​Bol yoğurtlu mantıya dikkat!

Birkaç haftadır özellikle belirttiğim ve önemini vurguladığım 6 puanın üçünü Samsunspor karşısında özellikle ilk yarıdaki harika bir oyunla cebimize koyduk. Bu üç puanı ilk  yarıda atılan 3  golle süsleyen Konyaspor, ikinci yarıda biraz rölantiye aldığı oyun anlayışıyla  90 dakikayı tamamlamasını  bildi. Bir taraftan  maçı izlerken diğer taraftanda elimizdeki telefonla diğer  karşılaşmaları  takip ederek  derin bir nefes almayı umuyorduk. Ancak süper ligin son iki haftasına girilirken gerçektende ilginç sonuçlar karşımıza çıkıyor. Zaten kirli olan Süper lig'in pis kokuları iyice çıkmaya başladı dersek, sanırım yanlış olmaz. Konyaspor için artık hesap kitap, senaryo, denklem falan kurmaya, kafa patlatmaya gerek yok. Kayseri'den şu benim meşhur 6 puandan geriye kalan diğer üçünüde alıp gelmeli. Allah korusun aksi bir durumda işimiz çok zorlaşır ve kalemler, defterler, hesap makineleri o zaman devreye girer. İkili üçlü averajlar, diğer takımların son hafta maçları, belkide hafta sonu oynanacak olan derby'nin  sonucuna göre hem şampiyonu hemde küme düşenleri belirleme maçı Konya'da oynanabilir. Bence iş son haftaya kalmadan Kayseri'den mutlu mesut dönmek en garanti yol olur. Mutlu mesut dönmek adına Samsun maçındaki oyun  anlayışı açıkçası beni çok  umutlandırdı. Madem bu takım böyle güzel futbol resitali veriyormuşta neden şimdiye kadar onbinlerce kişiyi tabiri caizse fıtık etti diye kendi kendime soruyorum. Ancak sezon geneline yayılmış olan bu sorunun cevabını irdelemek, sorgulamak sezon bitiminde konulması gereken bir konu. Aslına bakılırsa sezon sonunda sayın Avukat'tan kalan, masaya yatırılacak ve cevabı alınacak birçok dosya var. Onuda son hafta Galatasaray'ı konuk ettikten sonra, dizi izler gibi her hafta takip edeceğiniz birbirini takip eden yazılarla belirteceğim. Önce Samsunspor maçının keyfini çıkaralım, sonrasını ise hafta sonu cumartesiye kilitlenerek düşünelim. 

Samsunspor karşılaşmasında öyle bir Konyaspor izledim ki, gözlerime inanamadım. Ne yalan söyleyim haftalardır hatta aylardır alıştığımız oyunun ardından bu maçta sanki Real Madriti, Barcelonayı, Arsenali, izliyormuşum gibi hissettim. Gözlerimizin pası silindi resmen. Hani hepimizin zaman zaman dile getirdiğimiz gibi karnımızı kaşıya kaşıya bir maç seyrettik desek yeridir. İşte aynı oyun tarzı, aynı güzellik, cumartesi günü oynanacak olan Kayserispor deplasmanında da gösterilir ve skora yansırsa inanın sevinçten karnımızı kaşıyacak bile fırsat bulamayız. Herşey şimdilik  toz pembe gibi görünüyor olsada, aynı ciddiyet, aynı sorumluluk, aynı kazanma arzusu ve aynı hırs son iki haftada da olmalı. Taraftarımızın Kayseri'ye akın edeceğini biliyorum. Herhangi bir sorun yaşanmadan, taşkınlık, kavga dövüş, Allah korusun kaza bela yaşamadan üç puanı alıp şen şakrak dönmek, son maçımız olan Galatasaray karşılaşmasına herhangi bir tribün cezası, herhangi bir kart cezası almadan gelmek ve o maçta ben biliyorum ki, 30,000 den fazla olacağımız şenliğe şahit olmak güzel  olmazmı ? 
Haydi o zaman, Kayseri'de güzel bir mantı yesek,  ardından pastırmanın tadına baksak, tatlı  niyetinede üç puan alıp gelsek nasıl olur ? Aman dikkat bol yoğurtlu mantı uykumuzu getirmesin. 
Kalın sağlıcakla.