RABAT (AA) - HALİD MECDUB - Arap aktivistlerin sosyal medyada yürüttüğü kampanyalar, İsveç'te "kötü muamele" iddiasıyla çocukları ellerinden alınan ailelere ülkenin farklı bölgelerinde gösteriler düzenleyerek seslerini duyurma gücü verdi.
Mısırlı bir YouTuber tarafından "Avrupa ülkelerinde yaşayan Müslüman çocukların zorla ailelerinden alındığına" dair yapılan yayında, İsveç sosyal hizmetler kurumunun herhangi bir gerekçe öne sürmeden Müslüman ailelerin çocuklarını "korumaya" alması konuşuldu.
Söz konusu yayınından sonra Arap ülkelerindeki sosyal medya kullanıcıları, "çocuklarımızı kaçırmaya son verin" etiketiyle başlatılan kampanyaya yoğun ilgi gösterdi.
Daha önce de başkent Stockholm'de İsveç sosyal hizmetler kurumunun uygulamasını protesto eden mağdur aileler, söz konusu kampanyanın ardından İsveç yönetimine seslerini duyurabilmek için ülkenin farklı bölgelerinde gösteriler düzenledi.
İsveç sosyal hizmetler kurumu ise çocukların "kötü davranıldığı ve şiddet uygulandığı" için ailelerinden alındığını öne sürüyor.
İsveç sosyal hizmetler kurumunun verilerine göre, 2020 yılında korumaya alınan çocuk sayısı 27 bin 300 idi. Bunlardan 19 bini alternatif ailelere verilirken, 8 bin 300'ü ise koruma evlerinde tutuldu. Söz konusu çocukların yüzde 58'inin erkek, yüzde 42'sinin de kız olduğu belirtildi.
- Tepkiler, İsveçlileri de harekete geçirdi
Faslı düşünür ve yazar İdris el-Kenburi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İslam dünyasından gelen yoğun tepkiler ve sergilenen dayanışma sayesinde İsveç'te çocuklarından koparılan ailelerin taleplerinin gündemde tutulduğunu söyledi.
Tepkilerin birçok ülkeye yayıldığına işaret eden Kenburi, "İslam dünyasındaki halkların tepkileri, İsveç'te çocukları ellerinden alınan aileleri, daha fazla bölgede gösteriler düzenlemeleri yönünde harekete geçirdi." dedi.
Söz konusu gösteriler ve sosyal medyadaki yoğun destek kampanyaları sayesinde İsveçli yetkililerin konuyla ilgilenmeye başladığına dikkati çeken Kenburi, "Şu anda bu dayanışmaya katılan İsveçli dernek ve örgütler de var. Bu da zorla ailelerinden alınan çocukların durumuyla ilgili soruşturma sürecinin başlatılmasına katkı sağlayacaktır." diye konuştu.
Bu konuda uluslararası kuruluşların ve özellikle de İslam İşbirliği Teşkilatının (İİT) devreye girmesi gerektiğini kaydeden Kenburi, Avrupa'da çocukları ellerinden alınan aile sayısının her geçen gün arttığını ve bunların yüzde 90'ının Müslüman aileler olduğunu söyledi.
İİT'yi bu konunun araştırılması için Stockholm hükümetine baskı yapmaya çağıran Kenburi, özellikle de mağdur ailelerin ekseriyetinin Müslümanlardan oluşmasının araştırılması gerektiğini vurguladı.
- İsveç'teki Müslüman ailelere destekler büyüyor
İsveç'in güneyindeki Upsala kentinde bulunan İslami Merkezi Müdür Yardımcısı Yasir Ebu Cuheyşe, çocukları ellerinden alınan Müslüman ailelerin talebine hem İsveç'ten hem de yurt dışarıdan verilen desteğin her geçen gün arttığını belirtti.
Büyük destekler sayesinde İsveç makamlarının uygulamalarını yeniden gözden geçirerek çocukları ailelerine geri vermesini umduklarını dile getiren Ebu Cuheyşe, "Destek kampanyasının aşırıya da kaçmaması gerekir ki İsveç'in iç güvenliğini hedef almak isteyen terör gruplarından veya radikal sağcı partilerden mağdur ailelere bir zarar gelmesin." şeklinde konuştu.
İsveç'teki Müslüman kuruluşlar ve insan hakları örgütleri olarak bu konuda devlet kurumlarıyla iletişime geçme girişiminde bulunduklarını aktaran Ebu Cuheyşe, ancak sosyal hizmetler kurumuyla iletişim girişimlerinin herhangi bir sonuç vermediğini söyledi.
Müslüman ailelerin çocuklarının alınmasının gerekçelerini öğrenme talebiyle İsveçli siyasi isimler üzerinden de sosyal hizmetler kurumuyla bağlantı kurmaya çalıştıklarını dile getiren Ebu Cuheyşe, "Ancak siyasilerin ilettiği talepler de söz konusu ailelerin çocuklarıyla ilgili bilgilerin sır olduğu gerekçesiyle reddedildi." dedi.
- "Bu, insani bir mesele"
Çocukları ellerinden alınan ailelerin davasının bir insanlık meselesi olduğunu ve onlarla dayanışmanın dini ya da etnik yönü bulunmadığını vurgulayan Ebu Cuheyşe, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İsveç'te din veya ırk gözetmeden herkesin çocuğu alınabiliyor. Ancak İsveç sosyal hizmetler kurumunun kendisi, çocukları ellerinden alınanların çoğunun yabancılardan oluştuğuna işaret ediyor. Bu da sosyal hizmetler kurumu çalışanları arasında özellikle İslamofobiden etkilenen bazı kişilerin ırkçılığını mümkün kılıyor. Bu çerçevede işlenen bazı yanlışlar var ancak bunun arkasında bir lobinin olup olmadığını bilmiyoruz. Bu nedenle de İsveçli yetkilileri, mağdur ailelerle diyalog kurma ve soru işareti oluşturan vakaları soruşturmaya çağırıyoruz."
Upsala Belediyesindeki gençlik heyetiyle ortak bir komite oluşturduklarını aktaran Ebu Cuheyşe, bu komitenin sosyal hizmetler kurumunun başka yeni çocukları ailelerinden alması durumunda soruşturmaya dahil olmaya çalışacağını ifade etti.
Kaynak: