​Bir liraya simit 50 kuruşa su alan Ak Partililer…

Ak Parti metal yorgunluğunu nasıl atar konusunu epeydir düşünüyordum. Cumhurbaşkanımız bu tartışmayı başlatmıştı. Kolay değil bir siyasi parti 15 yıldır tek başına iktidar. İktidarlar yorar ve yıpratır. Ancak Ak Parti her seferinde kendisini yenilemeyi becermiş bir parti. Cumhurbaşkanımız Erdoğan’ın kaptanlığında gemiyi karaya oturtmadan getirdi.

Elbette bu kadar uzun yıllara geçmişi dayanan iktidar yıpratıyor. Parti içerisinde bazılarının zenginleşmesi, bürokraside görev değişiklikleri, dış politika ve terörden kaynaklanan sorunlar nedeniyle Ak Parti teşkilatları yoruldu.

Cumhurbaşkanımız bir konuşmasında ‘maddi imkanlarımız var. Önceki partilerimizdeki sıkıntılarımız yok. Ancak teşkilatlarımızda adanmışlık eksikliği var. Dava şuurunda eksiklikler var’ diyerek önemli bir noktanın altını çizdi. Dün dava için malını mülkünü harcayanlar vardı. Bugün ise mal ve mülk için davayı harcayanlar var.

15 Temmuz gecesinde sabaha karşı TRT televizyonuna konuk oldum. Programda 15 Temmuz hain darbesine karşı Anadolu medyasının yaptıklarını anlattım. Program bitiminde Külliyenin önünden geçtim.

 Külliyede Cumhurbaşkanımızın sabah namazı sonrası bir konuşması oldu. Bu konuşmanın arkasından şehitler anıtının açılışı yapıldı. Bu açılıştan sonra vatandaşlarımız dağılmaya başlamışlardı. Bu dağılan vatandaşlarımıza bakınca aklıma Refah Partisi dönemindeki idealist kardeşlerimiz geldi. Bu insanlarda tıpkı Refah Partisi dönemindeki gibi davası için, Erdoğan’a sahip çıkmak için gelmişlerdi. Hepsinin yüzleri gülüyordu.

Külliyeden çıkan kardeşlerimize şöyle bir baktım. Ellerinde bir Türk Bayrağı, bir pet şişe su ve bir de simit vardı. Ceplerindeki olan on liralarını da bunlara vermişlerdi. Bir liraya simit 50 kuruşa su almışlardı. Bu kardeşlerimiz eşleri ve çocukları ile gülen bir yüzle sokakta yürüyorlardı. Cebindeki üç kuruşunu bayrağımıza ve simite veren kardeşlerimiz en yakın otobüs durağına gidiyorlardı.

 Kim bilir ne zaman evlerine varacaklardı. Kaç otobüs değiştireceklerdi kim bilir. Yüzlerinde en ufak bir yüksünme, bir kızgınlık ve yorgunluk görmedim. Tamam buldum dedim. Cumhurbaşkanımızın yapması gereken bir sabah namazı sonrası, bir miting sonrası, bir gece yarısı bu kardeşlerimiz bulmak ve parti yönetimini bu kardeşlerimize teslim etmektir. Dava sevdası bu kardeşlerimizde, şuur, vicdan, irfan bu kardeşlerimizde.

Tören alanına giden vekil, bakan, sivil toplu örgütü lideri siyah mersedeslerle yorulmadan gidiyorlar. Kırmızı bir şerit çekilmiş orada oturuyorlar. Vatandaşlarımızın oturması için bir sandalye dahi yok. Zaten kimse de sandalye beklemiyor. Bu kardeşlerimizin yüzündeki tebessüm her türlü konforun üstündedir.

 Tamam bu kardeşlerimiz samimi, inançlı ama bu insanların da elinden tutulması gerekir. Ak Parti çevrede kalmış, gariban Anadolu çocuklarının partisidir. Cumhurbaşkanımız gecekondu ve gariban semti Kasımpaşa da büyümüştür. Bu fedakar insanların önünün açılması gerekir. Siyaseti bazı profesyonellerden temizlemelidir. İhale peşinde koşan, makam peşinde koşan uyanıklar hızla partiden uzaklaştırmalıdır. 

Cumhurbaşkanımız Anadolu insanını yakından tanır. Onların konuşmasına bile gerek yok. Lisanı hal ile onları anlar. Bir gün taksi durağında çay içer, bir gün bir garibanın evinde ayran içer. Bir gece ansızın bir gariban vatandaşı arar halini hatırını sorar. Ak Parti’nin metal ve meta yorgunluğundan kurtulması için Cumhurbaşkanımızın ilkelerine dönmesi gerekir. Bu ilke milletle ağlamak, milletle gülmektir. Milletle aç kalmak milletle tok olmaktır.