ANKARA (AA) - CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, "Hiç kimsenin kimliği, hiç kimsenin inancı, hiç kimsenin yaşam tarzını siyasete malzeme etmiyoruz. Bizim iki kırmızı çizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız. Bayrağımızı ve vatanımızı seviyorsa, herkes bizim dostumuzdur." dedi.
Kılıçdaroğlu, Harikalar Diyarı Turkuaz Gösteri Salonu'nda düzenlenen kanaat önderleri, muhtarlar ve sivil toplum kuruluşları temsilcileri buluşmasında yaptığı konuşmada, Sincan'da oylarının düşük olduğunu bildiğini ancak bir yanlış arayacaklarsa bunu kendilerinde aramaları gerektiğini söyledi.
Sincan'a daha fazla gelmenin, insanlarla daha fazla konuşmanın, evleri ziyaret etmenin, insanların derdini dinlemenin görevleri olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, "Politikacı olarak bunu yaparsanız insanlar size saygı duyarlar. Oy verirler veya vermezler ama en azından, 'geldiler bizi dinlediler, dertlerimizi dinlediler' derler." ifadesini kullandı.
Daha önce Sincan'a gelerek muhtarlarla bir toplantı yaptığını hatırlatan Kılıçdaroğlu, bu buluşmanın Anayasa değişikliğinden önce olduğunu söyledi.
"Bu değişiklik çıkarsa ülke büyük sorunlarla karşılaşır" dediğini anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Ama olmadı. Sonunda malum bugünkü düzen kuruldu. Bu düzenden kim yararlı, kim zararlı? Topluma şöyle bir bakalım. Esnafa bakalım, esnafa bir yararı oldu mu, esnafa bir faydası oldu mu? Şoföre bakalım, ister taksi, ister kamyon şoförü, ister tır şoförü isterse otobüs şoförü. Onlara bakalım, onlara bir faydası oldu mu bu düzenin? Onlar da zarar ediyorlar, onların da sıkıntısı var. Ev kadınlarına bakalım, yani çalışmayan evinde oturan, çoluk çocuğu varsa işsiz, bir de onların durumuna bakalım. Bakıyoruz mutfaklarda yangın var."
Kılıçdaroğlu, bir evde bir işsiz varsa o evde huzurun olmadığını belirterek, "Anne bekler, baba bekler 'çocuğuma bir iş bulmak lazım.' Bakıyorsunuz bugün hangi belediye başkanın önüne giderseniz binlerce işsiz dilekçesi var. Demek ki bu düzen onlara da yaramadı. Peki bu düzen kime yaradı, kim faydalandı bundan?" diye konuştu.
Zamanında dili döndüğü kadar anlatmasına rağmen bu düzenin kime yaradığının yaşanarak öğrenildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şu açıklamalarda bulundu:
"Sarayda oturanlar, keyifleri yerinde hiçbir dertleri yok onların. Dolarla oynuyorlar, şöyle bir bakın. Türkiye'den milyon dolarları Amerika'ya gönderiyorlar, Manhattan'da gökdelen kuruyorlar. Neymiş öğrenci yurdu. Amerika'yı kaç kişi içinizden bilir ama bilmiyorum, Manhattan dünyanın en pahalı yeridir. Ofisin metrekaresi 5 bin, 6 bin dolardır. Öğrenci yurdu orada olmaz. Yoktur zaten. Arkadaş, dünyalığını niye Manhattan'da gökdelen dikerek yapıyorsun? Muhammed Ali'nin çiftliğini aldılar ya niye Amerika'da çiftlik alıyorsun? Niye senin evlatların bunları alıyor? Niye paravan vakıflarla bu milyon dolarlar gidiyor?"
- "Burada zarar etme şansın sıfır"
"Sizin evlatlarınız işsizken onların evlatları 5-6 yerden maaş alıyor. Bu adalet midir? Bu düzeni kim değiştirecek?" diye soran Kılıçdaroğlu, "Hazine garantili" yatırımları eleştirdi.
Bu yatırımların Türk lirası değil ABD doları garantili verildiğine işaret eden Kılıçdaroğlu, "12 milyon dolarlık iş yapıyor, 59 milyon dolarlık garanti veriyor. Ya aklın alacağı şey değil. Yani gelir garanti veriyorsun. Burada zarar etme şansın sıfır. Kar? Olağanüstü kar, yüzde 100 değil, yüzde 200, 300, 400 üstelik dolar, üstelik avro bazında alıyor." dedi.
Kendi geleceklerini güvence altına almak için sözleşmeye bir hüküm daha ilave edildiğini belirten Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
"Olur ya, 'Kılıçdaroğlu gelirse bunları elimizden alırsa ne olur?', 'İhtilaf çıkarsa İngiliz mahkemeleri yetkilidir' diyorlar sözleşmede. Türk mahkemeleri de değil, İngiliz mahkemeleri yetkilidir. Ben Sincanlılara söz veriyorum ister İngiliz mahkemeleri, ister Amerikan mahkemeleri, ister Japon mahkemeleri, ister Papua Yeni Gine mahkemeleri olsun bu milletin hakkını, hukukunu onların burnundan fitil fitil getireceğim. Sanıyorlar ki biz bunu teslim edeceğiz. Yok öyle bir şey. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını sormazsam ben niye yapıyorum? Beni onlardan ayıran, ben kul hakkı yemem. Ben yolsuzluk yapmam, onlar yolsuzluk yaparlar. Ben adaletli davranırım, onlar adaletsiz davranırlar. Ben milletin hakkına saygı gösteririm. Onlar bu milletin hakkına ve hukukuna saygı göstermezler. Oturup düşünmemiz lazım memleket benim memleketim değil, hepimizin memleketi. Sorun varsa benim sorunum değil, hepimizin sorunu. O zaman bu sorunu demokratik yollarla çözmemiz lazım. Yarın sandık gelecek ve gideceksiniz oy kullanacaksınız sandıkta. Öyle 'Gelin bizim partiye oy verin' yok arkadaşlar. Yaptığım çağrı şudur, elinizi vicdanınıza koyun, oyunuzu öyle kullanın. Bu kadar açık, bu kadar net söylüyorum. Olay bir Türkiye olayı, bir parti olayı olmaktan çıkmıştır artık. Yazık değil mi bu memlekete?"
Milli Kurtuluş Savaşı'nı verenlerin Osmanlı'nın borcunu son kuruşuna kadar ödediklerini, kimseye avuç açmadıklarını kaydeden Kemal Kılıçdaroğlu, "Şimdi bir bakıyorsun Katar'da, bir Suudi Arabistan'da, bir bilmem nerede. Nedir? 'Bize para verin.' Türkiye bu duruma hiç düşmemişti. Yalvarıp yakarıp para dileniyorsan, onun emrine giriyorsun demektir. O sana talimat verecek, gereğini yapacaksın. O anlama gelir." diye konuştu.
- "Herkesin sorumluluğu var"
Herkesin sorumluluğu olduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, kendisinin sorumluluğunun daha fazla olduğunu vurguladı.
O nedenle ülkeyi karış karış gezdiğini ve vatandaşlarla bir araya geldiğini anlatan Kılıçdaroğlu, kendilerinin de hataları bulunduğunu söyledi.
"Hiç hata yapmadık dersek yalan olur. Ben bu millete her zaman doğruyu söyleyeceğim." diyen Kılıçdaroğlu, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Eksiğimiz var mıydı? Vardı. Kusurumuz var mıydı? Vardı. Yanlışımız var mıydı? Vardı. Öz eleştiri, evet öz eleştiri de yapıyoruz. Şimdi yanlış yapmamaya, milletin sesini dinlemeye, toplumun her kesimiyle kucaklaşmaya, açıkça ifade edeyim toplumun her kesimiyle helalleşmeye gidiyoruz. Helalleşmek istiyorum. Her kesimle konuşuyoruz. Hiç kimsenin kimliği, hiç kimsenin inancı, hiç kimsenin yaşam tarzını siyasete malzeme etmiyoruz. Bizim iki kırmızı çizgimiz var, bayrağımız ve vatanımız. Bayrağımızı ve vatanımızı seviyorsa, herkes bizim dostumuzdur."
Doğusu batısı, güneyi kuzeyi herkesi kucakladıklarını belirten Kılıçdaroğlu, "İnsanların kimlikleri farklı olabilir, inançları farklı olabilir, yaşam tarzları farklı olabilir ama aynı bayrağın altında, aynı vatanda yaşıyoruz. Komşularımızın kimliğini sorgulamaya başladık, bunlar yanlıştır, siyaset kamplaşma alanı değildir, siyaset kavga alanı değildir, siyaset vatandaşa 'nasıl hizmet ederim' bunu yapmaktır." dedi.
- "Adalet istiyorsanız bize katılın"
Kılıçdaroğlu, yeni bir siyaseti, yeni bir anlayışı Türkiye'ye getirmek istedikleri ve bunu yapacaklarının altını çizerek, "Beraber yapacağız. Bize katılmanızı istedik. Adalet istiyorsanız bize katılın, hukuk istiyorsanız bize katılın. 'Bir tek çocuk bu ülkede yatağa aç girmesin' diyorsanız bize katılın. Kadın erkek eşitliği olsun diyorsanız bize katılın. Her evde tencere kaynasın, her evde huzur olsun, her evde bereket olsun diyorsanız bize katılın. Tüyü bitmemiş yetimin hakkını mutlaka sorun, tüyü bitmemiş yetimin hakkını koruyun diyorsanız bize katılın." ifadelerini kullandı.
Beraber mücadele etmek zorunda olduklarına işaret eden Kılıçdaroğlu, "Gün ayrışma değil, gün beraber olma günü, birlikte olma günü, birlikte mücadele etme günüdür. Sokağa çıkıp cam, pencere, kapı indirmek, kavga etmek değil derdimiz. Buradan kaçınıyoruz zaten, böyle bir şey yok. Sandık gelecek demokratik yollarla gideceğiz, oyumuzu kullanacağız ve Türkiye'nin kaderini değiştireceğiz." dedi.
Toplantının basına kapalı bölümünde kendisine her türlü sorunun sorulmasını isteyen Kılıçdaroğlu, açık yüreklilikle bu sorulara cevap vereceğini ve birbirlerini tanıyacaklarını söyledi.
Bu ülkede yaşayan 85 milyonun vatansever olduğunu belirten Kılıçdaroğlu, "Hepimiz oturup konuşmak zorundayız. Beraber olmak zorundayız, birlikte olmak zorundayız, o zaman Türkiye'yi hep beraber aydınlığa çıkarırız. Türkiye'nin çözülemeyecek hiçbir sorunu yoktur. Bütün sorunları çözülür." diye konuştu.
Kaynak: