Son Dakika Haberler
Müslüman; helâl ve haram olan hususlara çok dikkat ederek güzel ahlâk sahibi olarak hayatını yaşamalıdır. İslâm; şans faktörüne dayalı olan her türlü tertip ve oyunları yasaklanmıştır. Müslümanlar olarak, hayatımızı Kuran ve Sünnete uygun bir şekilde yaşamakla yükümlüyüz. Her zaman nefsimizle hesaplaşarak, hayatımızı güzel ahlak sahibi olarak yaşamalıyız. Biliriz ki, nefis muhasebesinin ihmali, iflasın işaretidir.
Diyanet İşleri Başkanlığı Din işleri Yüksek Kurulu; ‘Şans faktörüne dayalı olan piyango, toto, iddia, müşterek bahis, ganyan gibi tertip ve oyunlar kumardır ve haramdır. Bu tür kumarların, geniş kitlelerin iştirak etmesi sebebi ile zararı daha da yaygın olmaktadır.' Bir şeyin helâl-haram oluşu herkesin yapmasından belirlenmez. Helâli-haramı din belirler. Haramı işleyen kişi sonuçlarına katlanır. Herkes piyango alıyor bende alayım anlayışı yanlıştır. Helâl rızık çok önemlidir. Şans oyunları emeksiz kazanç olduğu için haramdır. Piyango, şans oyunları da kumar gibi haksız kazançtır ve haramdır. Piyango alırken, para çıkarsa o parayla hayır yaparım diyenler büyük bir hataya düşmektedirler. Kirli suyla abdest alınmaz. Aslı bozuk olanın vasfı da bozuktur. Piyango ve benzeri haramların kesinlikle millisi olamaz. Bir şeyin milli olması demek, milletin inancına ve değerlerine uygun olması demektir. İslâm'a ve milletimizin değerlerine uymayan, her türlü haram işler de yasaklanmalı, çalışıp, alın teri ile kazanmanın önemi öğretilmelidir.
Kış gün dönümünü kutlama âdeti çeşitli Asya ve Avrupa putperest (pagan) topluluklarında vardı. Tarihî kayıtlara uygun olmadığı halde Hz. İsa (a.s.)'ın doğduğu gün bazı kiliseler tarafından 25 (Yirmi beş) Aralık'a çekildi, eskiden beri yapılmakta olan kutlamaların Hristiyanlığa dâhil edilmesi hedeflendi. Ancak zaman içinde yılbaşı kutlamalarına katılan kiliseler aynı tarihte birleşemeyerek farklı tarihleri benimsemişlerdir. Yılbaşında yapılan Noel Yortusuna (Hristiyanlığa mahsus bir âyine) adı karıştırılan Noel (Aziz Nichola, Santa Claus) aslında; tarihî bir şahıs olarak bir Hristiyan azizi (ermişi) dir. Zaman içinde bu azizin tarihi kimliği değiştirilmiş, kendisiyle ilgili birçok efsâne uydurulmuş ve ilk defa 17. asırda Almanya'da Noel Yortusuna karıştırılmış ve sonrasında bu uygulama Hristiyan dünyasına yayılmıştır.
Hadis-i Şerifte: "Kim herhangi bir kavme (gruba) benzeşirse o da onlardandır.” buyurulmuştur.
Özellikle bu hadis-i şerif çok önemli psiko-sosyal gerçeklere işaret eder. Şeklî benzeşmenin sonucu, itikadî benzeşmeye götüreceğini anlatır. İbn Haldun da konuyla ilgili olarak önemli tarihi gerçeklere parmak basar. Mağlupların, galipleri taklit etme psikolojisi yaşadıklarını anlatır. İnsan ancak sevdiğini, takdir ettiği ve büyük gördüğünü taklit eder. Şeklî taklit itikadî taklide götürür. Bu ilmi gerçeğe de dikkat çektikten sonra genel bir fıkhî kaideyi hatırlatıp, mesele hakkında âlimlerimizin istin batlarını (bir kısmını verdiğimiz naslardan çıkardıkları hükümleri) nakledeceğim. İttifakla kabul edilen bu fıkhi kaide şudur:"Müslüman'ın, bir başka dinin şiarı (alametifarikası) olan bir fiili kendi ihtiyarı ile yapması küfürdür." Yılbaşı v.b. kutlamalar, âlimlerimizce başka dinlerin ve inanç sistemlerinin şiarları olarak görülmüş ve bu konudaki hüküm ona göre verilmiştir. "Onların çoğu şirk koşmaksızın Allah'a iman etmezler." (Yusuf Sûresi âyet:12/106) Allah'a inandığını söyleyenlerin de şirk koşuyor olabileceklerini, ya da şirk koşanların da Allah'a inandıklarını söyleyebileceklerini âyet-i kerimeden açıkça anlayabilmekteyiz. Arabistan halkında tek tanrı inancı vardı; ancak çeşitli şekillerde Allah'a ortak koşuyorlardı. Müşrikler "Tanrıya yaklaşmak için putlara tapıyoruz derlerdi” Bu ve benzeri inanç ve anlayışların tamamının yanlışlığı da vurgulanmıştır.
Hülâsa: 1- Yılbaşı gibi başka inançların şiarı olan günlere, o güne tazîm ve kutlama maksadıyla katılmak, aynı maksatla o günlerde tebrikleşmek ve hediyeleşmek, yine aynı maksatla hindi vb. almak, yemek, ziyafet çekmek, aynı maksatla bu tür kutlamalara katılmak Müslüman'a yakışmaz. Bu kutlamalara katılmış ve tövbe etmemiş bir insanın imanından, ibadetlerinin boşa gitmesinden korkulur.
2- Yılbaşı gecelerinde her türlü ahlaksızlık sanki doğruymuş gibi kendini Müslüman diye tanıtanlarca da meşru gösterilmekte, içki v.b. olumsuzluklar büyük bir çılgınlık içinde tüketilmektedir. Müslüman, her zaman haramlardan uzak durmalıdır. Müslüman Yılbaşını kesinlikle kutlayamaz, kutlamamalıdır ve haram olan işlerden de her zaman kaçınmalıdır. Dinde zorlama yoktur.Başka inanç sahiplerine karışamayız. Her zaman olması gerektiği gibi yeni bir yıla gireceğimiz bu günlerde de kendimizi hesaba çekmeli, kulluk görevimizi daha iyi yapmak için gayret sarf etmeliyiz. Kısacası imtihanda olduğumuz bu dünya hayatın da geçen her günümüzü ve yılımızı hakkıyla değerlendirebildik mi? Sorusuna cevap arayıp, nefis muhasebemizi her zaman yapmalıyız.
Günlük hayatımızda ehemmiyetsiz kabul ettiğimiz birçok şeyi planlayıp hesaplamak suretiyle gerçekleştirmekteyiz. Mesela: Küçük bir ticarethane sahibi bile elindeki sermayeyi, borç ve alacak dengesini korumak için sürekli muhasebesini yapar. Bunu asla ihmal etmez, bilir ki hesabın ihmali, iflasın işaretidir. Dünyevi ticaretimizde hesap yaptığımız gibi uhrevi ticaretimiz içinde; Allah (c.c.)' ın huzurunda hesaba çekilmeden önce kendimizi hesaba çekerek hayatımızı yaşamalıyız. Hem dünyevi, hem de uhrevi konularda helâl ve harama dikkat ederek hayatımızı düzenli, planlı, programlı güzel ahlâk sahibi olarak yaşamamız menfaatimiz icabıdır.
Müslüman'a yakışmayan davranışlardan kaçınıp, yapmamız gerekenleri hayatımıza hâkim kılmalıyız. Haramlardan uzak durarak, helâller dairesinde hayatını yaşayanlardan olmamız duası ile sıhhat ve afiyetler dilerim.
Yorumlar
04 Ekim 2024
30 Eylül 2024
23 Eylül 2024
10 Eylül 2024
03 Eylül 2024