TBMM (AA) - TBMM Göç ve Uyum Alt Komisyonu Başkanı Atay Uslu, "Avrupa'nın, Ukraynalıları kabul etmelerini takdir ediyoruz ama aynı hakkın diğer insanlara, diğer sığınmacılara da gösterilmesi gerekiyor." dedi.
TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu bünyesinde faaliyet gösteren Göç ve Uyum Alt Komisyonu, AK Parti Antalya Milletvekili Atay Uslu başkanlığında toplandı.
Uslu, zorunlu göçün yalnız Orta Doğu, Afganistan ya da Sahra Altı Afrika'da yaşanan bir olay olmadığını, Rusya'nın Ukrayna'ya saldırısı sonrasında bugün Avrupa'nın ortasında 4,5 milyon sığınmacının bulunduğunu, yaklaşık 10 milyon insanın evinden, yurdundan edildiğini söyledi.
Rusya-Ukrayna savaşı ile büyük bir dramın yaşandığını ifade eden Uslu, "Bu olay gösterdi ki herkes göçmen, herkes sığınmacı olabilir. Savunma konusu, göçmen konusu, göç konusu insanoğlunun dünyaya geldiği andan itibaren vardı. Tarihin her döneminde olmuş ama maalesef bu yüzyılda daha ciddi bir sorun haline gelmiş. Bugün dünyada 250 milyondan fazla göçmenden bahsediyor ve bunun 70 milyonunun, kendi ülkesinden farklı noktalarda sığınmacı olarak yaşadığı söyleniyor." dedi.
Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın mağdurlarının büyük kısmını da çocuk ve kadınların oluşturduğunu anlatan Uslu, özellikle kadınların ciddi zararlar gördüğünü söyledi.
Ukrayna'da yaşayan farklı dinden, farklı ırklardan, farklı milletlerden insanların ülkeden ayrılmak istediklerinde Avrupa'ya kabul edilmediklerinin görüldüğünü vurgulayan Uslu, şöyle konuştu:
"Ayrımcılığın orada da devam ettiğini gördük. Bu süreç, farklı göz ve ten rengine sahip insanların trenlere bindirilip Avrupa ülkelerine iltica etmelerine engel olunduğunu gösterdi. Avrupa'nın, Ukraynalıları kabul etmelerini takdir ediyoruz ama aynı hakkın diğer insanlara, diğer sığınmacılara da gösterilmesi gerekiyor. Yunanistan Başbakanı 'Ukraynalı mültecileri kabule hazırlanıyoruz' diye bir açıklama yaparken aynı tarihlerde Ege'de farklı noktalardan Ege'yi geçmeye çalışan sığınmacıların geriye itildiğini, hatta ölümüne göz yumulduğunu gördük. Sığınmacılık bir insan hakkıdır. Onlara tanınan koruma ve acil yardımlar ayrım yapılmadan sağlanmalıdır. Avrupa'nın iki yüzlülüğünü, zihin dünyası kodlarındaki çarpıklığı bu olayda bir kere daha gördük. Şimdi Uluslararası Adalet Divanının hızlı bir şekilde Ukrayna'daki sivil ölümleri konusunda harekete geçtiğini görüyoruz. Güzel takdir ediyoruz ama Uluslararası Adalet Divanı Suriye'de çocukların, kadınların üzerine bombalar atılırken niye harekete geçmedi? Bunu sormak herhalde insan olarak hepimizin hakkıdır."
- "Sığınma hakkı herkes için geçerli olmalıdır"
Atay Uslu, bir muhabirin "21. yüzyılda Avrupa'nın ortasında bombalanan şehirlerin görüntüsünü, sarışın, mavi gözlülerin mülteci olmasını içime sindiremiyorum" dediğini anımsattı.
Bunun insan haklarına aykırı, itici, insani olmayan bir dil olduğunu aktaran Uslu, "Suriye'de bombalananları, Yemen'de bombalananları, orada ölenleri hiç görmediler, oradaki çocukların çığlıklarına sessiz kaldılar. Orada yok olan şehirlere sessiz kaldılar. Şimdi diyorlar ki 'Avrupa'da bunun olmasını içimize sindiremiyoruz.' Biz sığınma hakkının renklere göre güncellenmesini istemiyoruz. Sığınma hakkı herkes için geçerli olmalıdır. Rusya, Ukrayna savaşı sonunda ortaya çıkan bu süreç insanlığın, özellikle Avrupa'nın bir kez daha kendisini gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koymuştur." diye konuştu.
Uslu, iç siyasette de pozisyon almak isteyen bazı kişilerin çok hızlı çıkışlar yaparak Suriyeliler konusunu istismar ettiğini gördüklerini söyledi.
Bu dilin, ucuz, siyasi, popülist bir dil olduğunun altını çizen Uslu, "Bu dilin medeniyetimize, bize yakışmadığını, tribünlere oynamanın gerçekçi bir politika olmadığını her seferinde söyledik, söylemeye devam ediyoruz. Sığınmacı karşıtı olmak ile sığınmacılar için farklı planlar yapılmasını istemek, uyum çalışmalarında daha planlı olmayı istemek farklı şeylerdir. İkincisi makuldür, insanidir." dedi.
Daha sonra Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürü Emre Topoğlu, komisyonda yabancı uyruklu gençlere yönelik faaliyetlere ilişkin yürütülen projeleri anlattı.
Kaynak: