CENEVRE (AA) - Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiserliği (OHCHR) Sözcüsü Rupert Colville, BM etkinliklerine katılan muhalif ve aktivistlerin isimlerinin devletlere verilmesinin "geçmişte yapılan bir uygulama" olduğunu belirterek, "2015'ten beri bu sınırlı uygulama sona erdi. OHCHR, son 5 yıldır, BM İnsan Hakları Konseyi oturumlarına katılmak üzere akredite olan aktivistlerin isimlerini herhangi bir devlete teyit etmedi." dedi.
OHCHR çalışanı ve insan hakları avukatı Emma Reilly, dün Twitter'dan yaptığı açıklamada, BM etkinliklerine katılan başta Uygur aktivistleri olmak üzere muhaliflerin isimlerinin Çin hükümetiyle paylaşıldığını iddia etmişti.
"BM'nin bazı muhalif Çin vatandaşlarının isimlerini Çin hükümetiyle paylaştığı bilgisini" bazı devletlere ihbar ettiği için BM'nin hakkında soruşturma başlattığını ve işten kovmayı planladığını ileri süren Reilly, "Dolayısıyla Çin, onların (aktivistler) ailelerini hedef alabilir." ifadesini kullanmıştı.
AA muhabirinin, söz konusu iddialara ilişkin sorularını cevaplayan OHCHR Sözcüsü Colville, Reilly'nin halen OHCHR'nin sözleşmeli personeli olarak çalışmaya devam ettiğini belirtti.
Colville, OHCHR'nin geçmişte İnsan Hakları Konseyi toplantılarına katılan aktivistlerin isimlerinin zaman zaman üye devletlere iletildiğini doğruladı. Fakat Reilly'nin iddialarının aksine, "OHCHR'nin bu uygulamasının herhangi bir katılımcıya zarar verdiğine dair bir kanıt olmadığını" ileri sürdü.
"2015'ten beri bu sınırlı uygulama sona erdi." diyen Colville, son 5 yılda BM İnsan Hakları Konseyi oturumlarına katılmak üzere akredite olan aktivistlerin isimlerini herhangi bir devlete vermediklerini savundu.
Colville, "Reilly’nin tekrar tekrar dile getirdiği bu uygulamanın günümüzde de devam ettiği iddiası yanlıştır." ifadesini kullandı.
Reilly'nin iddialarının BM Uyuşmazlık Mahkemesi ve BM Temyiz Mahkemesine taşındığını aktaran Colville, yargı sürecinin devam ettiği bilgisini paylaştı.
Colville, "Reilly’nin uygunsuz davranış iddialarını kesin olarak reddediyoruz. Devam eden (yasal) süreçler nedeniyle, maalesef onun birçok iddiasına daha ayrıntılı olarak yanıt verme kabiliyetimiz konusunda kısıtlıyız." değerlendirmesinde bulundu.
- OHCHR personeli Reilly, iddialarında ısrarcı
Öte yandan, AA muhabirinin ulaştığı Reilly ise Colville'in aksine OHCHR'nin İnsan Hakları Konseyine katılan muhalif ve aktivistlerin isimlerini bazı devletlere vermeye devam ettiği iddiasında ısrarcı.
OHCHR'nin bu uygulamanın halen devam ettiğini 2019'da mahkemede açıkça belirttiğini ileri süren Reilly, "Bu konuda kendileriyle çelişiyorlar." diye konuştu.
Konuya ilişkin yeni duruşmalar olabileceğini aktaran Reilly, OHCHR'nin kendi açıklamasına göre dahi "tam on yıl boyunca (2006-2016) uluslararası suçların suç ortağı olduğunu" iddia etti.
Reilly, konuya ilişkin daha detaylı açıklama yapacağını sözlerine ekledi.
- Guterres'e çağrıda bulunmuştu
Reilly, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'e dün seslenerek, esas soruşturmanın "öç almak için hakkında soruşturma emrini veren BM yetkilisi hakkında yapılması gerektiğini" ifade etmişti.
BM çalışanı Reilly, Guterres'e, "Doğru olanı yapın. Onları ihbar ettiğim için beni değil kuralları çiğneyen ve Çin'e isimleri veren BM personelini soruşturun." çağrısında bulunmuştu.
BM İnsan Hakları Konseyi yılda 3 kez toplanıyor. Konsey kapsamında dünyanın farklı coğrafyalarından aktivist ve muhalifler yüzlerce panel ve açık oturum gibi yan etkinliklere katılıyor.
- Uygur aktivistler BM İnsan Hakları Konseyi'nde sesini duyurmaya çalışıyor
BM İnsan Hakları Konseyinin 45'inci oturumunda konuşan Uygur aktivist ve insan hakları savunucusu Abdulşükür Abdulreşit, "Halkıma karşı işlenen bir soykırım var. Ailem bir Çin toplama kampında rehin tutuluyor." ifadesini kullanmıştı.
Dünya Uygur Kongresi Başkanı Dolkun İsa da 2016 ve 2019'da BM Cenevre Ofisi önünde Çin'i protesto etkinliklerine katılmıştı.
İsa, BM İnsan Hakları Konseyi etkinliklerine katıldıktan sonra Çinli yetkililerin kardeşini gözaltına aldığını ve kendisinden haber alınamadığını kaydetmişti.
- Çin'in Sincan Uygur Özerk Bölgesi'ndeki uygulamaları
Çin'de son yıllarda Uygur Türklerinin kimlik ve kültürlerine yönelik ihlaller uluslararası kamuoyu tarafından eleştiriliyor.
Pekin'in "mesleki eğitim merkezleri" olarak adlandırdığı, uluslararası kamuoyunun ise "yeniden eğitim kampları" diye tanımladığı yerlerde, BM verilerine göre en az 1 milyon Uygur Türkü kendi rızası dışında tutuluyor.
BM ve diğer uluslararası örgütler, kampların incelemeye açılması çağrılarını yinelerken Çin, şu ana kadar kendi belirlediği birkaç kampın az sayıda yabancı diplomat ve gazeteci tarafından kısmen görülmesine izin verdi.
Çin makamları, BM yetkililerinin doğrudan bilgi almak amacıyla bölgede serbestçe inceleme yapma talebini ise geri çeviriyor.
Kaynak:
Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te KONHABER'e abone olun.