ANKARA (AA) - Ankara Sanayi Odası (ASO) Başkanı Nurettin Özdebir, ülkeye giren ve ülkeden çıkan döviz arasındaki farkın 84 milyon Türkiye vatandaşının tercihlerinden kaynaklandığını belirterek, "En büyük dövizi bireyler olarak bizler harcıyoruz ve hak etmediğimiz bir lüksü yaşıyoruz. Bu anlamda herkesin harcamalarını yaparken yerli ve milli ürünleri kullanması son derece önemli." ifadelerini kullandı.
ASO'dan yapılan açıklamaya göre, Oda Yönetim Kurulu üyeleri, Ankara Genç İşadamları Derneğinin (ANGİAD) yönetim kurulu toplantısına katıldı.
Özdebir, buradaki konuşmasında, ANGİAD'ı, Ankara'nın kalkınması ve değer kazanması yönündeki çalışmalarından dolayı tebrik etti.
Türkiye'nin hedeflerine ulaşabilmesi için nitelikli bir üretim yapısını oluşturması gerektiğini bildiren Özdebir, ülkeye giren ve ülkeden çıkan döviz farkının pozitife dönmesi gerektiğini kaydetti.
Özdebir, cari açığı 84 milyonluk ülke vatandaşının tercihlerinin oluşturduğuna dikkati çekerek, "En büyük dövizi bireyler olarak bizler harcıyoruz ve hak etmediğimiz bir lüksü yaşıyoruz. Bu anlamda herkesin harcamalarını yaparken yerli ve milli ürünleri kullanması son derece önemli." değerlendirmesinde bulundu.
Artan girdi maliyetlerinin üretici enflasyonu üzerindeki etkilerinden dolayı ÜFE ile TÜFE arasındaki makasın giderek açılmasının, üreticinin üzerinde baskı oluşturduğunu belirten Özdebir, üretici fiyatlarındaki enflasyonun teorik olarak birbirine yakın hatta eşit olması gerektiğini ifade etti.
- "İşveren olarak bulaşlardan sorumlu tutulabiliriz"
Özdebir, KDV sisteminin üreticiyi cezalandıracak şekilde adeta "üretmeme vergisi" şeklinde düzenlendiğini savunarak, şöyle devam etti:
"Araştırma yaptık. Dünyada KDV'yi bizim gibi uygulayan bir ülke daha var o da Çin ama Çin'in ekonomisi bizden çok farklı. KDV ödemez ise bile başka yerlerden sübvanse ediyor. Ancak benim kaynaklarım yüzde 45 enflasyonla yani negatif yüzde 45 faizle paraları orada bekletiyor. Başka ülkelerde imalatçının, üreticinin sırtında kalan KDV bazılarında bir ay, bazılarında üç ay ama en fazla bir yıl içerisinde nakit olarak ödeniyor. Bizim de böyle bir sistemi geliştirmemiz lazım veya bunun yerine çarpan etkisi ile daha fazla katma değer oluşturabileceğini düşündüğüm önerimiz olan maliye parası dediğimiz uygulanmanın da büyük faydası olacağına inanıyorum."
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın faizlerin yüksekliğine ilişkin eleştirilerini de hatırlatan Özdebir, "Faizler yüksek diye enflasyonun yüksekliği, tek başına Merkez Bankası Başkanı'nın çırpınarak yapabileceği bir şey değil. Hazinenin de Maliyenin de ciddi anlamda bu taşın altına elini sokması gerekmektedir." değerlendirmesinde bulundu.
Üretimi sürdürülebilir kılmak için yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınına karşı aşılanmanın önemine işaret eden Özdebir, şunları kaydetti:
"Bizler işveren olarak iş yerinin ve orada çalışan elemanların sağlığını korumak zorundayız. Nasıl iş kazasından sorumlu oluyorsak, tıpkı bunun gibi iş yerlerinde yaşanacak bulaşlardan da sorumlu tutulabiliriz. Yani bu konuda toplumun sağlığı kadar iş yerlerinin sağlığı, huzuru da oldukça önemli. ASO olarak toplumsal duyarlılığı artırmak amacıyla hizmet binamıza 'Aşı Ol Güvende Ol' sloganıyla 135 metrekarelik dev pankart astık ve 5 bin afiş hazırlayarak OSB'lerde yer alan firmalara dağıttık."
ANGİAD Başkanı Serhan Yıldız da aşı konusunda ortak akılla hareket edilmesi gerektiğini belirterek, "Bu işin çocuklarımızın hatta ülkemizin geleceği olduğu vurgusunu mantıklı bir şekilde anlatarak bütün çalışanlarımızı ve iş dünyasındaki paydaşlarımızı aşı olmaya davet ediyoruz." ifadelerini kullandı.
Kaynak: