ANKARA (AA) - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Tüm samimiyetimizle siyaset kurumunun en önemli sorumluluklarından birinin, Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtarmak olduğuna inanıyoruz." dedi.
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde yapılan Cumhurbaşkanlığı Kabine Toplantısı'nın ardından millete seslendi.
İnsan Hakları Eylem Planı'nı yarın açıklayacaklarını anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bu eylem planında 9 başlık altında yüzlerce faaliyet yer alıyor. Attığımız her adımda olduğu gibi İnsan Hakları Eylem Planı hazırlıklarında da hemen her konunun dönüp dolaşıp darbe anayasasının yol açtığı sıkıntılara dayandığını gördük. Bir süre önce milletimizin takdirine sunduğumuz yeni anayasa hazırlama teklifimiz bu eylem planının da adeta çatısını, yani tacını oluşturuyor. Tüm samimiyetimizle siyaset kurumunun en önemli sorumluluklarından birinin, Türkiye'yi ayağına vurulan darbe anayasası prangasından kurtarmak olduğuna inanıyoruz." ifadelerin kullandı.
Cumhur İttifakı çatısı altında özellikle bu konuda vardıkları anlayış birliğinin ardından yeni ve sivil anayasa meselesini tüm platformlarda tartışmaya açarak, herkesin katkısını almak üzere yola çıktıklarını belirten Erdoğan, "Esasen, 10 yıldır bu konuyu ülkemizin gündemine müteaddit defalar getirdik. Maalesef bugüne kadar milletimize layık yeni ve sivil bir anayasa hayalimize kavuşamadık. İnşallah bu defa bunu başaracağız. Kendi hazırlık çalışmalarımıza şimdiden başladık. Korkularla, ön yargılarla ve ideolojik at gözlükleriyle hareket edersek ne tarih ne de millet bizi affeder." diye konuştu.
Türk demokrasisinin sıfırdan bir anayasa yapma olgunluğuna eriştiğine kimsenin itiraz edemeyeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:
"Yeni ve sivil anayasa çağrımızın bilhassa darbelerden mağdur olmuş farklı toplum kesimleri arasında oluşturduğu heyecanı memnuniyetle takip ediyoruz. Bu konuda söyleyecek sözü olan herkesi, yeni ve sivil anayasa hazırlanması sürecinde yapıcı bir anlayışla yer almaya davet ediyoruz.
Gelin, ülkemizi darbe anayasalarına mahkumiyet utancından kurtaralım. Gelin, Türkiye'yi tarihinin en kuşatıcı anayasasıyla buluşturalım. Gelin Cumhuriyetimizin 100'üncü yılını sivil bir anayasa ile karşılayalım. Hiç kimse bu yolda bizimle birlikte yürümese bile Cumhur İttifakı olarak yeni ve sivil anayasa metnimizi tamamlayıp, inşallah milletimizin takdirine sunmakta kararlıyız."
- "2020 büyüme oranımız izlediğimiz politikaların başarısının en somut örneğidir"
Küresel ekonominin çok zorlu bir dönemden geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "Geçtiğimiz yıl küresel gelir yüzde 3,5 ve dünya ticaret hacmi yüzde 9,6 oranında daraldı. Böyle büyük bir daralma, milyonlarca kişinin işsiz kalmasına, gelir dağılımında bozulmalara ve ülkeler arasındaki gelişmişlik farklılıklarının artmasına da sebep oldu." dedi.
