MUĞLA (AA) - Muğla'da üniversite öğrencisi Pınar Gültekin'in öldürülmesiyle ilgili Cemal Metin Avcı ile diğer sanıkların yargılanmasına devam edildi.
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya sanık Cemal Metin Avcı, tutuklu bulunduğu cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla katıldı. Tutuksuz sanıklar Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı, eski eşi Eda K, babası Selim Avcı, iş ortakları Şükrü Gökhan O, Gültekin'in babası Sıddık ile annesi Şefika Gültekin ile taraf avukatları duruşma salonunda hazır bulundu.
Tutuksuz yargılanan Avcı'nın annesi Ayten Avcı, duruşmaya katılmadı.
Duruşmada, Adli Tıp Kurumundan gelen rapor ve öldürülen Gültekin'in telefonunun Android şifresiyle ilgili ABD'ye yazılan müzekkereye ilişkin son durum değerlendirildi. Aydın ve Ankara Barosu'nun davaya katılma talebi reddedildi.
Android şifresinin gönderildiği, yapılan incelemede Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlar raporunda e posta içeriği görülmediğine yer verildi. Adli Tıp Kurumu Üst Kuruluna yazılan müzekkereye cevap gelmediği hatırlatıldı.
Duruşmada söz alan Gültekin ailesinin avukatı Epözdemir, mahkeme sürecini hatırlatarak, sanığın haksız tahrik indiriminden faydalanmak için ezberletilmiş, kurgulatılmış senaryolar okuduğunu, 3 defa haksız tahrik beyanlarını değiştirdiğini söyledi.
Sanık Cemal Metin Avcı ise dava sürecinin başından beri, WhatsApp yazışmalarını istediğini söyledi.
Tüm olayı ortaya çıkaranın kendisi olduğunu iddia eden Avcı, "Her şeyi baştan sona anlattım. Adli Tıp raporundaki veya kısmının ve olarak değişmesini kabul etmiyorum. Avukat bey birkaç ifadeye gelmediği için dosyayı unutmuş. Popülerliği azalınca bana yükleniyor. Sadece banka kayıtlarında 50 bin lira gönderdim, para var. Ev arkadaşı tehdit ettiğini söylüyor. Her seferinde bunları belirtmek zorunda kaldım. Tehdit edildiğim belli. Mahkeme sonrası televizyonlara çıkıp bana olmayan şeyleri söyleyecek." diye konuştu.
Bu sırada söz almadan konuşan avukat Rezan Epözdemir'i uyaran mahkeme başkanı, Özdemir'in mahkeme düzenini bozduğunu belirterek dışarı çıkmasını istedi.
Buna itiraz eden Rezan Epözdemir, "Sanık savunma yapması gerekirken, savunma vekili olarak bize karşı öfkeli ifadelerde bulunuyor. Sayın mahkeme buna daha önce de müdahale etmedi. Herkes burada görevini ifa etmeye çalışıyor. Bugünkü olay geçmişte yaşananların sonucudur. Sayın mahkeme sessiz kalınca biz ikaz etmek zorunda kalıyoruz. İkincisi yarın öbür gün bizlerin de meslektaşı olacaksınız. Türkiye kamuoyunun takip ettiği mahkemede avukatın dışarı çıkarılması mahkemenin güvenilirliğini tartışılır hale getirir. İtiraz ediyorum." dedi.
Özdemir'in itirazının ardından mahkeme başkanı, yüksek sesle bağırması ve sanık konuşurken söz almaksızın konuşmaya devam etmesi nedeniyle Özdemir'in dışarıya çıkarılmasına karar verdi.
Bunun üzerine Epözdemir, "Beni kimse zorla dışarıya çıkaramaz, ben kendim çıkarım. Keşke sanığa karşı da bunlar uygulansaydı" diyerek salonda bulunan diğer meslektaşlarını da dışarıya davet etti. Pınar Gültekin'in babası, annesi ve bazı avukatlar salonu terk etti.
Mahkeme heyeti, Cemal Metin Avcı'nın tutukluluk halinin devamına, tutuksuz yargılanan diğer sanıkların bir sonraki duruşmada mahkemede hazır bulunmasına, Adli Tıp Kurumuna yazılan cevabın beklenmesine, sanık müdafilerinin ABD'ye müzekkere yazılması ve WhatsApp'tan bilgi ve belge istenmesi taleplerinin dosyaya yenilik katacak nitelikte olmaması nedeniyle reddine, maktulün telefonunun Android şifresiyle ilgili ABD'ye yeniden müzekkere yazılmasına gerek olmadığına, Adalet Bakanlığı aracılığı ile ilgili adli makamlara bildirilmesine karar vererek duruşmayı 24 Ocak 2022'ye erteledi.
- "Ulusal ve uluslararası bütün hukuki yolları sonuna kadar takip edeceğiz"
Gültekin ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, duruşma öncesi yaptığı açıklamada Muğla Adliyesi önünde gazetecilere, bir buçuk yıl sonunda ABD'den beklenilen müzekkere cevabının geldiğini söyledi.
Duruşmada gelinen aşama hakkında bilgi veren ve duruşmanın geçmişini anlatan Epözdemir, "Bir buçuk yıl bu yargılamayı sürüncemede bırakan Android şifresi geldi, dökümü yapıldı. Telefon incelendi, dosyaya rapor edildi. Raporda, telefonda yapılan inceleme ve görüntülerde, 'Cemal Metin Avcı'ya ait herhangi bir bilgi veya görsel bulunmadığı anlaşılmaktadır' denildi." diye konuştu.
Gelinen noktada her şeyin gerçek dışı olduğunun ortaya çıktığını belirten Epözdemir, şöyle devam etti:
"Bir buçuk yıl boyunca gerçek dışı olan bir şeyi beklediniz. İnsanların özel hayatını tartışılır hale getirdiniz. Adli tıp raporuna itiraz ediliyor. Bu raporu 30 tane akademisyen hazırlıyor. Böyle bir şey olamaz. Tamamen yargılamayı sürüncemede bırakmaya dair bir çaba var. Haksız tahrik indiriminden faydalanmaya dair bir çaba var. Geldiğimiz noktada bizim iddialarımızın doğru olduğu ortaya çıktı. Karşı tarafın bütün savunmaları bu müzekkereyle çöktü. Biz artık bu celsede emsal mahiyette bütün sanıkların cezalandırılmasını ve karar verilmesini istiyoruz. Bu konuda da ulusal ve uluslararası bütün hukuki yolları sonuna kadar takip edeceğiz. Kamu vicdanını rahatlatan emsal mahiyette bir karar çıkması için sonuna kadar mücadelemizi vereceğiz."
- Bir defa daha reddi hakim isteyeceğiz"
Duruşma bitiminde de açıklama yapan Rezan Epözdemir, Cemal Metin Avcı'nın kendi savunmasını yapmak yerine kendileri ve meslektaşları ile ilgili değerlendirmeler yaptığını ve mahkemenin buna müdahalede bulunmadığını belirterek, şunları söyledi:
"Mahkeme buna müdahale etmiyor bizim uyarımızı ve ikazımız neticesinde ara karar kuruyor. Biz de bunun üzerine bir tavır ortaya koyduk. Ben ve duruşma salonunda bulunan Aydın, Ankara, Muğla Barosu avukatları duruşma salonundan çıktık. Ara kararlar açıklanmadan önce bu kabul edilebilir değil. Tutanağımızı da tuttuk ve avukatlık kanunundan kaynaklanan yetkimizi de kullandık. Bu tutanakla birlikte bir defa daha reddi hakim isteyeceğiz. Duruşma salonunda da söyledim ailede ve biz de mahkemenin adil, hakkaniyetli ve objektif olduğuna dair bir kanaat ve intiba yok. Biz böyle düşünüyoruz. Daha önce iki defa reddi hakim istemiştik. Buradaki yargı mensuplarını gerekli idari makamlara da şikayet ettik. Bugün meslektaşlarımızla 15 imzalı tuttuğumuz tutanakla birlikte yeniden reddi hakim şikayetimizi yapacağız. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden rapor geldikten sonra dosyamız Cumhuriyet Savcılığının esas hakkındaki mütalaasıyla birlikte karara çıkacak. Sekizinci celsede bitti ve bir buçuk yıldır hukuki mücadelemizi sürdürüyoruz. Adaletin tecellisi ve maddi gerçeğin ortaya çıkması ve kamu vicdanının rahatlaması için sonuna kadar hukuki mücadelemize devam edeceğiz."
Baba Sıddık Gültekin, davayı takip etmek için her duruşmaya katıldıklarını söyledi.
Kızının katillerine yardım edenlerin dışarıda olduğunu öne süren Gültekin, büyük acı ve çile çektiklerini ifade etti.
Öte yandan Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu ve bazı kadın dernekleri de adliye önünde Pınar Gültekin'in fotoğrafları ile kadın cinayetlerini protesto etti.
- Olay
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi İktisat Bölümü öğrencisi Pınar Gültekin (27), 16 Temmuz 2020'de Akyaka Mahallesi'nde yalnız yaşadığı evinden ayrılmış, aynı gün ablasıyla telefonla görüştükten sonra kendisinden bir daha haber alınamamıştı. Ailesinin Akyaka Jandarma Komutanlığına kayıp ihbarında bulunması üzerine başlatılan çalışmada Gültekin'i tanıyan kişilerin listesi çıkarılmış ve bölgedeki güvenlik kamerası kayıtları incelenerek görgü tanıklarının ifadelerine başvurulmuştu.
Şüphe üzerine gözaltına alınan genç kızın eski erkek arkadaşı Cemal Metin Avcı, ilk ifadesinde hakkındaki suçlamaları kabul etmese de deliller ortaya konunca bir süre arkadaşlık yapıp ayrıldığı Gültekin'i bağ evinde öldürdüğünü, cesedini yaktıktan sonra varille Gülağzı mevkisindeki ormanlık alana attığını itiraf etmiş ve tutuklanmıştı.
Cemal Metin Avcı'nın kardeşi Mertcan Avcı da soruşturma çerçevesinde telefon sinyallerinin ağabeyiyle aynı zaman diliminde olay yeri ve yakınlarında tespit edilmesi üzerine jandarma ekiplerince gözaltına alınmış, "delil karartmak" suçlamasıyla tutuklanmıştı.
- Dava süreci
Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede Cemal Metin Avcı'nın "canavarca hisle veya eziyet çektirerek öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet, kardeşi Mertcan Avcı'nın da "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme" suçundan 5 yıla kadar hapisle cezalandırılması istenmişti. Yargılama sürerken Mertcan Avcı'nın tutuksuz yargılanmasına karar verilmişti.
Muğla Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ek iddianamede ise sanık Avcı'nın anne ve babası ile eski eşinin de aralarında olduğu bazı yakınlarının suç delillerini yok edip gizlediklerine dair haklarında yeterli şüphe bulunduğu kanaatiyle ayrı ayrı cezalandırılmaları talep edilmişti.
Kaynak: