BRÜKSEL (AA) - Avrupa ülkelerinde Kovid-19 salgınının gölgesinde geçen 2020 yılında "İslamofobi" olarak adlandırılan İslam karşıtlığı, birçok ülkede kapanmaların etkisiyle özellikle sosyal medyaya kaydı.
Avrupa'da İslam karşıtlığı üzerine çalışmalar yapan Türk-Alman Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç.Dr. Enes Bayraklı ve Georgetown Üniversitesinden Profesör Farid Hafez'in hazırladığı "Avrupa İslamofobi Raporu 2020" Avusturya'daki Leopold Weiss Enstitüsü tarafından kamuoyuyla paylaşıldı.
Çeşitli ülkelerden 37 akademisyen, uzman ve sivil toplum aktivistinin katkıda bulunduğu ve 31 ülkenin incelemesini içeren raporda Avrupa'da İslam karşıtlığının 2020'de nasıl seyrettiği incelendi.
Rapor, "Uluslararası İslamofobi Çalışmaları ve Araştırmaları Derneği (IISRA)", "California Üniversitesi Ötekileştirme ve Aidiyet Enstitüsü", "Rutgers Üniversitesi Güvenlik, Irk ve Haklar Merkezi", "Uluslararası İslamofobi Araştırmaları Merkezi", "California Üniversitesi Irk ve Cinsiyet Merkezinde İslamofobi Araştırma ve Belgeleme Projesi (IRDP)", "San Francisco Eyalet Üniversitesi Arap ve Müslüman Etnisiteler ve Diasporalar (AMED) Çalışmaları" ve "Leopold Weiss Enstitüsü" tarafından desteklendi.
Rapora göre, 2020'de Avrupa'yı da şiddetli şekilde etkileyen Kovid-19 salgınının İslamofobi üzerinde farklı etkileri oldu.
Günlük normal hayatın kısıtlanması ve kapanmalarla birlikte fiziki olarak İslamofobik eylemler ve saldırılar azaldı. Ancak İslam karşıtlığı, özellikle sosyal medyaya kayarak bu ortamda yayılmaya devam etti. Birçok ülkede internet üzerinden işlenen ve kayıtlara geçen nefret suçlarında artış görüldü.
Salgın sırasında İslamofobiyi takip eden kuruluşlara yapılan bildirimlerin önemli kısmını internetteki vakalar oluşturdu.
Başta Facebook olmak üzere sosyal medya platformları Müslüman karşıtı nefret suçlarının belgelenmesinde ana noktalar haline geldi.
Salgına ve kapanmalara rağmen kimi ülkelerde ise Müslümanlara karşı işlenen nefret suçlarında azalma olmadı. Örneğin Almanya'da 2020'de 901 İslamofobik suç kayıtlara geçti. Bunların 146'sı camileri, 48'i ise kişileri hedef aldı. Ayrıca, Müslüman karşıtı sosyal hareketler, salgına rağmen gösteriler düzenlemeye devam etti. Örnek olarak Almanya'daki ırkçı PEGIDA hareketi, 2020'de 16 gösteri düzenledi.
- İslamofobi ayrı bir nefret suçu kategorisi olmalı
Raporda, Avrupa ülkelerinin çoğunda İslamofobik olayların ayrı bir nefret suçu olarak kaydedilmemesinin altı çizildi.
Avrupa genelinde İslam karşıtlığının gerçek boyutunun ortaya çıkarılması, bu sorunla mücadele amacıyla karşıt stratejiler geliştirilmesi için polis teşkilatlarının Müslüman karşıtı veya İslamofobik suçları ayrı bir nefret suçu kategorisi olarak kayıtlara geçirmesinin önemine vurgu yapıldı.
Ayrıca, AB ülkelerinde ayrımcılığa uğrayan Müslümanların sadece yüzde 12'sinin, başlarından geçen olayları yetkili makamlara bildirdiğine dikkat çekildi.
Avrupa'da Müslüman karşıtı nefret suçlarının devletler veya sivil toplum kuruluşlarınca noksan bildirilmesinin Müslümanların farkındalığının artırılmasına ve bürokrasinin bu konulara eğilmesine ciddi etkileri olduğu belirtildi.
"Avrupa İslamofobi Raporu 2020" adlı çalışmada, İslamofobi kapsamındaki suçlar ve saldırılar hakkındaki istatistiklere de yer verildi. Raporda 2020'nin yanı sıra önceki yıllara ait istatistikler de paylaşıldı. Buna göre Avrupa ülkelerinde durum şöyle seyretti:
- Avusturya ve Çekya
Avusturya'da 2020'de Müslümanlara karşı işlenmiş 812 nefret suçu kayıtlara geçti. 2019'da 385 olan bu sayı ülkede nefret suçlarının iki kattan fazla arttığını gösterdi.
Kovid-19 salgını nedeniyle internetteki nefret suçları da yükseldi. 2019'da 1822 olan internette işlenen nefret suçu sayısı 2020'de 3 bin 215 oldu. Bunların 144'ünde Müslüman karşıtı içerik tespit edildi.
Çekya'daki insan hakları kuruluşları, Müslüman karşıtı ön yargılarla ilgili 7 vakayı rapor etti.
- Almanya
Almanya'da 2020 yılında federal polis kayıtlarında 901 İslam karşıtı suç yer aldı. Ülkede 16'sı ırkçı PEGIDA hareketinin olmak üzere İslam karşıtı 18 gösteri düzenlendi.
Ülkede 2019 yılındaysa 31 bin 472 siyasi temelli aşırıcılık içeren suç kayda geçti. Önceki yıla göre bu tür suçlar yüzde 13,8 arttı. Bu suçların 21 bin 290'ı aşırı sağcılar tarafından işlendi. Şiddet içeren aşırıcılık suçlarının sayısı 2019'da yüzde 13,7 azalarak 925 oldu.
Almanya'da 8 bin 585 nefret suçunun 2 bin 32'si Yahudi karşıtı, 950'si ise İslam karşıtı olarak kaydedildi.
1 Ocak 2019'dan beri tanımlarda yer alan "yabancı karşıtı" suç sınıfında 2019 içinde 3 bin 703 suç tespit edildi. Bunların 506'sı şiddet içeren olaylardı.
- Fransa
Fransa'da 2020'de 235 İslamofobik vaka kayıtlara geçti. Bu sayı 2019'da 154'tü. İslam karşıtı eylemlerde yüzde 14, tehditlerde yüzde 79 artış görüldü.
Ulusal İnsan Hakları İstişare Komisyonunun son çalışmasına göre, ırksal güdülerle işlenen suçlar 2019'da yüzde 11'e yükseldi. İslamofobik eylemlerde ise yüzde 54 artış görüldü.
"Fransa'da İslamofobi Karşıtı Kolektif" adlı örgütün araştırmasında da ülkede Müslüman karşıtlığı 2019'da arttı, bu kapsamda 800 eylem kayıtlara geçti. Müslüman karşıtı eylemler 2020'ye gelinene kadar iki yıl içinde yüzde 77 çoğaldı.
Kolektifin hedef alındığı ve hükümet tarafından kapatıldığı için 2020'ye ait verileri yayımlayamadığı bildirildi.
- Belçika ve Hollanda
Belçika'da 2020'de yayımlanan istatistiklere göre, bir önceki yılda kişilerin karşı karşıya kaldığı İslamofobik olayların yüzde 90,6'sında mağdurlar kadınlar oldu. 2018'de mağdurların yüzde 75'i kadınlardan oluşmuştu.
İslamofobik olayların yüzde 26,3'ü istihdam ile ilgili olurken yüzde 48'i başkent Brüksel'de, yüzde 23'ü Valon bölgesinde yüzde 4'ü ise Flaman bölgesinde kaydedildi.
Hollanda'daki araştırmalar ise başta Türkler ve Faslılar olmak üzere göçmenler ile Müslümanların nispeten daha fazla ayrımcılığa maruz kaldıklarını gösterdi.
Bu kişilerin yaftalanmış ve dışlanmış hissettikleri, kurumlara inançlarının azaldığı, kendilerini toplumdan geri çektikleri, eğitim ve işgücüne katılımdan vazgeçtikleri tespitlerine yer verildi.
- İskandinavya
Danimarka'da Müslüman kadınların işgücüne katılımında ayrımcılığa uğradığı istatistiklere yansıdı. Başörtülü kadınların iş bulabilmek için Danimarkalı beyaz kadınlara göre yüzde 60 daha fazla iş başvurusu yapması gerektiği belirlendi.
Etnik azınlık gruplarına dahil olan kadınların da yine Danimarkalı beyaz kadınlara kısayla yüzde 18 daha fazla başvuru yapması gerektiği tespit edildi.
Finlandiya'da 2019 yılında nefret suçları yüzde 1,2 azalarak 899 oldu. Önceki yılda bu sayı 910'du. Buna karşın "etnik tahrik" olaylarının sayısı 34'ten 105'e çıktı. Önceki yıllarda olduğu gibi bu olaylarda mağdurların çoğunluğunu Müslümanlar oluşturdu.
Finlandiya'da kaydedilen nefret suçlarının yüzde 72'si kişilerin etnik kökeni, yüzde 14'ü dini inanışlarıyla bağlantılıydı. Saldırıların mağdurları sırasıyla en fazla Somalililer, Iraklılar ve Türkler oldu.
- İspanya
Ülkede 2019 istatistiklerine göre nefret suçları önceki yıla kıyasla yüzde 6,8 arttı.
Nefret suçu işlendiği gerekçesiyle 1706 şikayet yapıldı. Bunların 66'sı din bağlantılı, 515'i ırkçılık ve yabancı düşmanlığıyla ilgiliydi.
İspanya'da Müslüman karşıtı eğilimlere ilişkin ayrıca bir veri ortaya koyulmadı.
- İngiltere ve İrlanda
İngiltere'de resmi verilere göre 2020'de Kovid-19 salgını nedeniyle kapanmanın başlamasından sonra din temelli nefret suçları 2019'a göre üçte bir arttı. 2019'da din temelli nefret suçlarının yarısı İslam karşıtıydı.
Ülkede Müslümanların ve ailelerinin nefret suçuna maruz kalma ihtimalinin Hristiyanlara kıyasla 4 kat fazla olduğu belirlendi.
Bir araştırmada, iktidardaki Muhafazakar Parti üyelerinin yarısından çoğu İslam hakkında olumsuz veya çok olumsuz düşüncelere sahip olduğu belirtildi. Bu kişilerin yarıya yakınının ise İslam'ı İngiliz toplumuna tehdit olarak gördükleri ifade edildi.
İrlanda da ise 2019'da kayıtlı suçların yüzde 14'ünde ve ayrımcılık vakalarının yine yüzde 14'ünde mağdurlar Müslümanlardı. Müslümanlar ayrıca nefret içeren 45 konuşmada hedef alındı.
- Litvanya ve Polonya
Litvanya'da 2020'de eşitlik ve inanç özgürlüğü ilkelerine karşı işlenmiş 47 suç kaydedildi.
Polonya'da ise aynı yıl polis nefret suçu nedeniyle 557 işlem yaptı. Olayların 14'ünde Müslümanlar hedef alındı. 44 olayda ise Arap veya Türk gibi kişilerin etnik kökeninin din ile bağlantısı nedeniyle mağdur oldukları belirtildi.
Kaynak: