Son Dakika Haberler

Bu haberi daha sonra okumak için kaydedebilir ve sağ üst köşedeki butona basarak haberi okuyabilirsiniz!

Tarihi Filistin topraklarındaki Arap nüfusunun artışı İsrail'i endişelendiriyor

İsrail araştırma merkezlerine göre, 2050'de Filistinlilerin Batı Şeria ve Gazze'deki nüfusunun en az 10 milyona ulaşacağı tahmin ediliyor İsrailli siyasi analist Yoni Ben-Menachem: "İsrail'deki kesimler, demografi meselesine kendi politik tutumuna göre bakıyor. Sol ve merkez sol, bunu bir tehlike olarak görürken, sağ kesim ise bu meselede aynı bakış açısına sahip değil"

Anadolu Ajansı haberine göre;

KUDÜS (AA) - ABDURRAUF ARNAVUT - İsrailliler, Akdeniz ile Ürdün Nehri arasında yer alan "Tarihi Filistin" topraklarındaki Arap ve Filistinli nüfusunun artışını endişeyle izliyor.


ABD gözetiminde 1990'ların sonunda başlatılan Filistin-İsrail barış süreci, 1967'de işgal edilen topraklarda Filistin devletinin kurulmasını öngören "iki devletli çözüm" görüşüne dayanıyor.


Buna göre, 1967 Filistin toprakları, Doğu Kudüs, Gazze Şeridi ve Batı Şeria'yı kapsıyor. Ancak bu çözüm önerisi İsrail'in Doğu Kudüs ve Batı Şeria'daki işgali sürdüğü için bugüne kadar uygulamaya konulamadı.


- İsrail'deki sağ ve sol kesim arasındaki fikir ayrılığı


İki devletli çözüm fikrini reddeden İsrail'deki mevcut koalisyon hükümetindeki sağ blok, Filistinliler için sınırlı bir özerk yönetim kurulmasını ve Batı Şeria'nın çoğunun İsrail'e ilhak edilmesini talep ediyor.


Hükümette yer alan sol blok ise bu durumun Filistinlilerin demografik üstünlüğünün hâkim olacağı iki uluslu tek bir devletin kurulmasına yol açmasından endişe ettiği için iki devletli çözümü destekliyor.


İsrailli siyasi analist Yoni Ben-Menachem, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "İsrail'deki kesimler, demografi meselesine kendi politik tutumuna göre bakıyor. Sol ve merkez sol, bunu bir tehlike olarak görürken, sağ kesim ise bu meselede aynı bakış açısına sahip değil." dedi.


Ben-Menachem, İsrail sağının, "Tel Aviv'in Gazze Şeridi'nden çekildiğini, Batı Şeria'da nüfusun yoğun olduğu bölgelerde Filistinlilerin devlet seviyesine ulaşmayan bir oluşum kurabileceğini; Yahudi nüfusunun da dünyanın farklı bölgelerinden Yahudilerin getirilmesi ve doğumla artırılabileceği" görüşünü savunduğunu kaydetti.


Gazze Şeridi'nde halihazırda 2 milyon Filistinli olduğuna, bunun birkaç sene içinde 3 veya 4 milyona yükselebileceğine işaret eden Ben-Menachem, eski İsrail Başbakanı Ariel Şaron'un Gazze Şeridi'nden çekilme kararını doğru bir adım olarak değerlendirdi.


Ben-Menachem, sağ kesimin gözünde "İsrail toprağı" olması hasebiyle Batı Şeria'daki durumun ise farklı olduğunu aktardı.


- Yüzde 5'lik dilim


Ben-Menachem, İsrail'de halihazırda ne Yahudi ne Arap olan ve uzun yıllar boyunca çeşitli yollarla İsrail'e göçle gelen yüzde 5'lik bir nüfusun varlığına dikkati çekti.


"Görünüşe göre bu grup devlete daha az meydan okuyor çünkü Filistinlilerin aksine Yahudi çoğunlukla siyasi bir çatışmaları yok." diyen Ben-Menachem, ancak bu kesimin gelişimine, özellikle de gereksinimlerine önem verilmesi, devlet ile aralarındaki muhtemel çatışmaların engellenmesi gerektiğini savundu.


Ben-Menachem, eski İsrail Başbakanı Ehud Olmert ile eski Dışişleri Bakanı Tzipi Livni'nin, İsrail'i bir "Yahudi devleti" olarak korumanın tek yolunun, İsrail ile birlikte bir Filistin devleti kuran iki devletli bir çözümden yana olduklarına işaret etti.


- Tüm dünyadan Yahudilerin getirilmesi, Filistinlerin "geri dönüşüne" izin verilmemesi


İsrail yasaları dünyanın dört bir yanından İsrail'e Yahudilerin göçünü teşvik ediyor ancak yerlerinden edilen Filistinli mültecilerin mülklerine ve gayrimenkullerine dönüşleri engelleniyor.


Tel Aviv Üniversitesi, Ulusal Güvenlik Araştırmaları Enstitüsünün konuya ilişkin araştırmasında, "Eski Sovyetler Birliği'nden gelen büyük Yahudi göçü dalgasının sona ermesinden bu yana demografik dengede Filistinlilerin nüfusu artarken Yahudi nüfus ise azaldı." ifadesine yer verildi.


Araştırmada ayrıca İsrail'in, Filistin topraklarını Arap sakinleriyle ilhak etmesi durumunda demografik dengedeki Yahudilerin oranında daha fazla düşüş yaşanacağına işaret edildi.


- İstatistiklere yansıyan nüfus rakamları


Bununla birlikte İsrailli araştırma merkezleri, Akdeniz ile Ürdün Nehri arasındaki demografik çatışmaya yüzeysel bakmıyor.


Bu bölgedeki Arap, Müslüman, Hristiyan ve Yahudi nüfusunu analiz etmek için İsrail'i, Doğu Kudüs'ü, Batı Şeria'yı ve Gazze Şeridi'ni bünyesinde barındıran Tarihi Filistin'deki nüfusa bakmak gerekiyor.


İsrail İstatistik Dairesi verilerine göre, 2020'nin sonunda İsrail nüfusu 6,9 milyonu Yahudi, 1,9 milyonu Arap ve resmi olarak "ötekiler" olarak tanımlanan 466 binlik yüzde 5'lik dilim olmak üzere 9,2 milyona ulaştı.


Filistin İstatistik Kurumunun mayıs ayında yayımladığı verilere göre ise 2020 sonu itibarıyla Doğu Kudüs dahil Batı Şeria'daki nüfusun 3,1 milyon ve Gazze Şeridi'nde yaklaşık 2,1 milyon olduğu tahmin ediliyor.


Bu verilere göre "Tarihi Filistin" topraklarındaki nüfusun yüzde 49,7'sini Filistinliler, yüzde 50,3'ünü Yahudiler oluşturuyor.


İstatistik Kurumunun 1914'teki nüfus sayımında bölgede 690 bin kişinin yaşadığı ve bunların sadece yüzde 8'inin Yahudi olduğu kaydedildi.


Takvimler 1948'i gösterdiğinde ise Kurumun verilerine göre nüfus 2 milyona yükseldi ve yüzde 31,5'ini Yahudiler oluşturuyordu. İngiliz mandası döneminde Yahudilerin Filistin'e göç etme sürecine önem verilmesiyle 1914'den 1948'e kadar bölgedeki Yahudi nüfusu 6 kat arttı.


Bununla birlikte, 1948'de 800 binden fazla Filistinli tecrit edildi, Haziran 1967'deki "6 Gün Savaşı"nın ardından çoğu Ürdün'e olmak üzere 200 binden fazla Filistinli başka ülkelere sığındı. Günümüzde diasporadaki Filistinlilerin sayısının yaklaşık 6,9 milyon olduğu tahmin ediliyor.


- Demografik değişim İsrail parlamentosunun gündeminde


İsrail parlamentosuna 2018'de sunulan rapor, Arap demografisi karşısındaki endişeleri ifade ediyor.


Dönemin İsrail Sivil İdaresi Başkan Yardımcısı Uri Mendes, Mayıs 2018'de parlamento komitesine 2050'ye kadar Filistinlilerin nüfus artışına ilişkin öngörülerin yer aldığı bir rapor sundu. Söz konusu rapor, komitenin talebi üzerine İsrail Savunma Bakanlığının işgal altındaki Filistin topraklarını yürütme kolu olan Sivil İdare tarafından hazırlandı.


Raporda, Mayıs 2018'deki Batı Şeria'daki Filistinli nüfusunun 2,5 ila 2,7 milyon olduğu, 2050'de ise bu sayının 6 milyona çıkmasının öngörüldüğüne değinildi.


Sivil İdareye göre Gazze'de 2,1 milyon olan nüfusun da 2050'de 4 ila 4,3 milyona yükselmesi bekleniyor.


Araştırma Enstitüsü, Mendes'in sunduğu rakamlara göre Batı Şeria ve Gazze Şeridi'ndeki Filistinlilerin nüfusunun 2050'de en az 10 milyona yükseleceğini tahmin ediyor.


İsrail İstatistik Kurumunun verilerine göre de 2050'de İsrail'de 10,6 milyon Yahudi ve 3,2 milyon Arap olmasının beklendiğine işaret eden Enstitü, Akdeniz ile Ürdün Nehri arasındaki bölgede, 2050'de Filistin nüfusunun 13 milyona, Yahudi nüfusunun ise 10,6 milyona ulaşmasının beklendiğine dikkati çekti.



Kaynak:

Google News Takip Et
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? ’te KONHABER'e abone olun.
Google News Takip Et
Son dakika gelişmelerden anında haberdar olmak için WhatsApp haber kanalımıza katılın.

Yasal Uyarı:

Yayınlanan haberler, köşe yazıları, fotoğraflar, yazı dizileri ve her türlü eserin tüm hakları Mirajans Medya İletişim Reklam Haber ve Prodüksiyon A.Ş.’ye aittir. Kaynak gösterilerek bile olsa eserin bütünü veya bir kısmı özel izin alınmadan kullanılamaz.

Bu İçeriğe Emoji İle Tepki Ver!

  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • 0
  • Begendim
  • Kalp
  • Begenmedim
  • Gülen Surat
  • Kalpli Göz
  • Kızgın
  • Şokta
  • Üzgün

Yorumlar (0)

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”