​Müftü Ali Okutan Hoca Efendi'nin ardından

10 Temmuz-23 Ramazan Cuma günü saat 12.00, Cuma namazına bir saat var. Vaaz konusu belli. Şöyle enine boyuna kadir gecesini farklı bir şekilde cemaate sunacağız. Çünkü o kutlu geceye daha iki gün var. Vatandaş iyice bilinçlendirilecek…

Bu aşk ve şevk ile Cuma Salâ’sı vermeye hazırlanırken gelen bir telefonun verdiği acı haber ve onun bünyedeki sarsıntısı… Selçuklu Müftüsü Ali OKUTAN Hoca Efendi’ yi kaybettik. “İnnâ Lillâhi ve İnnâ İleyhi Râciûn” - Hakikatte Allâh’a âitiz ve O’na döneceğiz.

Telefonla beni haberdâr eden dostum da belli ki Ali OKUTAN Hoca Efendi’yi çok seviyordu.

Onun ağlamaklı ses tonunun da etkisiyle geçirdiğim kısa bir sarsıntıdan sonra salâyı verip cemaatin huzuruna çıktım. Vaaz konusu en azından benim için değişmişti artık. Bu çok değerli Müftümüz, âdetâ soy isminin tecellisi ile bana vereceğim vaazın dersini vermişti.

“Ölüm ve ötesi”

Kadir gecesi ile de harmanlayarak cemaate duygusal bir sunum yaptıktan sonra, Hoca Efendi’nin ulaşabildiğim sevenlerine taziyelerimi arz etmeye çalıştım. Bu satırları o esnada yazmayı düşündüm, ancak gerek yaklaşan bayram havasıyla ve gerekse o zaman planlanmış başka bir konu bulunduğundan, bayram sonrası yazmayı uygun buldum. Buna bir de vatan sathındaki iç ve dış fesat ve ihanet odaklarının, milletimizin barış ve huzurunu bozmak için olabildiğince saldırıya geçmeleri neticesidir. Bunca hengâmenin milletimizi meşgul ettiği bir sırada unutulmaması için bu günlere erteledim.

Evet! Sonsuzluk âlemine doğru bir yıldız daha kaydı. Bu yıldızın adı Konya- Selçuklu İlçe Müftüsü Ali OKUTAN Hoca Efendi idi.

Gönüllere taht kurmuş, sevilen-sayılan insanların ansızın aramızdan ayrılmaları, kalanlar üzerinde derin bir tesir bıraktığı muhakkak. Bunun en bâriz göstergesini ise cenaze namazı esnasında İl Müftüsü Prof Dr. Ali AKPINAR Hoca Efendi’nin duygusal ve gayet samimi konuşmasında ve neredeyse personelin tamamının cenazede hazır bulunmasında gördük. Tabiî ki başka ilim adamları ve vatandaşları da unutmamak lazım.

Müftü Ali OKUTAN Hoca Efendi gerçek manada “Bâkî kubbede hoş bir sadâ” bırakan ender şahsiyetlerden biridir. Her şeyden önce bulunduğu makama sığınıp, oradan güç alan değil; tam tersine bulunduğu makamı şereflendiren bir yücelik ve güzel ahlâka sahipti. O, personelinin tabiriyle BABA’ydı. Çünkü hiçbir baba nasıl evlatlarının problemlerine kayıtsız kalmıyor, çözüm üretmeye çalışıyorsa; Merhûm Müftümüz de personelinin sorunlarına bir baba şefkatiyle yaklaşıyor ve çözüm üretiyordu. Hatta bunu bilen diğer ilçelerdeki personel de soluğu Selçuklu Müftülüğünde alıyordu. Buradan şu gerçeği bir kez daha çok iyi anlıyoruz:

Âlim, problem çözer. Bilge ise, problemi önler.

Bu yönüyle baktığımızda, Merhûm Müftümüz Ali OKUTAN Hoca Efendi personelinin nazarında hem âlim, hem de bilge bir insandı.

Şahsen ben bu Mümtaz Şahsiyet Ali OKUTAN Hoca Efendi’yi Selçuklu’ya geldiğinde tanıdım. Hiçbir çağrımı karşılıksız bırakmadı. İlmî toplantılarımızda hep temsil ettiği makamın izzet ve şerefini tam manasıyla koruduğunu gördüm. Görev esnasında personeli tarafından, kendisinden daima övgüyle bahsedilmesinin boş olmadığını iyice anladım. Çünkü böyle bir yücelik, özellikle idareci konumundaki her insana nasip olmayacak bir değerdir.

Allâh (CC) bir kulunu sevdi mi, onu sevmelerini etrafındaki insanlara da ilhâm edermiş. Konu ile ilgili hadisi şerifler mevcuttur.

Biz Ali OKUTAN Hoca Efendi’yi, Allâh’ın (CC) sevdiğini, insanların onu sevmesinden anlıyoruz ve buna şahidiz. Gönlümüz böyle bir şahsiyetin İl Müftüsü olmasından yana idi. Hatta neden bu zamana kadar yapılmadı diye de hayıflanıyoruz.

Benzer bir şahsiyet de şu andaki İzmir Karşıyaka İlçe Müftüsü Câhit ERHUN Hoca Efendi. Bu Saygıdeğer Müftümüzü de 20 yıldır tanıyorum. Konya’da Karatay İlçe Müftüsü iken, personeli tarafından sevilip sayılıyordu. Halen de adı anıldıkça kendisinden övgüyle bahsedilmektedir. Daha sonra görev yaptığı yerlerdeki personeli tarafından da aynı muhabbetle yâd edilmektedir.

İlgililerden beklentimiz şudur. Ömrü başarılarla dolu büyüklerimizin kadrini Musallâ’ya koyunca değil, yaşarken bilmek ve hak ettikleri yerlere getirmektir.

Ali OKUTAN Hoca Efendi’de maalesef musallâda kadri bilinenlerden oldu. Hiç değilse Müftü Câhit ERHUN Hoca Efendi, bir an önce İl Müftüsü yapılırsa gönlümüz biraz olsun rahat edecektir. Bunları söylerken hemen şunu ifade etmeliyim. Ne Ali OKUTAN Hoca Efendi, ne de Câhit ERHUN Hoca Efendi ile hiçbir akrabalık bağım yoktur. Dostluğumuz tamamen Allâh (CC) içindir.

Merhûm Müftümüz Ali OKUTAN Hoca Efendi’ye ganî ganî rahmet dilerken, sevenlerine sabr-ı cemîl ihsâ etmesini Yüce Rabbimden niyâz ediyorum. Müftümüz, ağzının orucu ile Rabbine kavuştu. Oruçlular için hazırlanmış olan özel kapı olan REYYÂN’dan içeri girdi. Ne mutlu ona ki MÜKREMÎN- İKRÂM OLUNMUŞLAR’la beraber iftarını açtı. Bayramların en güzelini yaşadı.

Müftü Ali OKUTAN Hoca Efendi bedenen aramızdan ayrışa da, yaşadığımız müddetçe kalbimizde yaşayacaktır.

Makâmın Âlî, mekânın cennet olsun Pek Muhterem MÜFTÜM!

.