Geleneksel sporlara gönül veren Ankara'daki vatandaşlara hizmet edecek tesisin hayırlı olmasını dileyen Erdoğan, tesisin özellikle binicilik, okçuluk ve ata yadigarı güreş gibi sporları öğrenmek, bu alanlarda kendilerini geliştirmek, hoşça vakit geçirmek isteyen herkes için yeni bir nefes alanı olacağına inandığını söyledi.
Bünyesindeki ahırı, gezi alanları, tribünü, açık ve kapalı ok atış sahaları, güreş alanları, satış ve tamir atölyeleri, konferans salonu, kafeteryası ve diğer tüm birimleriyle bu güzel tesisin Ankara'ya kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, yaklaşık 1,5 yıldır faaliyette olan tesisin resmi açılışını yapmanın bugüne nasip olduğunu belirtti.
Erdoğan, günde 48 öğrenciye at binişi, 150 öğrenciye okçuluk eğitimi verme kapasitesi bulunan tesise bilhassa gençlerin dört elle sarılacağından şüphe duymadığını vurgulayarak, salgın şartlarına rağmen 110 öğrenciyle faaliyetlerine devam eden tesisin gelecek dönemde Ankara'nın en cazip yerleri arasına gireceğini düşündüğünü kaydetti.
Sadece at, ok ve güreş spor dallarının dahi binlerce yıllık Türk tarihini tek başlarına anlatmaya yetecek zenginliğe sahip olduğunu belirten Erdoğan, atın Türk kültüründeki yerini göstermesi bakımından Dede Korkut Destanı'ndan bir bölüm okudu.
Divanu Lügati't Türk'te atla ilgili 180 tabirin yer aldığına dikkati çeken Erdoğan, Dadaloğlu'nun Aydost Bozlağı'nı hatırlattı.
"Evet, bizde atlar uzak hayalleri yakın ettiği için kıymetlidir. Elbette at aynı zamanda Peygamber Efendimize Miraç yolculuğunda eşlik eden Burak'tır." diyen Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Tarihte hangi toplum atla tanışmış, kaynaşmış, bütünleşmişse hemen arkasından büyüme, genişleme özellikle bu döneme girmiştir. Bu bakımdan at bir medeniyet kurma aracıdır. Osmanlı Devleti ile birlikte sarayın at ihtiyacını karşılamak için Çiflikat-ı Hümayun kurulmuştur. Cirit başta olmak üzere atla ilgili pek çok oyunun yer aldığı geleneksel sporlarımızın yeniden canlanması bizi memnun ediyor. Tarihimizin ve medeniyetimizin bu önemli sembolüne sahip çıkmak boynumuzun borcudur. Cumhurbaşkanı olduktan sonra ülkemize gelen misafir devlet başkanlarının karşılama törenlerinde Muhafız Alayımıza bağlı bir atlı birliğimizin de yer almasını temin ettim. Tabii bunları dahi eleştirecek kadar tarih, kültür, medeniyet yoksunu, hatta düşmanı kişiler çıktı. Bundan rahatsız oldular. Aynı zihniyet muhtemelen bu tesisi de eleştirecektir. Varsın eleştirsinler, biz işimize bakalım."
Kökü olmayanların akıbetinin esen her rüzgarın önünde sürüklenip gitmek olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Biz köklerimize, tarihimize, kültürümüze sahip çıkarak, maziden atiye güçlü bir köprü kurmanın gayreti içindeyiz." dedi.
"Kültürümüzde ok ve yay zengin anlamlara sahiptir"
Tarihçilerin bir kısmının Türk milletini "ordu millet" veya "asker millet" olarak tarif ettiğine dikkati çeken Erdoğan, şöyle konuştu:
"Bu tanımın sembollerinden biri at ise diğeri oktur. Kültürümüzde ok ve yay siyasetten sosyal hayata birçok göndermeye sahip zengin anlamlara sahiptir. Yayın merkezi, okun ise uç beyliklerini temsil ettiği siyaset geleneğimizde bu semboller devlet idaresinde hakimiyet nişanesi olarak görülür. Ecdadın okçulukta gösterdiği başarı, dünyaya parmak ısırtacak derecededir. İstanbul'un en önemli yerlerinden birinin, doğduğum büyüdüğüm yer olması bakımından gurur duyuyorum, Okmeydanı olması tesadüf değildir. Osmanlı döneminde Okmeydanı'na abdestsiz ve sarhoş girilemiyordu. Aynı şekilde okçular kabza sınavında kabiliyetleri yanında ahlak ve karakterleriyle de imtihan ediliyorlardı. Okçuluk müsabakaları öncesinde muhakkak Besmele çekilir, Peygamber Efendimize Salavat gönderilirdi. Bu alanda kendini geliştirmek isteyenlerin rekabetle beraber dayanışma, mücadele ve çelebilik hasletlerini de göstermesi gerekiyordu. Aynı değerler tüm spor dallarıyla uğraşanlar için de geçerliydi. Er meydanında yiğitlik gösteren pehlivanın, hayatının diğer kısımlarında da civan mert olması gerekiyordu. Ata sporlarımızı ihya etmek için çalışırken aynı zamanda işte bu değerleri yeni nesillere aktarmayı da hedefliyoruz."
"Ata sporlarımızı tanıtacak her çabaya destek veriyoruz"
Çocukları binicilik, okçuluk ve güreşe yönlendirirken aslında onları kendi medeniyet ve kültür miraslarına sahip çıkmaya davet ettiklerinin altını çizen Erdoğan, "Kendini bilen, tarihini bilen, medeniyetini bilen, inançlı, ahlaklı, erdemli gençler yetiştirmeden geleceğimize güvenle bakamayız. Son dönemde tarihimizi ve kültürümüzü anlatan dizilerin ilgi çekmesinin gerisinde milletimizin geçmişini bilme, tanıma ve yaşatma heyecanı yatıyor. İşte bu anlayışla yılların ihmalini giderecek, ata sporlarımızı insanımıza tanıtacak, özellikle çocuklarımızın tarihlerine sahip çıkmasını sağlayacak her çabaya destek veriyoruz." dedi.
Açılışını yaptıkları tesisin Ankara'da geleneksel sporların gelişmesine büyük katkı sağlayacağını dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:
"İnşallah mevcut proje, hemen yanı başımızdaki yaklaşık 40 dönüm civarındaki yeri de tahsis etmek suretiyle en kısa zamanda daha da kapsamlı hale gelecek. Tüm vatandaşlarımızı, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi bu güzel tesisten faydalanmaya davet ediyorum. Tesisimizin hayırlı olmasını diliyor. Şehrimize kazandırılmasında emeği geçenleri tekrar tebrik ediyorum."
Törenden notlar
Açılışa Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli, Gençlik ve Spor Bakanı Mehmet Muharrem Kasapoğlu, Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, TRT Genel Müdürü İbrahim Eren, Dünya Etnospor Konfederasyonu Başkanı Bilal Erdoğan ve Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı Hakan Kazancı da katıldı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasının ardından beraberindekilerle tesisin açılış kurdelesini kesti. Erdoğan, kurdeleyi keserken "Tesisimiz özellikle çocuklarımıza ve gençliğimize hayırlı olsun. İdeal bir gençliği yetiştirmek inanıyorum ki tüm anlattıklarımla buradan geçiyor. Rabb'im yar ve yardımcımız olsun. Emeğe geçenleri tebrik ediyorum." ifadelerini kullandı.
Törende, Hakan Kazancı tarafından Cumhurbaşkanı Erdoğan'a model adı "Alparslan" olan yay takdim edildi.
Törene katılan Arslanbek Sultanbekov "Dombra" şarkısını seslendirdi.
Kaynak: