Son Dakika Haberler

Mehmet Şamil Şenalp

Mehmet Şamil Şenalp

​Huzuru Kovalamak

14 Thursday 2013

 Sinede huzur, evde huzur, ülkede huzur, dünyada huzur, nihayet ukbada huzur. İstinasız her insan huzuru kovalar, kimisi Rabbine kullukta, kimisi Rabbinin yarattıklarına kullukta, kimisi başkalarının huzurunu bozmada, kimisi de başkalarına huzur vermede arar. Aranılan duygu aynıdır  ancak seçilen metotlar farklıdır. Usûl farklı olunca ulaşılan sonuçta farklılık gösterebilir.
    Milletimiz 30 yılı aşkın süredir huzurunu bozan terör belasına çözüm arıyor. Yaklaşık beş yıl öncesine kadar silah dışında bir çözüm yolu konuşulmadı. Teröristle konuşmak vatana ihanet sayıldı. Bu algı günümüzde de bazı çevrelerde devam ediyor. Peki ama farklı siyasi aktörler eliyle otuz yılı aşkın süredir uygulanan fakat milletimize huzuru yinede getirmeyen bir usûlü ''bu haliyle'' devam ettirmek ne kadar anlamlıdır? Çözüm; teröristle masaya oturmakta mı, dağları bombalamakta mı, sinekleri tek tek öldürmekte mi yoksa bataklığı kurutmakta mı?
     Otuz senede dağa atılan bombaların yarısı kadar  nesillerin gönüllerine sevgi tohumları atılsaydı, Osmanlının son dönemlerinde ve sonrasında pekiştirilen kavmiyetçiliğin zararlı etkilerinden Milletimiz arındırılabilseydi, düşmanlığın, insan öldürmenin, anarşinin vebali  bi hakkın izah edilseydi, acaba bugün terör sorunu devam eder miydi ? Sanırım huzura giden bu yolda kendimizi daha fazla sorgulamalıyız. Sorunlarımıza çözüm ararken gönül dilini en az fiziki kuvvet kadar önemsemeliyiz. Sonuç çözüm olacaksa nefsimize ağır gelse de kimseyle konuşmaktan korkmamalıyız. Ancak konuşurken de şehitlerimizin omuzlarımızda ki sorumluluğunu asla unutmamalıyız.


    Hükümet terör sorununun çözümü yolunda bilinen yöntem yanında alternatif yolları da deneyen bir çaba içine girmiştir. Bu çalışmalar toplumun bir kesimince teröristlerin şımartıldığı ve kendi yaşam alanımızın daraldığı şeklinde eleştirilmektedir. Diğer tarafta  bugüne kadar terörden siyasi ve ekonomik rant elde eden bazı oluşumlar terör sorununun çözülmesine dönük çabaları baltalamaktadır. İmralı görüşme notlarının böyle hassas bir dönemde sızdırılmasının başka bir izahı yoktur. Her şeye rağmen teröre taviz vermeden alternatif çözüm yolları zorlanmalı ve silahların bırakılması sağlanmalıdır. Hükümetin uğruna siyasi geleceğini ortaya koymaktan çekinmediği bu çaba akıllara İslam tarihinin belki de en kirli yüzü Ebu Cehil'le her şeye rağmen kurulmaya çalışılan köprüleri akıllara getirmektedir. O, elindeki imkanları mazlumları ezmede araç olarak kullandı. İslamiyet'in doğuşu ile birlikte, Peygamber Efendimizin (asm) en azılı düşmanlarından biri oldu. Kibir,gurur, kavmiyetçilik gibi kötü özellikleriyle maruftu. Kendi kabilesine mensup olmayan birinin peygamberliğini kabul etmeyeceğini bildirdi. Toplumda huzuru bozmak ve insanların Efendimize iman etmelerine engel olmak için her yolu mubah saydı. Güçsüzlere işkence yaptı. Elinde ki gücüyle zengin ve ticaretle uğraşanları iflas ettirmekle, toplumda itibar sahibi olanları da saygınlıklarını yok ettirmekle tehdit etti. Sahabenin parlayan yıldızı Sümeyye'nin kadın olmasına bakmaksızın şehit olmasına neden oldu. Alemlere Rahmet Peygamber Efendimizin üzerine pis şeyler atarak ona hakaret ederek onu rencide etmek istedi. Ebu Cehil'in bütün saldırı ve hakaretlerine rağmen, Peygamber efendimiz onu defalarca farklı yollarla imana davet etti. Hatta müslüman olması için dua etti. Efendimizin çağlara ışık tutan bu metodu karşısında vakarımızı kaybetmeden herkesle görüşülebilmeliyiz. Görüşmeler sonunda silahların bırakılmasına yönelik bir sonuç elde edilmesi uğruna buna değer. Bu çaba devam ederken diğer yandan Vatan Şairimizin mısralarında Fazîlet hissinin temeli olarak gösterdiği Allah korkusunun vicdanlarımızda yeniden yer bulmasına gayret sarf etmeliyiz.


    BDP'nin bütün Kürtlerin değil bir kısım Kürtlerin temsilcisi olduğu unutulmadan sağduyulu alternatif oluşumlarla, sivil toplum kuruluşlarıyla, BDP'nin alternatifsiz görüntüsü ortadan kaldırılmalıdır. Bununla birlikte bölgede özellikle sandığa millet iradesinin gerçek anlamda yansımasının önünde ki bütün engeller ortadan kaldırılmalı ve güven içinde serbest seçim ortamı sağlanmalıdır. Bölge halkında bugüne kadar kasten oluşturulan 'kendisini öte ki gibi görme algısı' ortadan kaldırılarak  tüm bölgelerde yaşayan insanların Milletimizin esaslı parçaları olduklarını idrak etmeleri sağlanmalıdır. Ülkemizde huzura yönelik olarak çıkılan bu çetin yolun sonu birileri istemese de aydınlıktır. Ayrışarak tek başımıza otuz yıldır aşamadığımız terör sorununu doğusuyla batısıyla milletçe birlik olarak aşabiliriz. Ezelden beri tek millet olan küfre karşı bizde Hakkı savunanlar olarak tek millet olabilmeliyiz.

Yorumlar

Önemli Not: Bu sayfalarda yayınlanan okur yorumları okuyucuların kendilerine ait görüşlerdir. Yazılan yorumlardan konhaber.com hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
X
Yorum Yazma Sözleşmesi
“Sayfamızın takipçileri suç teşkil edecek, yasal olarak takip gerektirecek,hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, ahlaka aykırı, müstehcen, toplumca genel olarak kabul görmüş kurallara aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde hiçbir yorumu bu web sitesinin hiçbir sayfasında paylaşamazlar. Bu tür içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk yorumu gönderen takipçiye aittir. KONHABER yapılan yorumlar arasından uygun görmediklerini herhangi bir gerekçe belirtmeksizin yayınlamama veya yayından kaldırma hakkına sahiptir. Konhaber başta yukarıda sayılan hususlar olmaz üzere kanun hükümlerine aykırılık gerekçesi ile her türlü adli makam tarafından başlatılan soruşturma kapsamında kendisinden Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 332.maddesi doğrultusunda istenilen yorum yapan takipçilerine ait ip bilgilerini ve yapmış olduğu yorumları paylaşabileceğini beyan eder ”
Türkçe العربية English