İSTANBUL (AA) - Arap Baharı'nın üzerinden geçen 10 yılın ardından, Arap ülkelerindeki devrim süreçleri konunun uzmanları tarafından değerlendirildi.
Hürriyet Siyasi ve Stratejik Araştırmalar Merkezi tarafından İstanbul'da düzenlenen "Arap Baharı'nın 10 Yılı" başlıklı konferans ile Arap Baharı ve sonrasında yaşananlar tartışıldı.
Konferansta, Suriye Geçiş Hükümeti Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Yasir Neccar ve Sana Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulbaki Şemsan konuşma yaptı.
- "Suriye devrimi barışçıydı"
Suriye Geçiş Hükümeti Ulaştırma ve Haberleşme Bakanı Neccar, bağımsızlığını kazanan tüm Arap ülkelerinin askeri darbelere maruz kaldığını belirtti.
Suriye'de 2011 yılından beri süregelen olayları "özgürlük uğruna yapılmış bir halk devrimi" olarak nitelendiren Neccar, "Suriye devrimden önce bir olağanüstü hal dönemi geçiriyordu. Siyaset tek bir partinin kontrolü altındaydı ve diğer partilerin varlığı kabul edilmiyordu." diye konuştu.
Neccar, Arap Baharı devrimlerinin özellikle Suriye devriminin gençler ve organize olmayan gruplarca yürütüldüğünü belirterek, bu durumun istihbaratın barışçıl gösterilere yasa dışı "Şebbiha" milislerle müdahale etmesine neden olduğunu ifade etti.
Suriye devriminin 2011 sonunda bir dönüm noktası yaşadığını vurgulayan Neccar, şu ifadeleri kullandı:
"Suriye devrimi 2011 yılının sonuna kadar barışçıydı. Bu nedenle, Beşşar Esed rejimi devrimi bitirmekte başarısız olduğu için orduyu devreye soktu. Ülkeye dışarıdan mezhepçi milisler getirerek devrimi bir iç savaşa çevirdi."
Neccar, İran ve Lübnan'daki Hizbullah'ın da Suriye'deki çatışmalarda rol aldığından bahsederek, "Esed rejimi, özgürlük ve adil seçim isteyen göstericilerin askeri güç kullanarak bastırılması için müttefikleri İran ve Lübnan Hizbullah'ından yardım istedi." diye konuştu.
İran'ın Suriye devrimini başarısızlığa uğratma çabasının da sonuç vermediğini kaydeden Neccar, bu nedenle Esed rejiminin 2015 yılından itibaren Rusya'dan yardım istemek zorunda kaldığını ve ülkeyi açlığa mahkum ederek yangın yerine çevirdiğini dile getirdi.
- "Demokratik geçişi başaran tek ülke Tunus"
Sana Üniversitesi Siyaset Sosyolojisi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Abdulbaki Şemsan, Arap Baharı'nın ülkelere etkisi konusunda değerlendirmelerde bulundu.
Devrimlerde, çıkış noktası olan Tunus'un model alındığına işaret eden Şemsan, "Arap Baharı'nın yol açtığı devrimlerin gerçekleştiği ülkeler arasında demokratik bir geçiş sağlamayı başaran tek ülkenin Tunus olduğu görülüyor." ifadelerini kullandı.
Şemsan, Arap ülkelerindeki otoriter rejimlerin anayasa ve yasalar üzerinde hakimiyet kurduğunu, güvenlik güçlerini ve elitleri kontrol altına aldığını ayrıca partileri ve sivil toplum kuruluşlarını zayıflattığını vurguladı.
Arap Baharı sürecinde çeşitli ülkelerde patlak veren halk ayaklanmalarının başarısız olduğunu savunan Şemsan, bu durumu da "isyan eden gençlerin siyasi bir programının olmaması ve partilerden kopuk olmalarına" bağladı.
Şemsan, mevcut partilerin değişim taleplerinin yalnızca rejimin liderini değiştirmekle sınırlı olduğunu ancak gençlerin ise daha derin bir değişim talep ettiklerini dile getirdi.
Arap Baharı'nın Yemen'deki etkisine ilişkin ise Şemsan, ordudaki bölünmenin yanı sıra devrik lider Ali Abdullah Salih ve Husiler arasındaki güç mücadelesinin devrimi engellediğine dikkati çekti.
Kaynak: