu ikilinin Doğu Akdeniz'de gerginlik çıkarmak için kıta sahanlığımızı ihlal teşebbüslerine geçtiğimiz günlerde gerekli cevabın verildiği Dışişleri Bakanlığı tarafından ifade edilmiştir. Biz hem kendi haklarımızı hem de Kıbrıs Türkü'nün haklarını korumaya muktediriz. Türkiye ve Kıbrıs Türkü'nün meşru hak ve menfaatlerine halel getirecek hiçbir teşebbüs başarıya ulaşamayacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş, Sinop'ta 11 Ağustos'ta meydana gelen sel felaketinde kaybolan 6 vatandaştan hala haber alınamadığını söyleyerek, bu kişilere yönelik arama çalışmalarının neden durdurulduğunu sordu.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu'nun AB Komisyonu'nun 2021 Türkiye Raporu'na yönelik eleştiride bulunduğunu ve "AB üyelik yönündeki stratejik tercihimiz de güçlü bir şekilde devam ediyor." dediğini aktaran Beştaş, "Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu. Hem 'stratejik olarak AB'ye girmek istiyoruz' diyeceksiniz hem de 'haklı, doğru tespitleri reddediyoruz.' diyeceksiniz. Böyle olmaz. AB'ye girmek istiyorsanız ki biz bu süreci destekliyoruz, önce o ilkeleri hayata geçireceksiniz." diye konuştu.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin "cumhurbaşkanına hakaret" davalarına ilişkin bir karar aldığını anlatan Beştaş, bu karar gereği bu konudaki davaların ya düşürülmesi ya da beraatle sonuçlanması gerektiğini savundu.
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, Türkiye'nin G20'den G40'a düştüğünü, "tıpkı küme düşen futbol takımlarında teknik direktörün değiştirilmesi gibi" milletin de hükümeti değiştireceğini öne sürdü.
TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda görüşmeleri başlayan 2022 bütçesinin ülke için hayırlı olması temennisinde bulunmak istediğini belirten Altay, "Ama temenni edemiyorum çünkü hayır görmüyorum." dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın, bütçe sunumunun başında hiçbir bütçe hedefini tutturamadıkları için milletten özür dilemesi gerektiğini ileri süren Altay, Oktay'ın bunu yapmadığını söyledi.
CHP'li Altay, TÜİK verilerine göre enflasyonun yüzde 19,5 artış gösterdiğini dile getirerek, "Bütçede, Sayın Cumhurbaşkanımıza yüzde 14,4 zam öngörülüyor. Bu doğru değil. Milleti, çiftçiyi, köylüyü, esnafı, işçiyi, işsizi, öğrenciyi, sağlık çalışanını, 3600 bekleyeni, EYT'liyi enflasyona ezdirdiniz. AK Parti Grubu'na sesleniyorum, bari Cumhurbaşkanı'nı enflasyona ezdirmeyin. Vallahi çok ayıp. Bizim millet eziliyor, alışmış, vatan sağ olsun, devletimiz var olsun diye." sözlerini sarf etti.
Altay, sözlerine AK Parti'li milletvekillerinin tepki göstermesi üzerine, "Bunun neresi yanlış? Memura yüzde 5, Cumhurbaşkanına yüzde 14,5. Yüzde 19,5 yapın. Bizim memurumuz kahrınızı 20 yıldır çekiyor, bunu da çeker." ifadelerini kullandı.
CHP'li Altay, gençlerin yüzde 70'inin Türkiye'de yaşamak istemediğini de öne sürdü.
- "Pandemi öncesi yaklaşık 370 bin vatandaşımız ülkesine geldi"
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, Altay'ın "Türkiye'de gençlerin yurt dışına gitmek istediği" yönündeki sözleri üzerine, "Hangi araştırmaya göre bunu söylüyorsunuz bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki; pandemi öncesi yurt dışından yaklaşık 370 bin vatandaşımız, bulundukları ülkelerin sağlık sistemine güvenmedikleri için ülkesine geldi. Bu ülkede kendi sağlık sistemlerinin onları gerektiği gibi tedavi edeceğine inandıkları için yaklaşık 370 bin kişi ülkesine geldi ve tedavisini oldu. Türkiye dayanışması ve paylaşmasıyla salgın sürecini en iyi yöneten ülkelerden bir tanesi oldu." diye konuştu.
1992'de Bingöl'de yolcuları kurşuna dizen terör örgütünü lanetleyen ve şehitlere Allah'tan rahmet dileyen Ünal, Mevlid-i Nebi Haftası'nı da kutladı.
AK Parti'li Ünal, HDP'li Beştaş'ın AB Komisyonu'nun 2021 Türkiye Raporu'na ilişkin sözlerine değinerek, şunları kaydetti:
"Raporda Türkiye, Doğu Akdeniz ile ilgili yeni provokasyonlar ve uluslararası hukuka aykırı tek taraflı eylemlerde bulunmakla suçlandı. Biz, Türkiye'ye AB'den nasıl bakıldığını biliyoruz. Türkiye'nin Afrika açılımında, Doğu Akdeniz'deki çıkarlarını korumada, terörle mücadelesinde bu ülkelerin Türkiye'ye nasıl baktığını biliyoruz. AB'ye üye olmak için uzunca bir süreden beri samimi bir mücadele sürdürüyoruz ama bu, çifte standart içeren, tek taraflı, eşitlikçi olmayan, Türkiye'yi ötekileştiren ve ayrımcılığa tabi tutan davranışları kabul etmemiz anlamına da gelmiyor. Türkiye, masada eşit olarak oturan, kendi çıkarlarını koruyan ve üstenci dili kabul etmeyen bir dış politika yürütüyor, yürütmeye de devam edecektir. Türkiye bölgesinde huzur, düzen istiyor, çatışma istemiyor. Türkiye, 10 bin kilometre öteden gelen ABD, Fransa ve diğer ülkelerin mahallesinde yangın çıkarmasına izin vermedi, vermeyecek."
Kaynak: