İki ömür birleşti. Birbirini seven iki genç evlendi. O kadar mutlulardı ki, iki ayrı hayatın tek bir ömürde, hiç bitmezcesine yaşanan bu güzellikler rüya gibi geliyordu onlara. Zengin değilerdi, akşam eve geldiğinde masada bin bir çeşit yemek yoktu ama, sıcacık bir karşılama ve bir çift gülümseme yetiyordu onlara.
Uzun süre çocukları olmadı. Üzülüyorlardı içten içe. Dışa dökülen sözler ise sadece ‘’taktir-i ilahi.’’ Yıllar sonra bir mucize , edilen dualar secdede buluşan gönüller, bir mucize verdi onlara.
O akşam annenin yüzünde saklamaya çalıştığı bir heyecan , baba ise herşeyden habersiz yorgun argın gelmiş evine , hiç bitmeyen o gülümsemeler sona erdiğinde, yemek faslı için masaya oturuldu. Her zaman iki sandalyenin olduğu masada bir sandalye daha vardı o akşam. Baba sordu:
-Hayırdır canım misafir mi var?
+ Allah izin verirse 9 ay sonra gelecek.
O an bir bakışma düşünün. Annenin saklamaya çalıştığı o heyecan,kahkahaya bıraktı yerini. Sarılmalar sevinçler ve gözyaşları.
Tarih 10 ekim 1989
Hergün salondan süzülüp evi aydınlatan güneş, bu sabah tüm dünyaya farklı bir ışık saçtı sanki. Bu beklenen güzellik, bunca beklenen 9 ay bir erkek evlat hediye etti onlara.
Hikaye başlıyor....
Abdulhamit bilgen.. Çoğunuza tanıdık gelmiyor değil mi? Kim bu adam? Ünlü mü veya bir internet fenomeni mi ? Kaçınız tanıyor onu? Gelin anlatayım..
Bu adam, ömrünü vatan adayan binlerce süper kahramandan biri. Gerçi durun Siz ‘SÜPER KAHRAMAN’ kimlere denir onu da bilmiyorsunuzdur. O zaman herşeye baştan başlayalım.
Süper kahraman ; Aziz Türk milletinin korkusuz, çevik, merhametli ve en güçlü bireyleridir. Daha açık konuşmak gerekirse, her birimiz için kendi canından vazgeçen fedakarları ve benzersiz yürekleridir.
Şimdi devam edelim ;
Bu adam bir süper kahraman demiştik. Kanıtladık, sıra geldi şuan neden ondan bahsettiğimize.
Bir sorum olacak size;
Neler yapıldı size doğum gününüzde? Karşılaştıralım mı biraz?
Sabah aileniz ve arkadaşlarınızdan mesajlar geldi ilk başta ‘canımlar bitanemler sevgi dolu bir sürü sözler...’
+ Ona ise sabah mesaj geldi doğum gününde’’ hedef şu şu koordinatlarda.’’
Öğleye doğru süslenip püslenip dışarıya çıktın. Herkes lüks mekanalarda sana yapılacak süpriz için toplanmış. Onun heyecanı var sende de.
+ O ise öğleye doğru sarp bir kayalığın arkasında elinde kumanyasıyla sessizce karnını doyuruyor.
Sen akşam eve geldin. Kapı açıldığında tüm aile içerde , yüzler gülüyor. Neyi kutluyorsunuz biliyor musunuz ? Ölüme yaklaştığın günü kutluyorsunuz sevinçle.
+ O ise akşam eve dönemedi.
Neden peki. Neydi ki sizin farkınız?
Sana sıcak yuvanda hediyeler verildi. Ve yanaklarına bırakılan buseler.
+ Ona ise devresinden bir sesleniş geldi.
‘’Devremmmm doğum günün kutlu olsun’’
Peki ya hediyesi ?
Sana verilen içini okyaşan sarılmalar ve buseler iken, o anda onun vücuduna tüm hayatını parçalayan kurşunlar saplandı.
Şimdi Anladın mı farkınızı?
Senin hikayen o akşam kutlamalar ile sona erdi. Sevinçle kapattın geceyi. Ama onun hikayesi bitmedi.
O gün onunda ailesinin kapısı çalındı. Hani o sevinçle doğduğu günü bekleyip, gözlerinden sakındıkları, Allah’ın onlara uzun süre sonra hediye verdiği ailesinin kapısı.
Tarih 10 ekim 2019
Tıpkı doğduğu gün evin kapısında ‘’hayırlı olsun’ demek için toplanan komşuların cümbüşü gibi, bu akşam da bir cümbüş vardı kapıda.
Zile bastılar. Anne ve babanın bir kaç saniye göz göze gelmesi ile rdından kapı açıldı. Biliyorlardı bu seneryayu. Karşılarında bir devlet-i erkan bir de sağlık görevlisi.
Annenin gözünden düşen tek bir göz yaşı, komutanın yüreğini deldi geçti.. Sessiz bir fırtınanın ardından ağza gelen binlerce kelimenin yerini. Tek bir cümle aldı. ‘VATAN SAĞOLSUN.’
Onun hikayesi hiç bitmeycek. Bitmemeli. Birşeyler olmalı ve süper kahramnlar hep hatırlanmalı
Hem, SÜPER KAHRAMANLAR ÖLMEZ DEĞİL Mİ?
