ANKARA (AA) - İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, "Bizim temel yaklaşımımız şudur, güvenlik, özgürlük alanını daraltma bahanesi olmamalıdır. Çünkü güvenlik, esasen özgürlük alanını koruyabilmek için vardır." dedi.
Soylu, İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat, Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanlığınca bir otelde düzenlenen "İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi Projesi"nin kapanış toplantısında yaptığı konuşmada, projenin uyum içerisinde büyük katkıyla gerçekleştirildiğini belirtti.
Başta PKK ve DEAŞ olmak üzere, terör örgütlerinin can yakıcı, insanlık adına üzücü terör eylemlerinin görüldüğünü ifade eden Soylu, terör örgütlerinin organize ettiği ciddi bir uyuşturucu ve göçmen kaçakçılığı sorunuyla dünyanın her yerinde karşı karşıya kalındığını söyledi.
Avrupa uyuşturucu piyasasının yüzde 80-90 oranında PKK'nın elinde olduğunun sır olmadığını vurgulayan Soylu, şöyle devam etti:
"Tüm dünyanın karşılıklı mücadele ettiğini düşündüğü iki terör örgütü PKK/YPG yani PYD ile DEAŞ, özellikle göçmen kaçakçılığında ortak çalıştılar. Hatta özellikle kaçak akaryakıt meselesini PKK/PYD ve DEAŞ birlikte koordine etti. Birinin sınırına kadar biri getirdi, birinin sınırından aldı başka noktaya götürdü. PKK ve PYD Rakka'ya gitti güya DEAŞ'ı tasfiye etti, bir tek silah patlamadı. Bu soruyu sormak istiyorum, acaba Amerika'nın Afganistan'dan çekilmesi PKK ve PYD'nin Rakkaya girmesiyle Rakka'daki DEAŞ'lılarla, Afganistan hattına transferiyle ilişkili midir? Bu, hakikaten onurlu dünya adına cevaplanması gereken bir sorudur."
Göçmenlerin denizden ve karadan Avrupa'nın kapılarına kadar gelebilmesinin PKK ve DEAŞ'ın organizasyonuyla gerçekleştiğini vurgulayan Soylu, güvenlik sorunlarının ortak olduğunu ve dünyanın bileşik kaplardaki suyun dengeye gelmesi gibi güvenlik konusunda aynı gerçekliği yaşadığını dile getirdi.
Soylu, Suriye ve Irak'ın devlet otoritesinin PKK/PYD ve DEAŞ sebebiyle kaybolduğunu, İran'ın ise yıllardır Batı ambargosuna maruz kaldığını ve bu üç devletle olan Türkiye'nin 1850 kilometre uzunlukta sınıra sahip olduğuna işaret etti.
"Biz İskandinav ülkesi değiliz, burası Türkiye." diyen Soylu, söz konusu sınırın, coğrafi şartlar bakımından da zorlu kesimlerinin bulunduğunun altını çizdi.
PKK ve DEAŞ mensuplarının da sınırları aşıp Türkiye'yi zorlamaya çalıştığını kaydeden Soylu, ayrıca ölümden kaçan insanların Türkiye'ye sığındığını aktardı.
Soylu, doğu ve güney sınırlarında 2016'dan bugüne kadar 2 milyon 400 bin kişinin engellendiği, 1 milyon 300 bin kaçak göçmenin yakalandığı, 291 bin kişiye de geri gönderme işlemi yapıldığı bilgisini verdi.
- "Türkiye rehberliğine güvenebileceğiniz ve güvenmeniz gereken bir komşudur"
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Batılı dostlarımıza şunu ifade etmek istiyorum; Türkiye, rehberliğine güvenebileceğiniz ve güvenmeniz gereken bir komşudur. Çok ciddi bir güvenlik tecrübemiz var. New York Times ve Amerika, bizim Türkiye'de de birilerinin 'dostlarımız' diye tarif ettiği ve dostlarına mesajı verdiği Suriye'de Suriye Devlet Başkanı'nın kardeşinin narko-devletin en önemli unsuru olduğunu ifade etti. Bizim ana muhalefet de onu 'dostlarım' olarak nitelendiriyor. Biz bunu, bizatihi şahsım 3,5 yıl önce orada captagon imalatı yapılıyor, Fırat Kalkanı dahil, aynı zamanda Zeytin Dalı bölgesi Afrin'de captagon imalathanelerini bastığımızı, bunların Suriye rejiminin içeride de uzantısı olduğunu söylemiştik."
Terörün nasıl bir bela olduğunu iyi bildiklerine işaret eden Soylu, 40 yıldır mücadele ettikleri PKK'yı bitirme noktasına geldiklerini söyledi.
Soylu, uyuşturucuyla mücadelede de 2019'da dünyada yakalanan eroinin yüzde 21'ini yakaladıklarını anlattı.
Son 5 yılda 20'si uluslararası olmak üzere, 527 uyuşturucu suç örgütünün deşifre edildiğini bildiren Soylu, bu örgütlerin 4 bin 503 üyesi hakkında adli işlem yapıldığını aktardı.
Doğu ve güneydoğuda saat 16.00'da iş yerlerinin kapandığı, insanların sokağa çıkamadığı dönemler yaşandığını hatırlatan Soylu, bu dönemlerin geride kaldığını belirtti. Bakan Soylu, "Bizim temel yaklaşımımız şudur, güvenlik, özgürlük alanını daraltma bahanesi olmamalıdır. Çünkü güvenlik esasen özgürlük alanını koruyabilmek için vardır." dedi.
Kolluk birimlerine verilen eğitimlere işaret eden Soylu, Kolluk Gözetim Komisyonu aracılığıyla da iç denetim mekanizmasının oluşturulduğunu ifade etti. Devletin en önemli meselesinin denetim olduğunun altını çizen Soylu, 2019'un eylül ayında kurulan komisyona 95 bin 317 başvuru yapıldığını, bunların titizlikle değerlendirildiğini, 126 bin 28 personelin işlem gördüğünü kaydetti.
- "128 faaliyet gerçekleştirdik"
İç Güvenlik Sektörünün Sivil Gözetiminin Güçlendirilmesi Projesi kapsamında, pilot 2 il ve 17 ilçenin bulunduğunu anlatan Soylu, projenin bitimiyle öncelikle Yerel Önleme ve Güvenlik Kurulu'nun tüm il ve ilçelerde kurulmasını planladıklarını belirtti.
Bakan Soylu, şunları kaydetti:
"Bu işin bir yasal çerçevesi de var. Ulusal Suç Önleme Merkezinin ve Yerel Önleme Kurullarının kurulmasına ilişkin çalışmalar Avrupa Birliği projesi çerçevesinde tecrübelerimizle de birlikte bir noktaya kadar geldi. Bu konudaki yönetmelik, kanun gibi ilgili adımlar, yetkililerince gerçekleştirilecektir. Yine bu kapsamda, Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi müfredatı oluşturulması ve geliştirilmesine de destek oluyoruz. Bu projeyle birlikte 128 faaliyet gerçekleştirdik."
Kamu hizmetlerinden en çok memnuniyetin asayiş hizmetleri alanında olduğunu ifade eden Soylu, bu çıtanın düşmemesi gerektiğine dikkati çekti.
Projeyle güzel bir iş birliğinin ortaya konduğunu dile getiren Soylu, suç önleme merkezlerinin ve bunların yerelleştirilmesinin temel hedef olduğunu, Avrupa Birliği'nin bundan sonraki projeye katkı verse de vermese de bunu yapmakla mükellef olduklarını sözlerine ekledi.
Toplantıya İçişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Ersoy, Jandarma Genel Komutanı Orgeneral Arif Çetin, Sahil Güvenlik Komutanı Tümamiral Ahmet Kendir, Ankara Valisi Vasip Şahin, İçişleri Bakanlığı Kaçakçılık İstihbarat, Harekat ve Bilgi Toplama Dairesi Başkanı Levent Kurtoğlu, Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İşbirliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Bülent Özcan, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, Avrupa Birliği Türkiye Delegasyonu Sivil Toplum, Temel Haklar, Yargı ve İçişleri Bölüm Başkanı Alexander Fricke ve çok sayıda davetli katıldı.
TBMM Başkanı Mustafa Şentop da programa bir telgraf göndererek, projeyi önemli bulduğunu belirtti.
Kaynak:
