​Etik siyaset 1-Ünal Karaman 0

Seçmenin siyasetçide aradığı niteliklerin başında ahlak gelir. Kim ne derse desin vatandaş siyasetçinin ahlaklısını sever. Gençlerin moda tabiri ile ‘siyasi etik’ önemlidir. Aday adaylığı başvuruları tamamlanıp da sıra aday belirlemeye gelince heyecan fırtınasının şiddeti artıyor.  Hangi parti hangi şehirde hangi isimlere yer verecek? Şimdi en çok bu sorunun cevabı aranıyor.  Her seçimin en fazla konuşulan konularından biri  hiç şüphesiz ünlülerin siyasete atılması konusu… Sanatçılar, sporcular, bürokratlar…

Son seçimde de konu fazlası ile konuşuluyor. Birçok ünlü çeşitli partilerde aday adayı oldu. Konya’nın kısmetine ise Ünal Karaman düştü. Ünal Karaman şaşalı bir geçiş töreni ile siyasete başladığı İyi Parti’den Konya aday adayı oldu. İyi parti önceki gece bir iftar programında aday adayları için tanıtım toplantısı düzenledi. Gözler haliyle Ünal Karaman’ın üzerindeydi. Ünal Karaman’ın spor geçmişini bilen gazeteciler ona bazı sorular sordular. O sorulardan biri ise Konyaspor’da teknik direktör olarak görev yaptığı dönem ile ilgiliydi. Gazeteciler sordular: “Hocam siz daha önce ‘Benim Konyaspor’a ihtiyacım yok, Konyaspor’un bana ihtiyacı var’ şeklinde konuşmuştunuz…. Karaman böyle bir cümle kurmadığını, kişiliğinin zaten böyle bir cümle kurmaya uygun olmadığını iddia etti. 

Ünal Karaman’ın böyle bir konuşma yapıp yapmadığı dün gün boyunca sosyal medyada tartışılıp durdu. Kontv 2007 yılında yapılan o konuşmayı arşivinden çıkarıp, hakikati ortaya koyunca tartışmalar sona erdi. Tartışmalar bitti, tepkiler başladı. Evet Karaman maalesef böyle bir konuşma yapmış.  Tabi spor dünyası farklı bir dünya. Sanırım Ünal Hoca spor camiası ile siyaseti birbiriyle karıştırdı. Sporda hadiseler farklı şekillerde, farklı açılardan yorumlanabiliyor. Birinin ‘penaltı’ dediğine diğeri ‘değildi’ diyebiliyor. Yani sporda meseleler daha elastiki tartışılabiliyor. Ancak siyaset farklı. Siyasette karizmayı çizdirmemek gerekiyor. Dün ‘beyaz’ dediğinize bugün ‘siyah’ derseniz, işin rengi değişir. Dün söylediğinizi bugün inkâr ederseniz, vatandaşın size olan güveni sarsılır. Ancak siyaseti rahmetli Demirel’in ‘dün dündür, bugün bugündür’ felsefesi ile de yapabilirsiniz. Tercih siyasetçiye aittir.  Ancak bilinmelidir ki Konya bu tür siyaseti sevmez.  Bana göre ayağının tozuyla geldiği Konya’da daha ilk maçında mağlup oldu Ünal Karaman.  Veya spor deyimi ile  ‘maça 1-0 yenik başladı’ da denilebilir. 
Ünal Karaman ile ilgili tek mesele bu değil. Dün ülkücü camianın önemli bir temsilcisi beni ziyaret etti. İyi Parti Konya teşkilatının kaynadığını söyledi. “Sebep nedir?”  diye sorunca, ‘sebep Ünal Karaman’ dedi. Onun yorumlamasına göre Ünal’ın Konya’dan aday olması teşkilatı tedirgin etmiş. Konya’da ilk sıralardan aday olmak isteyenlerin önünü kesecek bir durum olarak değerlendirdikleri bu durumu sindirememişler. Ünal Karaman’ın Konya’da  yaşamadığını söyleyip, yaşadığı il olan İzmir’den aday olması gerektiğini savunuyorlarmış. Adayların belirlenmesi ile birlikte İyi Parti’den kopmaların olacağı söyleniyor. Bakıp göreceğiz. 

Ünlüler meselesi sadece İyi Parti’nin değil tüm partilerin ortak sorunu. Partiler,  ülke genel siyasetini etkilemesi amacıyla vitrinlerini ünlülerle süslemenin gayreti içerisine giriyorlar. Ama çoğu zaman bu durum yerelde kabul görmüyor. Bir tarafta, o güne kadar yerelde siyaset yapmış, ili tanıyan, şehrinin meselelerine vakıf ve belirli bir süre emek vermiş yerel aktörler, diğer tarafta ünlüler… Bilinen bir gerçek var. O da ünlülerin TBMM’ye kapağı attıktan sonra bir daha dönüp arkalarına bakmamaları. TBMM’ye kapağı atıp da TBMM’ye gelmeyenler de var. Çoğu zaman bu ünlüler sadece iki aylık seçim sürecinin vitrin mankenleri olarak kullanılıyor. Bakalım İyi Parti Konya Teşkilatı’nın Ünal Karaman ile imtihanı nasıl olacak? Bu konu daha çok konuşulacak gibi.