Dünyada sadece 1 yılda 90 milyondan fazla insanın aşırı yoksulluk sınırının altına düştüğünün tahmin edildiğini anımsatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları ifade etti:
"Bugün hala aşıya ulaşamayan 100'ün üzerinde ülke bulunuyor. Türkiye, işte böylesine zorlu bir süreci, izlediğimiz planlı, kararlı ve esnek politikalar sayesinde başarıyla yürüttü, yürütmeye devam ediyor. Bugün açıklanan ve yüzde 1,8 olarak gerçekleşen 2020 yılı büyüme oranımız izlediğimiz politikaların başarısının en somut örneğidir. Türkiye büyürken, İngiltere yüzde 9,9 oranında, Hindistan yüzde 8 oranında, Almanya yüzde 4,9 oranında, Japonya yüzde 4,8 oranında ve Amerika yüzde 3,5 oranında küçüldü. Aynı şekilde 2021 yılına iyi bir başlangıç yapan ihracatımız, şubat ayında önceki yılın aynı ayına göre yüzde 9,6 artışla 16 milyar doları aşmıştır.
Böylece yılın ilk 2 ayı itibarıyla dış ticaret açığımız yüzde 15,3 azalmış ve ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzdesi 82,9'a çıkmıştır. Gelişmeler ihracattaki artışın önümüzdeki aylarda da süreceğine işaret ediyor. Tabii bunlar, gerçekten dikkate değer, takdir edilmesi hatta örnek gösterilmesi gereken başarılardır. Elbette ki biz bununla yetinmiyoruz. Bizim için asıl önemli olan, ekonomik büyümenin toplumun tüm kesimlerine ulaşması ve büyümeyle birlikte istihdamın da oluşması. Ancak böyle bir durumda kaliteli ve kalıcı bir büyümeden söz etmek mümkündür. İşte 2021 yılını bu açıdan çok önemli görüyoruz."
- "Katma değeri yüksek rekabetçi üretime yönelmemiz gerekiyor"
"Hedefimiz, her bir vatandaşımıza dokunacak, refahı artıracak, sağlıklı ve istikrarlı büyümenin orta ve uzun vadede güçlenerek sürmesidir." ifadesini kullanan Erdoğan, "Bu hedefe giden yol, fiyat istikrarından geçiyor. Fiyat istikrarı için de üretken yatırımlara ve katma değeri yüksek rekabetçi üretime yönelmemiz gerekiyor. Burada da karşımıza verimlilik artışı ihtiyacı çıkıyor. Bir ekonominin yapısal temelleri ne kadar güçlüyse şoklara karşı direnci de o kadar artar." diye konuştu.
Geçen hafta Türkiye piyasalarında, yurt dışındaki gelişmelerden kaynaklanan dalgalanmaların görüldüğünü hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Amerika başta olmak üzere gelişmiş ülkelerin tahvil faizlerinde yaşanan artış pek çok gelişmekte olan ülkeyi etkiledi. Bu tip küresel dalgalanmalar ne ilktir ne de son olacaktır. Bizim için önemli olan bu gibi risklere karşı dirençli, sağlam, kendi mecrasında yürüme gücüne sahip bir ekonomik işleyişi tesis etmektir. Enflasyonu, faizleri ve kuru kontrol altına almış, büyümesini, ihracatını, istihdamını koruyan bir ekonomi bu şokları kolayca savuşturabilir. Fakat istikrarın, özellikle fiyat istikrarının sağlanmasına, üretken kapasitenin geliştirilmesine, cari açıkla mücadeleye ve mali disiplinin sürdürülmesine bunun için çok önem veriyoruz." değerlendirmesini yaptı.
- "Biz kısa mesafe koşucusu değil maraton koşucusuyuz"
İnsan Hakları Eylem Planı ile eş zamanlı ve eşgüdümlü olarak ekonomi alanında hayata geçirecekleri reformların da hazırlıklarını yürüttüklerini belirten Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ekonomideki reform önceliklerimizi belirlerken arkadaşlarımız sahaya indi, tüm taraflarla bir araya geldi ve iletilen tüm talepleri dikkatle dinledi. Buna göre çözüm odaklı bir yaklaşımla üzerine gideceğimiz alanları öncelikli hale getirdik. Her reform gibi bu çalışmalardan da rahatsız olanlar elbette çıkabilir. Her zaman söylüyorum, biz kısa mesafe koşucusu değil maraton koşucusuyuz, farklılığımız bu. Hiçbir mücadeleden kaçmadığımız gibi her defasında kendi sınırlarımızı biraz daha zorlarız.
Bu anlayış hazırladığımız ve önümüzdeki hafta açıklayacağımız reformları kararlılıkla uygulayacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın. Bu reformların devamının geleceğini de belirtmek istiyorum. Üçüncü ayına girdiğimiz 2021'i salgınla mücadelenin kazanıldığı ve aynı zamanda orta vadede nitelikli bir büyüme dönemine girişin başladığı yıl olarak görüyoruz. Türkiye, inşallah salgın sonrası dönemin dünyada yükselen yıldızı olacaktır."
Atacakları adımlarla hem mevcut riskleri en aza indireceklerini hem de karşılarına çıkan fırsatları en iyi şekilde değerlendireceklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Ekonomik reform gündemimizin merkezinde, makroekonomik istikrar politikaları ve yapısal politikalar yer alıyor. Makroekonomik istikrar kapsamında kamu maliyesi, enflasyonla mücadele, finansal sektör ve cari açıkla mücadele gibi alanlara öncelik verdik. Yapısal politikalar tarafında ise kurumsal yapının güçlendirilmesi, yatırımların çok daha güçlü şekilde teşvik edilmesi ve rekabet politikalarını sayabiliriz. Mali disiplin her dönemde olduğu gibi bugün de olmazsa olmazımızdır. Gelir ve harcama tarafında aldığımız tedbirlere uygun şekilde 2021 bütçe açığı hedefimizi yüzde 4,3'ten yüzde 3,5'e indirdik." diye konuştu.
- "Kamu alım ihalelerinde yeni bir sisteme geçiyoruz"
Bütçe açığı ve borç stokunda Türkiye'nin, çoğu ülkeye göre oldukça iyi durumda olduğunu belirten Erdoğan, şunları kaydetti:
"Avrupa Birliği ortalaması yüzde 90'a yakın olan borçluluk oranları Yunanistan'da yüzde 200. İtalya'da yüzde 154, Fransa'da yüzde 117, İngiltere'de yüzde 101 gibi seviyeleri bulurken, bizde sadece yüzde 42. İşte Türkiye bu. Mali disiplin işte tam olarak bu demektir. Reform paketimizde mali disiplini daha da güçlendirecek kapsamlı kamu maliyesi politikalarına da yer veriyoruz. Kamu harcamalarında israfa tahammülümüz olmadığı için harcamaların takibi ve izlenmesine özel ehemmiyet gösteriyoruz. Bakanlıklarımızdan zorunlu olmadıkça kendilerine tahsis edilen ödeneğin üstünde harcama yapmamalarını hatta bu ödeneklerden tasarruf etmelerini istiyoruz.
Reform paketi çerçevesinde kamu alım ihalelerinde yeni bir sisteme geçiyoruz. Kamu iktisadi teşebbüslerini gerekiyorsa yeniden yapılandırarak daha verimli ve rekabetçi hale getiriyoruz. Enflasyonla mücadelenin bel kemiği olan fiyat istikrarını temin için kalıcı tedbirler geliştiriyoruz. Sermaye piyasalarının güçlendirilmesi ve finansal kapsayıcılığın artırılması hususunda da yeni politikaları hayata geçiriyoruz. Cari açıkla mücadelemizi başarıya ulaştırmak için üretimde yapısal dönüşümü teşvik edecek yeni adımlar atıyoruz. Kamudaki kurumsal yapıyı güçlendirerek reformlarımızın kalıcılığını öyle veya böyle sağlayacağız. Özetle ifade ettiğim tüm bu başlıkların detaylarını önümüzdeki hafta kamuoyuyla paylaşacağız. Milletimizin her şeyin en iyisine, en güzeline layık olduğunu biliyor ve bunu sağlamak için gecemizi gündüzümüze katarak çalışıyoruz."
(Sürecek)
Kaynak: