ANKARA (AA) - Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) üyeliği suçundan aranan firari eski emniyet müdürleri Ali Dikici ve İbrahim Erbaba, Ankara'nın Sincan ilçesindeki örgütün hücre evinde yakalandı.
Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerinin yürüttüğü çalışmalar sonucu hakkında yakalama kararı bulunan ve ailesinden ayrı "gaybubet" evinde kaldığı belirlenen eski 1. sınıf emniyet müdürü Ali Dikici'nin Sincan'daki bir örgüt evinde gizlendiği tespit edildi.
Hakkında FETÖ soruşturması kapsamında yakalama kararı bulunan eski 1. sınıf emniyet müdürü İbrahim Erbaba'nın da aynı evde kaldığı ortaya çıktı.
Operasyon sırasında Dikici gözaltına alınırken, Erbaba emniyet güçlerinin geldiğini fark ederek 4. kattaki hücre evinin balkonundan asma ağacına tutunarak aşağı kata atladı.
Kaçmaya çalışan Erbaba, yaşanan kovalamaca sonucu Ankara Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince yakalanarak gözaltına alındı.
FETÖ'den haklarında yakalama kararı bulunan iki eski emniyet müdürünün, yakalanmamak ve fark edilmemek amacıyla sahte kimlik taşıdıkları ve kılık değiştirdikleri belirlendi.
Dikici ve Erbaba'nın yakalandıkları evin FETÖ'ye üyelikten tutuklu bulunan eski bir albaya ait olduğu da tespit edildi.
FETÖ'nün emniyet mahrem yapılanması içerisinde yer alan Dikici ve Erbaba'nın, "örgüte yüksek sadakat duyan ve iradesini teslim eden personeller" olarak örgüt tarafından kodlandıkları, örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock kullandıkları belirlendi.
Evde yapılan aramada, FETÖ'ye ait çok sayıda örgütsel içerikli not, doküman ve dijital materyal ele geçirildi.
- "Üst komşunuzum, asma budarken düştüm" demiş
İbrahim Erbaba'nın hücre evinden kaçmaya çalışırken balkondan atladığı sırada düştüğü alt kat dairenin sakinlerinden Yahya Erim, yaşananları AA muhabirine anlattı.
Operasyondan habersiz, sabah saatlerinde eşinin balkondan birisinin çıktığını görerek bağırması üzerine kaçan kişiyi mutfakta yakaladığını söyleyen Erim, şunları kaydetti:
"İri yarı bir kişiydi. 'Ben üst komşunuzum, asma budarken düştüm.' dedi. Asma budama zamanı olmadığını söyledim ama zor nefes alıyordu, ayağında ayakkabı yoktu, ben de vicdanen bir bardak su verdim. İçeride oturmak istedi, izin vermedim, mutfakta su içti. Sorular sordum, kaçamak cevaplar veriyordu. O arada yukarıdan sesler geliyordu. Eşim çaktırmadan yukarı bakmaya gitti, elimdeki kahvaltı bıçağıyla sıkıştırdım, bana başka evde kimler var diye sorular sordu, şüphelendim. 'Yukarıdan sesler geliyor, sen ne ayaksın' dedim, o da 'Bir bakalım' dedi. Elimdeki bıçağı bırakmadım, mutfaktan çıkarken dış kapıdan çıkar çıkmaz koştu. Polisler peşine düştü. Sonra emniyet yakalayıp getirdi."
Yahya Erim, daha önce herhangi bir şeyden şüphelenmediklerini, üst komşularının bekar olduklarını düşündüklerini ancak sokağa çıkma yasağı olduğu günlerde evden çocukların oynama seslerinin geldiğini söyledi.
Evin 5-6 aydır satılmak için beklediğini, sonunda kiraya verildiğini duyduklarını ifade eden Erim, evde oturanları daha önce görmediğini dile getirdi.
Kaynak: